Paylaş
İşçi Memur Bağkur Emeklileri Derneği Genel Başkanı Hamdi Öz uzun, zorlu ve masraflı işlemlerden yakınıyor.
Üç sosyal güvenlik kurumunun birleşeceği açıklanmışken, böyle bir işleme gerek var mı?
Bir emekli muhtardan ikametgah, nüfus memurluğundan vukuatlı nüfus kaydı alacak; ayrıca eşinin Bağkur veya Emekli Sandığı ile ilgisi olmadığına dair belge getirecek.
Eskiden hak sahibinin taahhüdü yeterliydi; şimdi ise semt semt dolaşıp uzun bir uğraş gerekiyor. Tabii emeklinin sağlığı bunları yapmaya elverişliyse... Karne için ödenecek para da ‘makbuzsuz’ 500 bin lira...
Hamdi Öz anlatıyor:
‘Emekli bu sorunları yaşarken emeklinin SSK Müdürler Kurulu’ndaki emekli temsilcisi ne yapıyor.
3 milyar maaş, 4 maaş ikramiye, lojman, makam aracı ile saltanat sürüyor. Bu da yetmiyor, 2005 şubatında emeklilerden 12 milyon lira kesilerek, bunun Türkiye İşçi Emeklileri Derneği’ne aktarılması için çalışmalar yapılıyor... Sadece bu derneğin kasasına girecek para 12-13 trilyon lira... 2004’te para kesilen emeklilerden kaçı makbuz alabildi acaba?’
İstanbul’da bir SSK’lı emeklinin SSK’nın ilçe sigorta müdürlüklerine, Bağkurluların Yeni Bosna, Kadıköy ve Mecidiyeköy irtibat bürolarına, memur emeklilerinin de Cağaloğlu’ndaki Emekli Sandığı’na gitmeleri gerekiyor... Bir emekli sağlık karnesi alabilmek için bu turlama sonucunda en az 50 milyon harcıyor.’
Herkese vatandaşlık numarası verildiğine göre nerede kaldı e-devlet projesi?
- Siz niye uğraşıyorsunuz bu işlerle?
- Biz ayrı bir derneğiz. Makbuzla kesin, herkesin derneğinden kesin diyoruz ancak kabul etmek istemiyorlar. Çünkü çıkarlarına ters düşüyor. Biz dolar 1.650 iken tonu 171 milyona kömür dağıttık, bunun üzerine saldırıya uğradık. Şimdi onlar ise nakliyesi, depolaması, torbalaması dahil 90 dolara mal ettikleri kömürü 210 dolara emeklilere taksitle dağıtıp, maaşlarından kesiyorlar. Sen misin bizim çıkarımıza dokunan dedikleri için başımıza gelmeyen kalmadı.
Türk gençler çoktan AB’ye girmiş
HAFTA sonu İstanbul Dedeman Oteli’nde Yerel Gündem 21. Ulusal Koordinatörlüğü’nce düzenlenen ‘Avrupa Gençlik Zirvesi’nde, Türkiye’nin AB üyeliği tartışıldı. Tartışmalar sonunda ortak görüş şöyleydi: ‘Evrensel barışa ihtiyaç var. Türkiye, Avrupa’dan daha küreselleşmiş bir ülke; çünkü Türkiye dünyanın her tarafına ihracat yapıyor.’
Üniversiteli gençler çok ilginç konuşmalar yaptılar; siyasetçilere dersler verdiler.
Birbirleriyle sorunları olmadığını gösterdiler; Türk öğrenciler kendilerini çoktan Avrupalı sayıyorlar.
‘En önemli beş değeriniz nedir’ sorusunda şu değerler ortaya çıktı:
Türk öğrenci: ‘Demokrasi, sosyal demokrasi, eşitlik, AB’li olmak.’
Yunanlı kız öğrenci: ‘Demokrasi, eşitlik, dayanışma, aile ve arkadaşlık...’
Bir başka Türk öğrenci: ‘Hoşgörü, ailem, bilgili olmak, inancım ve misafirperverlik...’
Maltalı öğrenci: ‘Yaşama, hareket, seyahat özgürlüğü, bir şeyi değiştirme özgürlüğü...’ Bir İtalyan öğrenci konuşuyor:
‘2003’te gençlerle AB Anayasası’nı tartıştığımız bir toplantıda bir arkadaşımız ‘Hıristiyanlık’ kavramının yer almamasını, çünkü Müslüman Türkiye’nin birliğe katılacağını söyledi. Bunun bugün için çok doğru olduğunu düşünüyorum.’
Türk öğrenci Cem: ‘AB ile Türkiye arasında din konusunda tereddüt olur mu?’ diye soruyor, ‘Hayır’ yanıtını alıyor Avrupalı gençlerden. İhsan ‘Işık olmadan renkler gözükmez. AB bu ışığı gösterir mi?’ diye soruyor. Yunanlı öğrenci Maria: ‘AB ışığı çoktan yaktı, parlıyor... Cuma günü Türkiye’ye evet diyecek. AB ışığı hep yanacak.’
Bir diğeri, ‘AB ortak kültür istemiyor, ekonomik ve siyasi kriter istiyor’ diye bir vurgulama yapıyor.
VERİCİ Mİ ALICI MI
Hollandalı genç: ‘Niye geçmişten bahsediyoruz, bazı şeyleri geride bırakalım, ben Türkiye’nin AB üyeliğine evet diyorum.’
‘20-30 yıl içinde neler yapabileceklerini, ekonomik olarak Avrupa’yı nasıl büyüteceklerini düşünmemiz lazım’ diye konuşuyor Alman öğrenci... ‘Tek bir idealimiz olmalı; güçlü bir Avrupa...’ Birlikte alkışlıyorlar bu sözleri... Bir başkası: ‘Avrupa, Türkiye ile çok dinamik olacak.’
Gül: ‘Avrupa’yı İslamlaştırmak gibi bir kaygımız yok’ diyerek şu vurgulamayı yapıyor: ‘Güçlü bir Avrupa için AB içinde bir Türkiye şart.’ Slovak öğrenci hemen ortaya atılıyor: ‘Artık kafam netleşti, evet diyorum... Ne zaman mı mümkün; en kısa sürede... Türkiye güzel insanların yaşadığı bir ülke.’
Türk öğrencilerin ortaya attığı ‘AB vericiler ve alıcılardan oluşacak. Peki biz ne olacağız?’ sorusunun yanıtı pek verilemiyor. Evet, AB’nin nesi olacağız?
Erbakan ve Uzan
ERBAKAN’ın cezasını evde çekebilmesi için Hazine’den aldığı 1 trilyonluk yardımı geri ödemesi gerek... Konuyla ilgili haberlerde buna hiç değinilmiyor. Yoksa kaşla göz arasında TBMM Genel Kurulu’nda ödeme şartı kaldırıldı mı?
HAKAN Uzan, abisi Cem Uzan’a ‘Bizi siyaset hırsın mahvetti’ demişti. Uzan grubu iktidara yamansaydı hiçbir şey olmayacak mıydı?
Mesaj panosu
BASIN Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Basın Kartı Komisyonu’nun 8.12.2004’teki toplantısında alınan karardan: ‘Gazeteci’ tacirleri’ (2.11.2004) başlıklı yazınızda adı geçen, para ile basın kartı benzeri satan M. Fuat Sezer’in sürekli basın kartının Yönetmeliğin 37. maddesinin (a) bendinde yer alan ‘Basın meslek onurunu zedeleyecek işler yaptığı, davranışlarda bulunduğu veya alışkanlıklar edindiği’ kuralına uygun olarak iptal edilmesine karar verildi.’
Paylaş