Paylaş
Öyle bunalmış ve daralmış durumdayım ki, yüksek bir dağın tepesine çıkıp avaz avaz bağırmak istiyorum. Bunu yapamıyorum ama siz köşenizde bu konuya değinirseniz, isteğimi bir anlamda gerçekleştirmiş olacağım. Çalışma Bakanı, gazetecilere ‘‘Başarılı olamazsam giderim’’ demiş. Emeklilik yaşı konusunda başarılı olamadı, bence gitsin.
Yanlış anlaşılmasın, emeklilik yaşının yükseltilmesine karşı değilim. Zaten emekli olmuş genç ihtiyarlar beni hep şaşırtmıştır. Ama bir yanlış düzeltilirken lütfen başka yanlışlar yapılmasın.
45 yaşındayım, yaşlı değilim, hálá enerjim var, çalışma hevesim var, buna maddi ve manevi olarak ihtiyacım da var. Çünkü başka geliri olmayan tek başına bir bayanım, evimi geçindirmek durumundayım. Bir de lise öğrencisi oğlum var. İş arıyorum, gazete ilanlarına bakıyorum, ‘‘28 yaşını aşmamış’’ olma zorunluluğu var, 30 bile değil. Yaş haddi olmayan ilanlara özgeçmişimi yolluyorum, bütün vasıflarım onların istedikleri özelliklere uygun olduğu halde lütfedip bir cevap bile vermiyorlar.
Beni ‘‘gözleri tutmadı’’ diyeceğim ama tanışma fırsatı bile vermiyorlar. Yaşa takıldıkları besbelli. Peki şimdi biz 30 yaş üstü bayanlar aç mı kalacağız? Çocuklarımızı okutamayacak mıyız?
45 yaşında insanların ihtiyar sınıfına sokulduğu bir ülkede emeklilik yaşının 60 olması oldukça tuhaf değil mi? Lütfen benim yerime köşenizde bağırır mısınız? Belki birileri duyar.
Hülya ERSUN-İSTANBUL
Sen de manken resmi çek!
GEÇENLERDE, Türkiye'nin ünlü turizm fotoğrafçısı Orhan Durgut ile konuşuyorduk. Yıllardır Türkiye'nin turistik ve tarihi mekánlarının havadan çekilmiş muhteşem fotoğraflarını gördük.
Durgut üzgün bir şekilde konuştu:
‘‘Türkiye'yi tanıtmak için ilgisiz ve yetersiz kişiler her yıl tekrar tekrar birbirinin benzeri kitaplar yapıp Tanıtma Fonu'nu hoyratça kullanıyorlar.’’
Durgut kendi çapında Türkiye'yi tanıtmak için ‘‘Anadolu Antik Tiyatroları’’ kitabını yayımlamış. Sporsor bulmak için didinip duruyor.
Turizm ve Kültür Bakanlıkları'ndan hiçbiri ilgi göstermemiş. Özel sektör de elini uzatmıyormuş.
Bizden öneri...
Sayın Durgut siz niye tarihi ve turistik mekánlar yerine mankenleri çekmiyorsunuz?
Erkan Mumcu'ya sorun; Türkiye'nin turizm gelirine ihtiyacı yok mu?
Ev sahibinin hakkı yok mu?
SON yıllarda yeni bir uygulama başlatıldı. Kanun, kural tanımayan bu uygulamaya göre sanki sözleşmeye ev sahibi imza atmış gibi kiracı tarafından ödenmeyen elektrik, su, doğal gaz borçlarından ev sahipleri sorumlu tutuluyor. Müesseseler, sağlam evrak tanzim etmeden yaptıkları sözleşmelerle sattıkları hizmetin bedelini ne hakla ev sahiplerinden isteyebilirler? Sözleşme yaparken ev sahiplerini kefil yapıp imza mı attırıyorlar?
Aylarca ödeme yapmayan abonelerine ev sahiplerinin kesesinden mi hizmet sağlıyorlar? Zamanında ödeme yapmayan abonelerinin hizmetine son vermek, kendilerinin görevi değil mi?
Bu uygulamanın Borçlar Kanunu'na göre muhatabı ev sahibi midir?
Sayın hukukçular, sayın müessese yetkilileri, lütfen haksızlığın önüne geçin.
M. Bülent KARAGÖZ-ANKARA
UYARI
SURİYE sınırından yapılan ithalat-ihracat işlemlerinden kim ne kaybetti, Türkiye ne kazandı?
Muza, mercimeğe, mazota, benzine, salçaya, şekere, çaya vs. kim bakacak?
Bakılmazsa Türkiye soyulmaya mahkûmdur.
(Ankara'dan adı saklı bir ihracatçı.)
Bu da taksici oyunu
DÜN Minibüs Odaları'nın oyunlarını sergilediniz de, sanki taksiciler farklı mı? Şimdi yeni bir uygulama başladı. Plaka satışı ile uğraşan galericiler, taksi kiralama işine başladılar.
Buna neden, odaların denetimine İçişleri Bakanı Tantan'ın getirdiği İçişleri, Maliye ve Sanayi Bakanlığı müfettişlerinin denetime başlamaları...
Kayıtdışı işlemler gözetim altına alınıyordu.
Ama onlar yeni piyasa yarattılar; daha doğrusu yeni bir rant kapısı açıldı.
Bu çerçevede eskiden plaka ticareti direkt yapılabiliyordu.
Şimdi taksi sahibi, aracını 3 milyar hava parasıyla aylık 200 milyona galericilere kiralıyor. Galerici de, 600-700 milyona kiraya veriyor.
Çark başka türlü yürüyor. Vuran gene vuruyor.
Bir taksi üzerinden katlama yoluyla para kazanan patronlar varsa, acaba gerçek taksiciler ne yapıyor? Kerim A. ALGÜL-İSTANBUL
Ovakışla'dan mektup var
BİTLİS'in Ahlat İlçesi'ne bağlı Ovakışla Beldesi'ndeki Ovakışla İlköğretim Okulu öğrencilerinin çıkardığı gazeteden söz etmiş (17.2.2000) ve bu gazeteden bazı alıntılar yaparak ‘‘İnternetle Dünyayı Dolaştık’’ başlığıyla sizlere sunmuş, okula bilgisayar ve kitap yardımı yapmak isteyenlere telefon numarası vermiştik. Ovakışla İlköğretim Okulu'nun öğrencileri ile müdüründen mektup aldık. Yayınımız üzerine çok sayıda okurumuzun telefon ederek çeşitli yardım taleplerinde bulunduklarını belirten mektupta, duyarlı okurlarımızın gönderdikleri kitaplar sayesinde büyük bir kütüphane kurulduğu belirtiliyor. Okul Müdürü Yalçın Ömer Oto'nun ifadesiyle ‘‘Bunlar (!) kitaptan ne anlar!’’ denilen köyde şimdi üç bin kitaptan oluşan bir kütüphane var. Bilgiye susamış bu çocuklara destek olmak isteyen okurlarımız için irtibat kurulabilecek telefon numaralarını yeniden veriyoruz. Tel: -0434-421 21 42/412 42 45
Paylaş