Ecevitleri Gölbaşı’na bekliyoruz

HALKÇI Karaoğlan Ecevit’i kaybettik. O mavi gömleği, siyah şapkası ve Rahşan Ecevit’le el ele şairce hayatında Gölbaşımızı çok severdi.

Boş kaldıkça, canı sıkıldıkça, ya da neşelendikçe kısacası tüm ruh haliyle Gölbaşı’nı ve Gölbaşı’nda, Eymir’de, Mogan’da gezmezi, Gölbaşı’ndaki lokantalarda şiş kebap, döner yemeyi, halkla, esnafla sohbet etmeyi çok severdi. Benim de çok sohbetlerim oldu kendisiyle. Yasaklı döneminde de, öncesinde de, sonrasında da. Hatta komaya girdiği son rahatsızlığının hemen öncesinde de.

Halkçı Ecevit halkıyla olmayı severdi. Ayrıcalık istemezdi. Mala mülke de önem vermezdi. Zaten iki gayrimenkulu var. Birisi Gölbaşı’nda kendisinin lakabı olan Karaoğlan köyü sınırlarında, ikincisi de Kepekli’den Oran şehrinin ağaçları arasından Gölbaşı’nı seyrettiği evi. Dolayısıyla biz Gölbaşı’lılar, Ecevit’lere Gölbaşı’nda ikisinin de ayrılmayacağı, Gölbaşı şehir mezarlığında hem Eymir’i, hem Mogan’ı hem de Atatürk’ün Ankara’sını seyredeceği ebedi istirahatgahı, üstelikte halkından, ulusundan uzak olmayacak bir mezar yeri öneriyoruz.

Anılarıyla ve çok sevdiği Gölbaşısı ve halkıyla baş başa bir istirahatgah hiç düşünmeye ve Bakanlar Kurulu kararına da gerek kalmadan hem sayın Rahşan Ecevit’e, hem de rahmetli Bülent Ecevit’e. Gölbaşı’nda bizdeki yerleri hazır. Onlar biz Gölbaşılıların ebedi onur misafirleri olacaklardır.

Hulusi GÜRPINAR-

Gölbaşı Esnaf ve

Sanatkarlar Oda Başkanı


Cumhuriyet yürüyüşü işlevsel analizi

ANKARA’
da yapılan ’Cumhuriyetimiz İçin Halk Yürüyüşü’; Tam Bağımsız Türkiye, Demokratik, Laik, Halkçı, Sosyal Bir Hukuk Devleti, Cumhuriyet Değerlerine Sahip Çıkmak, Aydınlık Bir Türkiye İçin idi. Aslında hedef Ulusalcıların ve Kemalistlerin güçlerinin birleşmesi, Kuvayı Milliye Yürüyüşü niteliğinde olması gerekirdi.

Dernek türü yaklaşımlarla siyaset yapılamaz. Atatürk Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çağdaş Kadınlar Derneği gibi dernek statüsündeki kuruluşların miting alanında siyasi söylevlerle; devlet düzenine, hükümete, tüm sistemlerin çürümüşlüğüne, laik sistemin yara aldığını belirten konuşmalarla düşüncelerini dile getirmeleri, bilhassa bir gazetecinin siyaseti belirliyormuş gibi fikir beyan etmesi, insanlara ant içtirmesi, "hükümetin yanlış uygulamalarını örneklerle açıklaması", sanki bir seçim alanındaki siyasi parti konuşmaları gibiydi. Ne zamandan beri dernekler ve gazeteciler siyaseti belirleme görevini üstlendiler bilinmez. Ancak yapılan işlevin yanlış olduğu kanaatindeyim. Doğruyu yanlışı söylemek ile siyasi söylevlerde bulunmak ayrı bir olgudur. Bunun iyi ayırt edilmesi gerekmektedir. Siyaset ciddi bir olaydır. Bu şekil yapılan yaklaşımlar ses getirmez. Gerçekte dernekler siyaset yapamaz, yaparlarsa yara alır. Onların yapacakları, derneklerde bu düşünceye sahip olanların bir siyasi partinin şemsiyesi altına girmelerini salık veriyorum.

Demokratik sistemlerde siyaset, siyasi partilerle şekillenir. Aksi halde yapılan her şey halkı aydınlatmak yerine ayaklandırmak veya suça teşvikten öteye gidemez.

Bu tür mitinglerde tarafsız bir yaklaşımla siyaset dışı söylemlerle, Cumhuriyetin anlamını, laikliğin evrensel boyutunu içerecek özellikle bu bağlamda ezilen toplumun haklarının savunulması gibi konularda, bunlarla ilgili hatiplerin konuşmalarının gerekliliği inancındayım.

Mitinge Çağdaş Türkiye Partisi başkanı olarak katıldım. Ancak kalabalığı yetersiz buldum. İlgi beklenenden azdı. Ayrıca, derneklerin bir siyasi partiden destek istemesi görünümü de üzücüydü.

Em. Alb. Metin BOZKURT- Çağdaş Türkiye Partisi Genel Başkanı www.ctp.org.tr

O’nlar da ağlar

Sabiha Gökçen
anlatıyor:

"Ve Atatürk ağlıyordu... Mavi gözlerinden bir sıralı yaş o çetin yüzünü yalayarak aşağıya süzülüyor, göğsünü ıslatıyordu..."

Ertesi gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyecekti Gökçen’e:

"(...) Unutma Mustafa Kemaller de insandır ve onlarda zaman zaman şu ya da bu nedenle ağlamak isterler..."

Onurlu siyaset

DEĞERLİ
siyasetçimiz Bülent Ecevit’i kaybettik.

52 yıllık siyasi hayatında bir çok önemli olayda Türk siyasetine yön veren, ilkeli, dürüst, istikrarlı, demokrat ve saygın kişiliği ile derin bir iz bırakan, siyasi kimliğinin yani sıra gazeteci ve şair kimliği ile de halkımızın sevgisini kazanmış Bülent Ecevit’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.

İnandığı değerlerden asla taviz vermeyen, siyasi gücünü halktan alan Ecevit’in onurlu siyaset anlayışını çok özleyeceğiz.

Başımız sağolsun.

Himmet SAHİN- ODTU

Mezunları Derneği

Yönetim Kurulu Başkanı

’Elele’ye dikkat

ANKARA
Devlet Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu ’Elele’ adlı oyun ülkemizin, günümüzde içinde olduğu aymaz ortamdan kurtulmak için tetik etki yapacak nitelikte bir yapıt.

Devlet Tiyatrolarımızın kaliteli, duyarlı ve yol gösterici çalışmalarıyla gururlanmamak elde değil.

Metin ALTAY

Biliyor musunuz

TÜRKİYE Gençlik Birliği’nin 11 Kasım 2006’da yapmayı planladığı ’M. K. Atatürk’ün Yolunda, Bağımsızlık ve Gençlik Kurultayı’nın, Bülent Ecevit’in cenaze töreni dolayısıyla pazar gününe ertelendiğini (0555-441 86 50;

www.bagimsizlik.org)... CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek’in, 2006 yılında TÜBİTAK’a kaç kişinin işe alındığını ve kaç kişinin işine son verildiğini sorduğunu... TÜRKİYE Bakkallar ve Bayiler Federasyonu Genel Başkanı, TESK Genel Başkan Vekili Bendevi Palandöken’in sel felaketinden zarar gören esnafa imkanlar ölçüsünde yardım yapılması gerektiğini söylediğini...
Yazarın Tüm Yazıları