Devlet neden hac turu yapar?

1618 sayılı yasaya göre seyahat acenteliği yapması gereken kurum ve kuruluşların adresi bellidir. Bu şirketler, TÜRSAB yani Türkiye Seyahat Acentelerine bağlı ve Bakanlığın onayı ve denetimindeki seyahat acentalarıdır.

Bizim inancımıza göre Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DİB) asli görevleri 'ticaret dışı' olmalıdır. Mesaisinin ve personelinin %80'ini 'turizm'e ayıran DİB'den beklentilerimizin, hele ki bu iktidar döneminde ve bu AB sürecinde çok daha 'işlevsel' konulara odaklanması gerektiğine inanıyoruz.

Buna bir çözüm bulmak gerekmektedir. Peki çözüm nedir?

Devlet veya hac konusundaki temsilci kurum DİB... Biz seyahat acentalarınden kişi başı (hacı başı) kendi organizasyonu yaptığında ne kazanç sağlıyorsa harç veya vergi olarak bizlerden alsın. Ama 'seyahat acenteliği' işini bize yani TÜRSAB'a bağlı ve Turizm Bakanlığı onayı ve denetimindeki seyahat acentelerine bıraksın.

Cem POLATOĞLU İSTANBUL

Samsun’da uyuyanlar

SAMSUN'dan adı bizde saklı bir okurumuz "Atatürk'ün Ulusal Kurtuluş savaşını başlattığı kentte işgüzar belediye zabıtasının çağdışı uygulaması her Samsunlu gibi beni de yaraladı" diyor ve Samsun Valisine soruyor: "Bu haberler ulusal basında çıkmadan önce yani 3 ay önce Haziran ayında yerel gazetelerde çarşaf çarşaf çıktı. Siz o zaman bu haberler nedir diye Belediye Başkanına sormadınız mı? Yoksa böylesine önemli bir haber gözünüzden mi kaçtı? O zaman müdahale edilseydi bugün Atatürk kentinde insanların yüreği sızlamazdı. Peki, bu haberlerin çıktığı yerel gazeteleri Vali Bey hiç okumadı mı? Belediye Başkanı'na "Bu haberler nedir?" diye sorulmadı mı?Şimdi yerel gazetelere boy boy ilanlar verip bu haberleri yapan gazetecileri kınamak neyi kurtarır ki."

Erşan Bey’i yadırgadım

BUGÜNKÜ (dün) sayfanızda yer verdiğiniz okurunuz, Erşan Okur Bey'e cevap vermek gereğini duydum. Kendisinin ülkemiz için duyarlılığına saygım sonsuz, ancak işte bu problemlere çözümsuz olmak da bizlerin en büyük problemi diyorum. Biz de kendisi gibi 30 yıldır Türkiye'mizi her sene ailece ziyaret ediyoruz, ama hiçbir zaman ülkemize gördüğümüz yanlışlar yüzünden küsmedik, üstelik anında yapıcı eleştirilerde bulunarak katkı sağlıyoruz; bu bizim milli görevimizdir, insan vatanına nasıl küsebilir? Ayrıca Erşan Bey niçin 40 yıldır yaşadığı İsviçre'nin birkaç gün önce çıkarmış olduğu yabancılarla ilgili kanunu, İsviçre'de doğmuş olsalar bile vatandaşlığa kabul edilemezler, tepkisini gösteremeyip de bizim vatanımıza 'Vurun abalıya" kompleksiyle yanaşıyor. Doğrusu çok ayıpladım, yadırgadım.

İsmail ÖZELKAN-NEW YORK

Ülkemden manzaralar

RİZE'den gönderilen ve e-mail gruplarından bize intikal eden bir cami resmi... Yer adı yazılmamış ama Rize'de olduğu sanılıyor. Grup üyelerinden biri, "Memleketimin insanının özellikle de Karadenizlilerin keskin zekalarına bayılıyorum. Yazlık sinema olur da... Yazlık araba olur da, yazlık anfi tiyatro olur da, yazlık cami olmaz mı?" demiş, bir başkası da "Cabrio Cami" diye yazmış.

Ama bunun sonuçta namazgah olduğu anlaşılıyor.

O. Ozan Kalyoncu da bu fotoğraf üzerine şöyle demiş:

Teşekkürler ülkemin kıvrak zekálı insanları."

Sahilhane yalısı

KÖPRÜLÜZADE
Hacı Hafız Ahmed Paşa Bini Numan Ağa Vakfı'na ait Üsküdar'daki 2. derecede tarihi bir yalı olan Sahilhane, eski Vakıflar Genel Müdürü Ümit Çoban'nın zamanında mütevelli tayin edilen Esen Sabuncu tarafından (8 yıl için kiraya verilmesini öneren ekspertiz raporuna ve Vakıflar'ın onayının olmamasına karşın) 28 yıllığına yap-işlet-devret modeliyle bir firmaya verilmesi ne kadar doğrudur? Bizi arayan bir vakıf yetkilisi şöyle diyor:

"Şikayetler üzerine Mülhak Vakıflar Daire Başkanı Muhsin Öztürk duruma el koydu ve tarihi yalının peşkeş çekilmesini önledi. Bu tarihi yalıya devletin sahip çıkmasını istiyoruz. Boğaz'daki bir incinin daha yok olmasını istemiyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü bu duruma el koydu ama 28 yıllık kiraya vermek ne demek oluyor? Başka örneği var mı?"

Paran varsa oku

ÇANAKKALE
18 Mart Üniversitesi'nden bir grup öğrenci yazıyor: Yeni akademik yılda resmi harçların dışında 50'şer milyon bağış, kayıt yenileyenlerden de 30'ar milyon lira para alınıyor. Bağış kısmı yatırılmazsa, internet sayfası açılmıyor ve kayıtlarımızı yapamıyoruz. Bu uygulama üniversitede, paran varsa okuyabilir ve barınabilirsin, mantığının egemen olduğunu gösteriyor. Bizlerden 'Sigorta ve Hizmetleri' adı altında alınan paraların nerede, nasıl harcandığı belirsiz. Bu paralar denetime açık olmadığı için, istismara da yol açılabilir. Sigorta şirketinin nasıl seçildiği de bilinmiyor.

Biliyor musunuz?

DÜZCE'nin Çilimli Belediye Başkanı Mehmet Acar'ın, "Düzce teşvik kapsamında ancak Düzce'de mafya var. Yatırım yapmak isteyen fabrika sahiplerinden haraç istiyorlar. Yatırımcı Düzce'ye gelmeye çekiniyor" diye tepki gösterdiğini... Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün TİGEM arazilerinin 10'unun özelleştirildiğini, "ihaleyi kazananlarla görüşmeler devam ediyor. Müteşebbislere kamuya ait diğer arazileri de ihale edeceğiz. Amacımız bilimsel üretim sağlanması" dediğini...

Biliyor musunuz?

MİŞ-MUŞ

AVUSTURYA Türklerin AB'ye girmesine karşı imiş... Bugün Fransa ve Almanya gibi milletlerin bile birbirlerine yaklaşması mümkünken Avusturya'nın, Osmanlıların kaç asır önce Viyana'yı kuşatmasını bahane etmesi enteresan... Sahi.. Adolf Hitler de Avusturyalı değil miydi?

Erol KURT

Mesaj Panosu

SULTANAHMET-Yerebatan Sarayı
civarında beyaz-kavunçiçi renkli, uzun kulaklı, orta boyda avcı köpeği kırması ve kulağında klipsi olmayan köpeğin acilen gözlem altına alınması gerekmektedir. Zira iki gün arayla ısırdığı iki kişi halen kuduz iğnesi olmaktadır.Eminönü Belediyesi ekiplerinin acilen müdahale etmesinde son derece yarar olacağını düşünmekteyim. Ercan BÖNCÜOĞLU

1995'de kurulan Bilim Merkezi, Şişli Belediyesi'nin katkısıyla bugün 11.00'de Fulya'daki yeni yerinde hizmete açılıyor. Merkez hergün gezilebilecek.
Yazarın Tüm Yazıları