Yalçın Bayer: General düzeyindeki profesör maaşları binbaşı düzeyine indi

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

TEMSİL Tazminatı Yasası ile -temelde karşı olmamıza rağmen- biz profesörlere büyük haksızlık yapıldığını görmekteyiz.

Üniversite öğretim üyeleri, hemen hemen cumhuriyetimizin kuruluşundan beri askerler, hákim ve savcılar gibi özel yasaları olmasına rağmen kıdemlerine göre aynı düzeyde ücret almaktaydılar.

Ancak 1980'den itibaren maaşlarla ilgili olarak çıkarılan iyileştirmeye yönelik hemen her yasa veya kararname, öğretim üyeleri aleyhine sonuçlanmış ve maaşlar arasında büyük bir dengesizlik oluşmuştur. Örneğin, önceleri bir general düzeyinde maaş alan bir profesör bugün kıdemli binbaşı düzeyindedir. Yine aynı durumda olan 1. sınıf hákimler ile bir profesör karşılaştırıldığında nerede ise profesörlerin aleyhine yarı yarıya yaklaşan bir fark oluşmuştur.

SESSİZ ÇOĞUNLUK

Üniversite profesörlüğü denilince, akla ön planda Tıp, Hukuk, İşletme vb. dışarda çalışma olanağı olan, gelir düzeyleri oldukça yüksek sanılan öğretim üyeleri gelmektedir. Oysaki, Edebiyat, Fen, İlahiyat, Orman ve Ziraat Fakülteleri'nde dışarda hemen hemen herhangi bir çalışma imkánı olmayan ve sayıları hiç de küçümsenmeyecek ölçüdeki öğretim üyeleri büyük bir feragatla görevlerini sürdürmekte ve her nedense dert ve sıkıntılarını dile getirmeyi adeta ayıp sayıp susmaktadırlar...

Hele emekli profesörlerin durumu tam bir trajik durum arz etmektedir.

Bugün, diğer ülkelerde özlem duyulan üniversite öğretim üyeliği ülkemizde ne yazık ki artık cazibesini kaybetmiştir.

Araştırma görevlisi bulunamamaktadır.

Nitelikli elemanlar, üniversite dışında görevlere ve vakıf üniversitelerine yönelmektedirler.

Bugün düşük ve yetersiz maaşlarla bir bilim adamı olarak bir dergiye abone olmak, yurtiçi-yurtdışında bilimsel kongrelere katılmak mümkün değildir.

Arazi çalışmaları gerektiren uygulamalı projeler üretmek, ödenek yokluğu nedeniyle imkánsız hale gelmiştir.

TERFİ OLANAĞI YOK

Ayrıca 4 yılını doldurmuş bir profesör, bu aşamadan sonra emekliliğine kadar geçen en az 20 yıllık hizmet süresi boyunca herhangi bir terfi yapması söz konusu olmadığından, sadece enflasyon nedeniyle verilen yıllık genel zamla yetinmek zorundadır.

Tüm bu olanaksızlıklar içinde görevlerini sürdüren öğretim üyelerinin temsil tazminat yasası ile kararnamede kapsam dışı bırakılması bizler üzerinde büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı yaratmıştır.

Bizleri üzen ve düşündüren bir başka husus da, Bakanlar Kurulu kararında imzası bulunan ve daha önce bizler gibi üniversitede görev yapmış profesör meslektaşların bu haksızlığı nasıl fark etmemiş olmalarıdır.

Üniversitelerde sadece rektörlerle, YÖK üyeleri ve de TBMM'deki bürokratların yararlanabildiği bu tazminattan, yargı mensuplarından 6 yılını doldurmuş hákimler gibi zaten sayıları sınırlı olan 4 yılını doldurmuş profesörler ve emeklilerinin de yararlanmaları mutlaka ve ivedilikle sağlanmalıdır.

ÊProf. Dr. E. Selman USLU-İSTANBUL

Sağlık muayenesi

komik mi komik!

EHLİYET almada en önemli husus olan sağlık muayenesi hep atlanıyor. Şu andaki sağlık muayenesi şekli son derece komik. Tam teşekküllü hastaneden uzman raporu isteniyor. Korkunç bir ekonomik kayıp. Onun yerine bakılması gereken bir iki kalem unsura teknisyen seviyesindeki bir görevli, kişi kursa yazılmadan önce bakabilir.

Sağlık muayenesinde en önemli unsurlardan biri olan ‘stereopsis’, yani iki göz açıkken derinlik hissi test edilmiyor. Kanunda böyle bir istek yok. Halbuki en gerekli şey bu. Sürücünün derinlik hissi yoksa bir gün yüzde 100 kaza yapacaktır. Oysa renk körlüğü çok önemli olmamasına rağmen bizde habire dayatılıyor. Teknisyen eğitimi almış kişiler bunlarla muayene yapabilir.

Bir diğer konu da periyodik muayene... Sürücünün görme keskinliği bir kez muayene ediliyor, ehliyet veriliyor ve güle güle. Bu adam 60 yaşına gelip de araba kullanırken acaba nasıl görüyor diye düşünen yok. Eğer yeni bir yasa yapılacaksa sağlık konusu kökten değişmelidir.

Dr. Volkan DAYANIR-ABD

Yazarın Tüm Yazıları