’İktidar şımarıklığı’

HALKALI Toplu Konutları bünyesindeki Ihlamur Evleri’nden daire alan bir grup site sakini, gönderdikleri mektupta ilginç şeyler anlatıyorlar.

’Mahalle baskısı’ mı, ’iktidar şımarıklığı’ mı?

"TOKİ’nin gelir karşılığı ihale ettiği Atakent Mahallesi’ndeki Ihlamur Evleri, Özyazıcı İnşaat ve Turan Hazinedaroğlu ortaklığı tarafından yapılmış. 360 dairenin satışı Özyazıcı firması tarafından yapılıyor. Dairelere geçen temmuzdan beri taşınılıyor. Daha yüzde 20 daire var sitede.

Buraya kadar her şey güzel... Ancak, giderek ’harem selamlık’ uygulaması karşımıza çıkıyor.

Henüz bir şeriat mahallesi demek erken... Ama bazı uygulamalar karşısında endişeye kapılmamak elde değil.

Baştan daireler satılırken, bir takıyyeciliğin olduğunu anlıyoruz.

Satışlarda güzel ve modern başı açık hanımlar pazarlama elemanı olarak yer alıyordu. Bizler çağdaş bir yaşam ortamı beklerken, sitenin işletmeciliğini alan firma tarafından oluşturulan geçici site yönetimi, bazı yasaklar koymaya başladı. (Bazı yöneticilerin eşlerinin çarşaflı ve türbanlı oldukları görüldü.) ’Site oturanlarından böyle isteniyor’ gerekçesine dayanılarak bazı ’kurallar’ karşımıza çıktı.

İlk yasak, havuz ve fitnes center’da başladı. Site sakinlerine, salı ve perşembe günleri eşleriyle birlikte havuza girmesi yasaklandı. Ayrıca, ’12 yaşında bir erkek çocuğu annesiyle; kız çocuğu babasıyla birlikte havuza giremez’.

Sitede sosyal donatım alanında güzel bir restoran açıldı. Malum işletici ’içki satılması, içirilmesi ve içilmesine göz yumulması’nı da yasakladı.

İyi ki ’evlerde içki bulundurmak yasaktır’ diye bir uygulamayı akıl edememişler.

TOKİ’ye ve TOKİ’nin müteahhidi Özyazıcı’ya sormak gerekiyor:

Eğer kafalarınızın gerisinde bir ’şeriat sitesi’ oluşturmak varsa, baştan bunu neden söylemiyorsunuz? Pazarlamada modern giyimli kız ve erkekleri kullanıp Cumhuriyetçi ve çağdaş insanları neden kandırıyorsunuz? İlanlarınızda "Sektörde güvenin adresi’ ve ’mükemmellik’ ifadeleri ’harem selamlık’ anlayışını mı ifade ediyor?

Geçici bir site yönetimi böyle bir anlayışı dayatmak istiyorsa bizim gibi ailelerin hiç burada oturmaması ve dairelerimizi hemen satıp gitmemiz mi isteniyor?

Buna dense dense ’iktidar şımarıklığı’ denir.

Bizlerin dinimizi, dayatmacı ’din tacirleri’nden öğrenmeye ihtiyacımız yoktur.

Nevval Sevindi: Adaylığım sürüyor

DEMOKRAT Parti’de genel başkan adaylığını sürdüren Nevval Sevindi, 6 Ocak’ta yapılacak Büyük Kongre öncesinde şunları söylüyor:

"13 Ağustos’ta ilk adaylığımı ilan ettiğim günden beri çalışmalarım kesintisiz sürüyor.

Ben DP’nin yeni bir başkanlık yapması gerektiğini düşünüyorum.

Geçmiş kavgaların gölgesi, partiye yarar sağlamaz.

Çünkü bugün DP kongresi bir heyecan yaratıyorsa, bunun anlamı siyasette tıkanmışlığa duyulan öfkedir. 6 Ocak’taki kongre Türkiye’nin muhalefet arayışıdır. CHP ve DP, kadınların siyasete katılımını sağlayamadı. Ben kadınların önünü açmak, rol model oluşturmak istiyorum. Kadın hareketiyle siyaset güçlenmelidir.

DP’nin bugünkü favori adayları genç yaşlarda; bu iyi ancak yetmez. Bir de vizyon eklemek şart. Yoksa partiyi yenilemek mümkün olamaz."

2008...

HEPİMİZ için mutlu olsun.Zira, bazılarımız 30’unda ölür, 70’ine kadar gömülmeyiz.

Hayatta kaldığımız sürece sevmek, düşünmek ve rüya görmek için hepimize yeni bir fırsat...

Yepyeni bir yıl daha!..

(Cüneyt Koryürek’
in, dünyaya gelme anlamının mutluluk olduğunu bir türlü anlamayan kişilere (Zombilere) yazdığı mesajdan... Belki yaşamlarının geri kalan kısımlarında, umut dolu ve mutlu olma amacıyla biraz dahi olsa çaba gösterirler diyor.)

Ortadoğu ülkeleri zombileşiyor, ya biz?

B.U.

’Yobazdan korkirem’

"BİR zifir karanlıkta düştüm yola /Vurdum yolumu dağlara /Can görirem, cin görirem, korkmirem /Kükremiş aslan görirem, korkmirem /Bir yobaz insan görirem, korkirem /Onun bana can alıcı fikirlerinden /Can alıcı zikirlerinden, /korkirem balam, korkirem."

(Mirza Alekber Sabir)

AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel, eğitimde türban yasağının kaldırılması gerektiğini, bunun için toplumsal uzlaşmanın oluştuğunu savunmuş. AKP ’toplumsal uzlaşma’yı kendi dediklerinin yapılması olarak algılıyor. Bu gidişle Pakistan’dan beter olmamız çok zamanımızı almaz. Zafer ÖZGÜR

BUTTO’nun uğradığı suikastte öldürüldüğü haberinin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün üzüntülerini gülerek dile getirmesini kınıyorum. Yazık! Görüp de es geçenlere, önemsiz bir ayrıntı olarak değerlendirenlere; görmeyenlere duyurulur.

Avni CAN-FRANSA
Yazarın Tüm Yazıları