Dediklerim aynen çıktı

ERKAN Mumcu’yu siyaset sahnesine kazandıran eski Yalvaç (Isparta) Belediye Başkanı Tekin Bayram, gelişmeler karşısında ne diyor, diye sormuştuk.

Bayram dün aradı; söze Mumcu ile yakınlığından başladı:

‘Emin amcası, benim eniştem olur, dayımın kızıyla evlidir. Aynı köklerden geliriz. Çocukluğundan beri bilirim, akraba kadar yakınlığımız vardır. Bana her zaman babasından daha bağlı olmuştur, geldiğinde bizim evde kalır. Ben de kendisini çok severdim. Ona yaptıklarımı oğluma yapmadım. Kendisinden bir şey de beklemedim, ülkemiz iyi bir adam kazansın diye gayret ettim. Ama iş farklı mecralara gitti.’

MHP’YE GİTMESİN

Mumcu, nasıl siyasete girdi?

- Mesut (Yılmaz) Bey beni sever, söylediklerimi dinler. Ben 1989’dan 2004’e kadar başkanlık yaptım. 1994 seçimleriydi, Mesut Bey, milletvekilliği adaylığı önerdi. ‘Bana ters, çünkü projelerim var, her yer şantiye, bırakamam’ dedim. Gazetelerde adım adaylık için geçince Erkan Mumcu aradı; ‘Ne var oğlum’ dedim. ‘Abi sana nasıl yardımcı olurum’ dedi. ‘Yok böyle bir şey, seni aday edeyim’ dedim. ‘Abi daha gencim, para kazanacağım’ dedi. Israr ettim, üç gün sonra onu Ankara’da Meclis’e götürdüm. Mesut Bey’le asansörde karşılaştım, ‘Isparta’ya aday buldun mu?’ dedi. ‘Buldum’ dedim. Daha sonra İstanbul’a götürdüm Mumcu’yu... O gün Yaşar Kemal’le görüşmekten gelmişti. Mumcu’nun o zaman kumaş sattığı dükkan Yılmaz ailesinin Beyazıt’taki işhanlarına yakın bir yerdeydi. Tanıştırdım; konuştular. Mesut Bey, özel uçakla beni Ankara’ya götürürken, ‘Bu çocuk MHP’ye gitmesin sakın’ dedi. ‘Olur mu’ dedim. Neyse aday listesine adını bizzat ilk sıraya yazdım, seçildi.

KOLTUĞUNU ÖNERDİ

Mesut Yılmaz’ın kendisine ANAP’ın başına geçirtmek istemesi olayı.
..

- Mumcu ile 11 Eylül 2002’den beri görüşmüyorum... 3 Kasım seçimlerine gidilirken, ANAP’ın durumu çok kötüydü; oy oranı 4.5-5.5’larda gözüküyordu. Mesut Bey kendisini çağırdı, sıkıntıyı anlattı. ‘Artık benim yapacağım bir şey yok, en fazla 6.5 oy olur’ dedi. 26 Ağustos günü şunu söyledi; ‘Seni önce genel başkanlık başyardımcılığına atayayım, 14 Eylül’de AB için Brüksel’e gitmem lazım, oradan genel başkanlıktan istifamı açıklayayım, genel başkan ol’ dedi. ANAP baraj altında kalacaktı, hiç olmazsa Hazine yardımı alabilmek için yüzde 7 oy oranını tutturmak gerekiyordu. ANAP için çıkış yol buydu o anda. Mumcu daha sonra Yalvaç’a geldi, bana ‘Mesut Bey’e inanamıyorum, beni milletvekili listesine almamak için böyle söylüyor’ dedi. Ben de ‘Bu öneriyi yazılı isteyelim’ dedi. Ben kendisine, daha genç olduğunu, bir muhalefet döneminden sonra partiyi ayağa kaldırabileceğini söyledim. Bunlar olurken akrabam Yalvaç Ural aradı, ‘Erkan Mumcu, AKP’ye giriyormuş’ dedi. Şaşırdım, bana hiç böyle bir şeyden söz etmemişti. Ben Mesut Bey’in böyle bir teminat vereceğinden adım gibi emindim. Bu konuda Fevzi İşbaşaran aracılık yaptı aramızda... Ben İzmir’den 29 Ağustos’ta Yalvaç’a dönerken baktım arıyor; ‘Abi derin bir nefes al, ben yarın AKP’ye giriyorum’ dedi. ‘Yanlış yaparsın, onlarla aranda doku uyuşmazlığı olur, seni kesinlikle kabullenemezler, vitrinde kullandıktan sonra bir káğıt gibi çöpe atarlar. Senin antrenörün isem bu yanlışı yapma’ dedim. Birkaç gün sonra Ankara’ya gittim, kendisiyle bizzat görüştüm, ‘Artık seninle yollarımız ayrıldı, 2-2.5 yıl sonra görüşürüz’ dedim. Daha sonra öğreniyorum ki üç ay önce Tayyip Bey’le transferini görüşmüş. Ve bugün söylediklerim aynen çıktı.

YENİDEN BAŞLIYOR

28 Mart 2004 seçimlerinde size çok ağır konuşmalar yapmış Yalvaç’ta.

- Çünkü Tayyip’e karşı başarılı olmak zorundaydı, sadece Yalvaç’ta 160 kişiyi bakanlıkta işe yerleştirdi; bunların ailesi 1500 kişi eder. Devlet gücünü karşıma çıkardı. Bugün seçim olsa yüzde 70 oy alırım, iddia ediyorum. Mumcu’nun Yalvaç’ta tabanı yoktur, bugün gelsin 10 kişi bile kendisini karşılamaz. Siyasete artık yeni başlayacak. Milletvekilliği sırasını kendim verdim; ahde vefa olmadığını gördüm. Zaten son mitinglerimde ‘Tekin Bayram’a yár olmayan AKP’ye de yár olmaz, göreceksiniz bunu zaman gösterecek’ dedim, aynen çıktı. Bundan sonra kime yár olacak; hangi insanları kullanıp omzuna basıp yürüyecek ben de merak ediyorum. Konuşacak çok şey var; ama Yalvaç’a ve ülkeme zararlı olmak istemiyorum.

Şeriat dışı

‘LİBERAL’ kesimden bir AKP’liye soruyoruz:

Erkan Mumcu, Ahmet Hakan’la söyleşisinde ‘Onlar muhafazakár demokrat, ben özgürlükçü demokratım’ diyor. Mumcu bu sözleriyle neyi ima ediyor?

- Aslında işin anlamı şudur; onlar siyaseti din ve şeriat ekseninde yürütüyorlar, ben özgürlük ekseninde yürütüyorum. Onlar şeriat böyle gerektirdiği için düşündüklerini (örneğin, türban) savunuyorlar, ben ise insan hakkı olduğu için savunuyorum, diyor. Bana göre vurguladıklarının anlamı budur.

Teşekkürler.

‘Metal Fırtına’ ve bor gerçeği

‘ABD
bor için Türkiye’yi işgal ediyor, rehin alınan Dışişleri Bakanı son anda kurtarılıyor!’ İki genç bilimkurgu yazarı Burak Turna ve Orkun Uçar’ın ‘Metal Fırtına’ romanı yankı uyandırıyor. Yazarlar, hayal güçlerinin yanında bor konusundaki görüşlerini de ‘romanlaştırmış’ Metal Fırtına’da... Romancılık yönlerine bir şey denilemez; ama bor konusundaki bildiklerinin gerçekle ilgisi yok. Kurgu roman yazarları için başarı olan Metal Fırtına, kamuoyunu yanıltan ‘borseverler’in yüzkarası... Çünkü yazarların bilmediğini onlar biliyor:

Türkiye’den ihraç edilen bor madeninin yüzde 50’sini zaten ABD’li şirketlerin aldığını... Eti’nin Türk sanayicisine bor madeni satmadığını... Evet, ABD’nin Türkiye’yi işgaline gerek olmadığını...

‘Metal Fırtına’cılar, uyanın! Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Kopardığınız fırtına, at hırsızının nal seslerini gizliyor...

Hasan ÇETİN-İSTANBUL

Biliyor musunuz

CHP İstanbul İl Yönetim kurulu’dan (20+1) 11 kişinin (bilinçli) istifa ettirilerek düşürüldüğünü ve Genel Merkez yanlısı yeni bir oluşuma gidileceğini...

Mesaj panosu

İŞ Bankası,
yılbaşından itibaren aynı şubedeki hesaba para yatırırken ortalama 15.75 YTL havale masrafı alıyor. Nasıl oluyor? Sizin ev sahibinizin hesabı ‘verimsiz hesap’mış... Yani ben parayı yatırınca ev sahibi hemen parayı çektiği için banka kazanamıyormuş. Bu nedenle bu masrafı ödeyecekmişiz. Evet, komik ama gerçek!

Devrim S.KARAVELİOĞLU BURSA

İSTİKLAL Caddesi’ni, Ağa Camii’nden Tünel’e kadar mesken tumuş kaç dilenci var biliyor musunuz? Ben saydım, otuz. Bunların yanında bir de yolunuzu kesip sigara, yemek isteyen tipler Beyoğlu polisi bunları görmüyor mu?

Aylin ESER
Yazarın Tüm Yazıları