AKP hükümeti, at yarışı camiasının en büyük sivil toplum örgütü olan ve hiçbir kadın üyesi olmayan Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği’neİstanbul milletvekili İnci Gülser Özdemir’i ilk defa bir kadın başkan olarak atadı.
Başbakan Erdoğan’ın ‘Olacaksan başkan ol’ teklifiyle başkanlığa atanan Özdemir, atçılık camiasında tepkiyle karşılandı. 5 Haziran’daki Genel Kurul öncesinde seçime siyaset karıştırıldığını öne süren ve kendini yeni oluşumcular olarak tanıtan grup, hükümetin bu yaptığının yanlış olduğunu savunuyor. Birçok genç atçı ve yetiştiriciden oluşan grup görüşlerini şöyle özetliyor: ‘Maliye Bakanlığı atçılığın önündeki kesinti engelini kaldırmamakta direniyor. Tarım Bakanlığı TJK yönetimine kimi zaman ‘yasadan gelen hakkını kullansa bile’ anlamsız müdahalelerde bulunuyor. Şimdi de hükümet 4000 üyesiyle camianın en büyük sivil toplum örgütü olan TYAYSD’nin yönetimini ele almaya çalışıyor. İnci Hanım değerli bir atçıdır. Her atçının olduğu gibi TYAYSD’nin başkan adaylığı için hakkı bulunmaktadır. Kendisiyle demokratik bir platformda yarışacağız. Ama alacağı olası bir yenilgi, zaten camia ile arası hep limoni olan AKP iktidarı için çok büyük bir sorun olabilir. AKP atçıların gözünde hem siyaseten hem de atçılık olarak çok zor duruma düşebilir.’
OGS geçişlerinde geç gelen ‘kredi az’ uyarısı
OGS ödemelerinde kullanılan Ziraat Bankası elektronik hesaplarındaki aksaklık dolasıyla büyük bir haksızlık yaşanıyor. Aracınızla gişelerden geçiş yaparken, ‘kredi az’ ikazı çok geç veriliyor; siz de bu uyarıyı görene kadar hesabınız çoktan eksi duruma düşmüş oluyor. Ayrıca her geçiş için 750 bin lira ceza ödemiş oluyorsunuz. Ben de bu ikazı gördüğümde 100 milyon yatırmama rağmen 38 milyon ‘eksi’ hesabım olduğu yazılıydı. Ancak Karayolları kontrolünde kredimin yeterli olduğu ortaya çıktı. Bize kendi hesabımızı tutarak ‘eksi’ye düşmememiz tavsiye edildi. Bu kadar gecikmeli ve hatalı işleyen bir sistemde tutulan hesabın doğruluğundan şüphe duymamak mümkün mü? Karayolları ve banka hesapları arasındaki uyumsuzluğun kim farkında? Suçsuz yere ceza yemek istemiyoruz.
Gökhan TARGAY-ORTAKÖY
Öğretmen atamalarında norm kadro delindi
ANKARA İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde, yıllardır başarılı şekilde uygulanan norm kadro uygulaması delindi. Turhan Feyzioğlu İlköğretim Okulu’na atanmak için birinci sırada bekleyen Resim-İş öğretmeni Arzu Doytanoğlu’nun yerine, başka bir öğretmen atandı.
Haksızlığın giderilmesi için Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe veren Arzu Doytanoğlu, ‘Sıralama listesinde benim ilk sırada olduğum Turhan Feyzioğlu İlköğretim Okulu’na, hizmet puanı benden daha düşük olan başka bir öğretmen atanmıştır. Kaldı ki yerime atanan öğretmenin tercihleri arasında, atandığı bu okul da bulunmamaktadır. Hizmet puanı benden düşük olduğu halde yerime atanan öğretmenin, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli olmasının etkisi olduğunu düşünmekteyim. Haksızlığın giderilmesini bekliyorum’ dedi.
Gecekondu önleme projesi
MERKEZİAntalya’da bulunan, İnşaat Mühendisi Turgut Yalçın’ın başkanlığını yaptığı Ekonomik Varlıklarımızı Koruma ve Değerlendirme Derneği (EVKD), Bayındırlık Bakanlığı’nın yürüttüğü ‘Gecekondu Önleme Projesi’ ile ilgili olarak çözüm önerilerinde bulunuyor: ‘Şehir merkezlerine ve kamu binalarına yakın noktalarda imar planları revize edilerek uydu-kentler yapılmalıdır. Planlamalar yapılırken yatay yapılaşmak yerine dikey yapılaşmak daha doğru olacaktır. Uydu-kent projelerinde çıkmalar kesinlikle olmamalıdır. Türkiye genelinde kaldırılmalıdır. Çünkü çıkmalarda kullanılan demir, binanın maliyetini % 15 artırmaktadır. Binayı statik ve dinamik yönden zayıflatmaktadır.’
Sıkıntımız başbakandan yana
MENDERES, Demirel, Özal, Ecevit, Yılmaz ve Çiller... Pek çok başbakan gelip geçti. Hiçbiri efsaneleşemedi. Ama cumhurbaşkanı bakımından şanslıyız. Atatürk ve İnönü efsaneleşti. Unutulmayacak üçüncü ad Ahmet Necdet Sezer. Kanunsuzluklara geçit vermedi. Onurlu görev yaptı. Yüzümüzü güldürdü. En kötü günlerimizde onu yanımızda gördük. Bizdendi, bizdi. Sıkıntımız başbakandan yana. Türkiye’ye Ahmet Necdet Sezer gibi başbakan gerekli.
Süleyman EKİM-İSTANBUL
Ehliyetinizi kaybetmeyin
EHLİYETİMİ kaybettim. Yenisini çıkarmak için Emniyet Müdürlüğü’ne başvurdum. Kart parası olarak 30 milyon TL. istediler. Bu para bana çok abartılı geldi. TÜKODER’i aradım. ‘Aldıkları para yasal, biz bir şey yapamayız’ dediler. Emniyet Genel Müdürü’ne, İçişleri Bakanı’na sormak istiyorum: Bir ehliyet kartı için 30 milyon TL. almak insaf ölçüleriyle bağdaşıyor mu? Bu kartın maliyeti kaç liradır?
Necmetin Kurucu-ANKARA
Biliyor musunuz?
ARTVİN’de vali yardımcısıyken 2002’de AKP’den milletvekili aday adayı olup kazanamayan, daha sonra Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürlüğü’ne verilen, yerel seçimlerde Konya Büyükşehir Belediyesi başkan aday adayları arasında bulunan Yavuz Selim Köşker’in Mali İdareler Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanlığı’na atandığını...
Biliyor musunuz?
GÜNÜN SÖZÜ
‘Türkiye’nin borcu 312 milyar dolara çıkarıldı. Borç bir trilyon dolar olursa sadece faizi 130 milyar dolar olur. Bu da Türkiye bütçesinin tamamıdır.’
(Necmettin Erbakan)
MESAJ PANOSU
İSTANBUL’dan ‘Ankara Ekspresi’ ile Ankara’ya gittik. İstasyonda bagajımızı gün boyu taşımamak için ‘emanetçi’ aradık. Fakat ‘güvenlik sorunu’ gerekçesiyle kaldırmışlar. Oysa istasyon tuvaletçisi bile emanet almaya başlamış! Ankara İstasyonu’nda ‘emanet’i kaldıranlar; utanmalıdır. Başkentte emanet olmazsa diğer illerimiz kimbilir ne haldedir?
Melikşah YENİPAZAR
ÇEAŞ hisse senetlerimiz ve temettülerimize devlet el koydu. Bu konuda devletten hiçbir açıklama yapılmıyor. Hisse senet sahipleri panikte. Ortalıkta çeşitli spekülasyonlar dolaşmakta. Nereye başvuracağımızı bilemiyoruz. Fırsatçıların kurbanı olmak istemiyoruz. Serap KUNİ
ALMAN televizyon kanalı Pro 7’de ‘TV Total’ programının yapımcısı Stefan Raab, programında uzun bir süre Türkiye ve Türk sanatçılarının tanıtımını yaptı. Hatta İstanbul’a gelip program bile yaptı. Milyarlara yapamayacağımız bu reklamı bizim için yapan bu sempatik programcı Raab’a bir ödül vermemiz gerekmez mi?
M. Murat GÖZÜBÜYÜK
KEMERBURGAZ’daki iki kemer arasına izinsiz dolgu ve moloz dökümü yapılıyor. Böylece dere yatakları ve meralar tahrip ediliyor. Sel ve heyelanlara imkan tanınıyor. Dolayısıyla tarım yapılamayacak bir hale geliyor. Bölge çiftçimizin geçim kaynağı olan tarım topraklarını kirletmek bu kadar ucuz mu? Yavuz YONAR
ÜSTBOSTANCI-İçerenköy’de havaların ısınmasıyla birlikte etraf kara sineklerden geçilmiyor. Kadıköy’de yaşamanın ayrıcalığı bu mu? F.Batur URAS