‘Haysiyet kariyer’ infazı

CUMHURBAŞKANLIĞI seçimlerinin telaşı içinde Yüksek Askeri Şûra kararları güme gitti. Ege Ordu komutanının, Jandarma Genel Komutanlığı’na gelmesi haricinde kuvvet komutanlıklarında değişiklik olmadı. Kara Kuvvetleri komutanının ‘derin yapı’nın adamı olduğu dedikoduları şimdilik işlemedi. Bu şûranın dikkate değer sonucu, Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi ‘paket sipariş’ davalarda yargılanan yüksek rütbelilerin emekli edilmesi oldu.

Haberin Devamı

Balyoz ve Ergenekon’da yargılanan 12 general ve amiral, bekleme süreleri dolduğu gerekçesiyle emekliliğe sevk edilirken, Yargıtay tarafından beraat ettirilerek aklanan bir tümgeneral Yaş’ta, zorunlu olarak korgeneralliğe terfi ettirilmesine rağmen, kadrosuzluk nedeniyle emekli edildi. Başbakan, söz konusu davalara karışanların emekli edildiğini açıklarken, takdir hakkını kullandığını ihsas ettirdi. Darbe iddiaları ile ‘servise konan’ davaların yargılamalarının hukuken ve de kanunen sakat hükümler ile sonuçlandırıldığı Anayasa Mahkemesi kararları ile sabit ve yargılamalar yenilendi.
TARTIŞMALI TASARRUF!
Buna rağmen, bu rütbelere gelmiş komutanların tasfiye edilmeleri, hangi nedenle olursa olsun, hukuken tartışmalı bir tasarruf... Başbakan derin yapının, ‘darbe yapıyorlar’ yaygarasını destekledi, şimdi de kendisine yapılmaya çalışılan darbeleri millete şikâyet ediyor. Arada olan, komutanlara oldu, sahte davalar ile tasfiye edildiler, davaların amacı mahkûm ettirmekti. Anayasa Mahkemesi devreye girince, Yaş toplantısında, silah arkadaşlarının da Başbakan ile işbirliği sonucu adeta haysiyet/kariyer infazına uğradılar. (Seçilmiş hükümete karşı sahte darbe suçlamasına muhatap olmak başlı başına bir haysiyet infazıdır.) Silivri yargılamaları bir gerçeği ortaya çıkardı, Genelkurmay’ın hukuka dayalı, kurumsal bir savunma geleneği oluşmamış durumda... Siyaset kurumu karşısında ya boş laflarla ‘zart-zurt’ ettiler ya da ‘biat’ ettiler... Sonuçta, komutan seviyesine yükselmiş mensuplarının hak ve hukuklarını koruyamadılar. S.Ö.

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Sıfır sorun politikası sorunsuz sıfır komşu haline gelmiştir. Artık bütün bu konuların yeniden değerlendirilmesinin zamanı gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği bölgede esen rüzgârların etkisine bırakılmaz.” Onur ÖYMEN

Çevrecilik sadece ‘çim’ olmuş

HEM iş hem zevk dolayısıyla 4 aydır sürekli motosiklet üzerindeyim, şehir dışı seyahatleri dışında Gebze’den Silivri’ye, kuzeyde Taşdelen’e değin bölgelerde günün her saatinde sürekli yol alıyorum. Yol boyunca da -otomobilden çok daha farklı, geniş bir açıdan- birçok şeyi görüyorum.
İBB’nin çok eleştirilecek uygulamalarından biri otoyol kenarlarında zamanında Karayolları’nın diktiği çeşit çeşit çalıyı yok ederek serme çim yerleştirmesi, duvarları -dünyada benzersiz- çiçeklendirmesidir. Kullanamadığım, çıplak ayak basamadığım, çocuğumun emekleyemediği, dedemin ağaç gölgesinde bankta oturamadığı bu alanlar kamu yararına park mıdır, göz boyama/rant aktarma istasyonu mudur? Plastik imitasyon kullansan ne fark eder? Ayrıca kuşlara, çeşitli yaban hayvanlarına yuva olan çalıların yok edilmesi de cabası. Artık Çamlıca’ya çıkarken ilkbahar çiçekleri, papatyalar göremiyoruz, Başbakan’ın ‘yeşil aşkı’ bu ve buna gerçekten inandığına, yeşilcilikten, çevrecilikten sadece çim anladığına inanıyorum.
Asıl mesele şu anda, ta Silivri, Selimpaşa’daki kavşaklara kadar tüm bu alanların hiçbir kısıtlama olmaksızın sabah, öğlen, akşam sulanması, taşan suların yollarda, yol kenarı kanallarında akması... Sanırım seçime kadar ‘Her şey yolunda, sıkıntı yok, refah var’ algısını yaratmak için bu israf sürecek. Su bittiğinde kısa dönemde ne yapacağımızın sorusunun yanıtı ise kimsede yok.
M. Selim AKINOĞLU

Haberin Devamı

Saracoğlu’na kıymayın sakın...

ANKARA’nın kalbi Kızılay’ın gözbebeği Saracoğlu, ilk olma özelliği taşıyor. 102 bin m2’lik bir alan kaplıyor. Üç caddeye cepheli, ada içerisinde iki de sokak mevcut; Cumhuriyet’in ilk lojmanları. Başbakan merhum Şükrü Saracoğlu’nun adını taşıyor. Artık bir kararnameyle mi, kanunla mı TOKİ’ye devredilmiş...
Binalar şehirlerin aynasıdır.
Şimdi TOKİ hasılat paylaşımlı bir yol izlerse, AVM, çarşı, artık ne yapılır bilemeyiz!...
Gelin yol yakınken, Mimarlar Odası, STK’lerle karma bir komisyon kurarak, aklın bir noktasında buluşalım. Kültür merkezleri, yeşil alan (park) yapılması göz ardı edilmesin.
Gelin kıymayın şu Saracoğlu’na. Salim TAŞCI

Haberin Devamı

Öğrencilerin en az %66,73’ü İmam Hatip ve Meslek Lisesine gidecek


BİLAL Erdoğan 26 Ağustos 2013 de “Artık düz lise düşünmeyelim” dedi.
Düz Liselerin tümü kapatıldı.
Sınavsız girilen okul kalmadı.
“Kısa sürede İmam Hatip Liselerinde 1 milyon öğrenci olacak” dedi.
İHL sayısı 973’e ulaştı.
“İHL’nin bütün mevcut içindeki oranını % 25’lere mi çıkarmak istiyoruz? Aynı anda yapamıyor muyuz? Bu ileriye dönük bir tehdit oluşturabilir” dedi, çözümü seçmeli din derslerinde buldu.
“Özel okullar 40 saatin 11 saatini seçmeli din dersleriyle gerçekten yapmış olsalar, alın size özel İmam Hatip” dedi ve seçmeli din derslerinin tüm okulları İmam Hatipleştirme projesi olduğu itiraf edildi.
Yaşanan kayıt kabusu, işte bu İmam Hatipleştirme Projesinin sonucudur.
Aileler ve öğrenciler genel liseler kapatıldığı için zorla İHL veya Meslek Liselerine gitmeye zorlanmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığının e-okul sistemi üzerinden yayınladığı kontenjanlara göre, 545.305 öğrenci Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine, 204.290 öğrenci Anadolu İmam Hatip Liselerine, 157.080 öğrenci ise Çok Programlı Anadolu Liselerine gitmek zorunda bırakılacaktır. Bu verilere göre en az 850 bin öğrenci Anadolu İmam Hatip Liselerine ve Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine gitmek zorunda kalacaktır.
Çok Programlı Anadolu Liseleri, içerisinde Mesleki ve Teknik Liselerle birlikte İmam Hatip Liselerini de barındırmaktadır. Bu ne demektir? Çok Programlı Anadolu Lisesine kayıt yaptıran bir öğrenci %70 ihtimalle bu liselerin İmam Hatip ya da Mesleki ve Teknik kısımlarına geçmek zorunda kalacaktır. Ülke genelinde 1919 Çok Programlı Anadolu Lisesi bulunmaktadır. Bu sayı azımsanmayacak kadar büyüktür.
2013-2014 eğitim öğretim yılında 854 olan İmam Hatip Lisesi sayısı %13,9 artarak 973’e ulaşmıştır. On öğrenciden yedisi Anadolu İmam Hatip ve Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kıskacı arasına sıkıştırılmış bulunmaktadır.
Geleceğini özgürce belirlemek hakkı ellerinden alınan öğrenciler, AKP’nin İmam-Hatip Projesi doğrultusunda zihinsel bir dönüşümle karşı karşıya bırakılmaktadırlar.
Prof. Dr. F. Nur SERTER
İstanbul Milletvekili
Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi

Yazarın Tüm Yazıları