Yalçın Bayer: Flash TV'nin adamı ava giderken avlandı

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Bize iftira atan tetikçi, rüşvet alırken yakalandı

Gazetelerde bir haber:

‘‘FLASH TV'de yayınlanan Hedef adlı programı yapan Gazeteci Ender Coşkun ile yardımcıları Orhan İnce (yapımcı) ve İsmail Demircioğlu (kameraman) gözaltına alındılar. İstanbul Medya Mensupları Derneği Başkanı Orhan Yağar'ın, Coşkun'un kendisinden sürekli şantaj ile para aldığını ileri sürerek savcılığa başvurması üzerine Coşkun, kendisine verilen ve seri numaraları alınan paralar -250 milyon- ile birlikte Kartal'daki restoranın çıkışında yakalandı.’’

Kartal polisi büyük bir başarı gösterdi, bir rezilliği ortaya çıkardı.

Asayiş Şubesi'nde iki gece gözaltında tutulan sanıklar, Cumhuriyet Savcısı'nın tutuklama isteğiyle sevk edildikleri Kartal 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde serbest bırakıldılar. Haklarında birçok ihbar bulunması nedeniyle de savcılık tarafından pazartesi yeniden adliyeye çağrıldılar.

Medya camiasında böyle adamların işi olabilir mi?

FLASH TV'nin bazı yayınlarının ne kadar gerçek olduğu gözler önüne çıktı.

Tetikçisi, Flash TV'nin ayağına takıldı

Sen adam gibi program yapan Cüneyt Canver, Oktay Ekinci, Bahadır Tokmak ve Turgay Yıldız'ı işten at, 'ısmarlama' gazetecilere de 'tetikçilik' yaptır!

Bu adamların kim oldukları bilinmiyor mu? Daha önce çalıştıkları yerden hangi gerekçelerle çıkarıldığı neden araştırılmıyor?

Bunların hesabını kim verecek?

FLASH TV'nin sahipleri Ömer ve Mehmet Göktuğ mu, Genel Yayın Yönetmeni Ferhan Şaylıman mı?

Eminönü eski Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya'nın bizleri, kimlere neden ve neyin karşılığı şikáyet ettiği, nasıl düzmece programlar yapıldığı da bu vesile ile ortaya çıktı.

GÖKTUĞLAR'A DERS

Dileriz Göktuğlar, bundan iyi bir ders çıkarırlar.

Kendisine 'patron'un değil 'halkın tetikçisi' adını takan bu tür kişilerin, Uğur Dündar, Kadir Çelik, Doğu Perinçek, Kamer Genç'e hakaretler yağdırmasına, politikacı ve işadamlarına şantaj yapmasına kim engel olacak?

Bugünlerde Türkiye'nin buna çok ihtiyacı var.

TGC ve Basın Konseyi'nin, Flash TV ile 'telekulakçı' Kent TV'nin sahipleri ve program yapımcılarına karşı ciddi tavır alması gerekiyor.

FLASH TV'nin sahiplerinin, Bursa'nın 'Gökkafesi'nin kaçak katlarına karşı direnen Bursa Büyükşehir eski Belediye Başkanı Erdem Saker hakkında 'tetikçi'sine günlerce ne tür haberler yaptırdıkları unutulmalı.

Bunlara benim değil, ama Saker'in ahı tutmuştur.

Şantajla haber yapmanın, yaptırmanın bedeli budur.

Şimdi yargıda hesap verecekler. Dileriz Kartal Savcılığı, bu kişilerle ilgili öteki dosyaları da dikkate alırlar. RTÜK de sessiz kalmaz.

Ayaydın:

Susurluk'tan aklandım

‘‘EKONOMİNİN Mahkemesinde Hassas Seçim’’ başlıklı (14.5.1999) benim de ismime yer verilen yazınızı üzülerek ve hayretle okudum. Yanlış bilgilendirme sonucu köşenizde yer verdiğiniz konu için aşağıdaki açıklamayı yapma gereğini duydum:

1- Rekabet Kurulu Başkanlığı'ndan milletvekili seçimlerine katılmak üzere 11 Ocak 1999 tarihinde kendi isteğimle istifa ettim.

2- Kurul kontenjanından Bakanlar Kurulu tarafından seçilen Sayın Ali Ersan Gökmen, kurumun başkan yardımcılığından kurul tarafından önerilmiş, son derece bilgili, dürüst bir çalışma arkadaşımdır. Diğer iki üye, Sayın Müfit Sonbay ve Sayın Kubilay Atasayar'ı hayatımda hiç görmedim ve konuşmadım. Bu değerli iki şahsı, benden sonra kurul takdir etmiş ve önermiştir. Dolayısıyla bunların seçiminde benim en ufak bir dahlim söz konusu değildir. Ben görevden ayrıldıktan sonra kuruldaki arkadaşlarımla hiçbir konu ile ilgilenmedim; ilgilenmemem söz konusu değildir. Halen Rekabet Kurulu'nda üye olarak görev yapan 11 üye de başkanlığa layık arkadaşlardır. Benim bu arkadaşlar arasında bir ayrım yapmam söz konusu değildir. Böyle bir görevim de yoktur.

3- Sayın Ali Ersan Gökmen, Sayın Müfit Sonbay, Sayın Kubilay Atasayar ve yazınızda adı geçen başkan yardımcısı Sayın Nurettin Şenözlü daha önceki kurumlarındaki görevlerinden dolayı kendilerini kabul ettirmiş, çok değerli uzmanlardır.

4- Susurluk raporunda siyasal amaçlı da olsa ismim geçtiği için, Türkiye'de ilk kez DGM'ye başvurarak hakkında soruşturma talep edip, bunun sonucunda takipsizlik kararı ile aklanan tek kişiyim. Ben ve raporda adı geçen arkadaşlarımın Susurluk raporu ile hiçbir bağlantımız olmadığı yargı kararıyla kesinleşmiştir.

Prof. Dr. Aydın AYAYDIN-ANAP İstanbul Milletvekili



Yazarın Tüm Yazıları