CHP kurultayına bir gün kala çekişme dorukta... Prof. Haluk Koç ‘kilerdeki fareler’le ne demek istedi

Bu kurultayda çok fazla göz önünde olan isimlerden biri de Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Koç... Koç’un mali işlerden sorumlu olmasıyla birlikte CHP’de başlayan ‘Mali Disiplin’in birçok kişiyi rahatsız ettiği anlaşılıyor. Özellikle denetimsiz iş yapmaya alışmış olan kimileri bu durumdan rahatsız oldu.

Haluk Koç mali işlerden sorumlu olduğu andan itibaren CHP’de büyük bir mali disiplin ve tasarruf tedbirleri hayata geçirdi... Yalnızca kendi döneminde değil kendinden önce yapılmış işleri de denetim altına almış olması kimi ‘çevrelerde’ rahatsızlık yarattı... Haluk Koç “Kilerdeki farelerin hepsini yok ettik, ciddi bir tasarruf sağladık ve bu tasarrufla da CHP’ye toplam 87 bina satın aldık” diye durumu özetlemişti yaptığı açıklamada...

Koç’un mali işlerden sorumlu olduğu süreçte bir olağanüstü kurultay, bir olağan kurultay, iki genel seçim, bir Cumhurbaşkanlığı, bir referandum yaşandı... Kasım seçimleri, Cumhurbaşkanlığı ve referandumda CHP hiçbir Hazine yardımı almadı. Buna rağmen yapılan ‘mali disiplinle’ bu dönemde CHP Kahramanmaraş, Bilecik, Çorum, Ordu, Kocaeli, Nevşehir, Tunceli, Edirne, Denizli, Diyarbakır ve Kütahya’da il binaları satın aldı... Toplam il ve ilçe binalarının sayısı bu dönemde 87 olurken bu satın almalarda ödenen toplam para 12.005.000,00 TL oldu.

Özetle, CHP’de sağlanan mali disiplinle CHP’de kurumsallaşma için önemli bir adım atıldı.

Prof. Koç kendisi dahi yeniden PM’ye aday olmayı düşünmüyor, PM listeleri üzerinde de etkisinin olmadığını söylüyor: “Bu büyük bir haksızlıktır, Genel Başkan’a önerdiğim herhangi bir isim yoktur” açıklamasını yaptı bize.

- CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Murat Özçelik ile onu delege yaptıracak bir ilişkisi ve gücü olmadığını açıkladı.

- Kurultay hazırlıkları öncesinde 40 ili gezen bilişimci-ekonomist Cem Haydar Bektaş kurultay adayı olduğunu açıkladı.

‘CUMHURİYET’İN YIKILIŞINI BEN GÖRMEK İSTEMİYORUM’

ESKİ CHP Kocaeli Milletvekili ve genel başkan adaylarından Hurşit Güneş, PM’ye aday olduğunu açıkladı. Yaptığı açıklamada da şöyle dedi:

“18 yaşını doldurur doldurmaz CHP Gençlik Kolları’na üye oldum, mücadelemi de sürdürüyorum. CHP’de, bu partiye emek vermiş örgüt emekçileri partinin zor zamanlarında ağlayanlar, CHP’nin bir türlü iktidara gelememesinden kaygılılar. Partini bir dinamizm gösterememesinden umutsuzlar. Önümüzdeki ilk seçimlerde büsbütün Cumhuriyet’in yıkılışını, niteliklerinin yitirilmesini görmek istemiyorlar. Bunun için de bu partinin tabanından bana sorumluluk almam gerektiği iletildi; ben de PM adayı olacağım. PM partinin en üst karar organıdır. Ve 2018 ve 19 yılları Cumhuriyet tarihinin en kritik siyasi dönemeci olacaktır.”

SON VİRAJDA DELEGE SORUMLULUĞU

KILIÇDAROĞLU modern siyaset kültüründe, kaybetme marjı olan sayıyı aşmış olmasına rağmen, yeniden aday. Muharrem İnce son kurultayda aldığı önemli sayıda delegenin güveni ve de kendisine destek açıklayan yeterli sayıda yeni delegenin kredisi ile yarışa katılıyor. Eski İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ın yarışacak delege sayısına ulaşması zor görünmekle beraber, kurucu partinin Cumhuriyet anlayışını tahkim etmek iddiası ile aday olmak istiyor.

Bir diğer aday da yargı çevresinden; Ömer Faruk Eminağaoğlu. 2019 resmi seçim takvimi ile tarihi bir viraja doğru yol alan T.C. devlet gemisinin istikbali ve hatta istiklali bakımından, anamuhalefet partisinin yeni yapısı önem kazanıyor.

Sıradan bir kurultay değil, kurucusu olduğu devleti kendi meşreplerine göre dönüştürmeye ahdetmiş bir ittifaka karşı, hayati bir mücadele söz konusu.

Delege tarihi bir sorumluluğu sırtlanmış vaziyette.

Ya sen, ben bizim oğlan, ‘delege düzeninde’, rutin eyleşmeler ile ‘çeyrek porsiyon’ bandında devam kararı alacak, devletin dönüşümünü bir trajediyi seyreder gibi izleyecek ya da ‘Cumhuriyet Halk Fırkası’nın tarihi kodları ile er meydanına çıkacak.

Hadi bakalım!

EMEKLİLİĞİN ARKA YÜZÜ

İSTANBUL Milletvekili Didem Engin’e sade vatandaş olarak cevap vermek istiyorum. Sokaktaki sade vatandaş her şeyin farkında... Genç yaşlarda 4 milyon insanı o yaşlarda emekli etmemiş olsaydı bugün bir emeklinin gerçek maaşı devlete yük olmadan 2.500 veya üzeri olacaktı. O yaşlarda emekli ettirdikleri insanların sıkıntısını şimdi emekli olacak insanlar yaşıyor. Onun lideri de çok iyi bir iş yapmış gibi... Ben 38 yaşındaki insanları emekli ettim diye böbürleniyor. 38 yaş emeklileri Türkiye’ye yapılmış en büyük ihanettir. Eyüp ŞAHİN

GÜNÜN SÖZÜ

“AKP, talimat verir de İÜ Rektörlüğü durur mu! TTB Başkanı Raşit Tükel hakkında, gözaltına alındığı gün, üç aylığına görevden uzaklaştırma kararı almış. Yazıklar olsun bu kararı alanlara! Onlar mesleğin onurunu değil, iktidarı savunmanın utancını yaşayacaklar! Raşit Tükel’in üniversitede en yüksek oyu alarak Rektörlük hakkını kazandığını biliyor musunuz?” CHP’li Barış YARKADAŞ

KÜRT VATANDAŞLARIMIZA AFRİN HAREKÂTI ANLATILMALI

TÜRKİYE’de yaşayan Kürt vatandaşlarımız Afrin harekâtı konusunda aydınlatılmalıdır. Hem doğudaki hem de batıdaki Kürt vatandaşlarımız hükümet yetkilileri tarafından bilgilendirlmelidir. Afrin, harekâtının, Kürtleri hedef almadığı sıkça dile getirilmelidir. Afrin, harekâtının amacının terör örgütleri olduğu özellikle ve öncelikle vurgulanmalıdır. Sınırda yaşanan olaylar ve dalgalanmalar, pusuda bekleyen terör örgütlerini de harekete geçirebilir. Bundan dolayı, hükümet, bölgedeki büyük aşiretler ile bir araya gelerek, Afrin harekâtının siyasal ve sosyal yönlerini ortaya koymalıdır.

Aksi takdirde, örgütlerin yapacağı olumsuz propagandalar, sınır bölgesine yakın olan kentlerimizde sıkıntılara yol açma ihtimali ortaya çıkabilir. Bütün kamouyu Afrin’e odaklanmışken, Türkiye’nin iç güvenlik öğeleri ile ilgili sıkı önlemler alınmalıdır. Özellikle şubat ayı, örgütlerin, kutsadığı değişik yıldönümlerine denk gelmektedir. Örgütler, daha önceki yıllarda etnik yapıları kışkırtarak, kaos ve çatışma ortamları hazırlamışlardı. Örgütler ve mensupları yıl dönümlerinde, taraftarlarını harekete geçirmek amacıyla saldırılarda bulunabilirler. Daha önceki yıllarda Ankara saldırısı ve diğerlerini örnek vermek mümkündür. Hükümet ve ilgili birimlerin, başta İstanbul olmak üzere batıdaki ve doğudaki Kürtler ile diyalog kurarak, sınırdaki değişim ve gelişimleri anlatmasının önemli olduğunu hatırlatmak gerekir. Yrd.Doç.Dr.Ramazan TOPDEMİR

TURİZMDE DÜNYA VE BİZ TÜRKİYE

6 aydır yelkenleri açtım, Antalya ve Kuşadası’ndan başladığı serüvenime su an Karaip adalarında devam ediyorum. Bu 6 ay da Yunanistan, Arnavutluk, İtalya, Fransa, İspanya, Fas, Kanarya Adaları, Karayiplerdeki Barbados, St. Vincent, Grenada, St. Lucia, Martinique, Dominica, Montserrat, Guadeloupe ve St. Kitts Adalarını gezdim, inceledim.

Buraya kadar vatanım Türkiye’den güzeline rastlamadım. Belki de hasretdendir dedim, tekrar mantığımla karşılaştırmalar yaptım. Kanaatimin hiç de hissi olmadığını anladım.

Bizim doğamız, insanımız, güler yüzlülügümüz, misafir perverligimiz, temizliğimiz bu şimdiye kadar gezdiğim ülkelerin hiçbirinde bizim kadar iyi ve güzel değildi.

Tesislerimiz, alt yatırımlarımız, fiyatlarımız ve service anlayışımızın yarısına bu ülkelerde rastlayamadım.

Tabiiki ülkemizde de bu saydığım vasiflara uymayan bölge ve insanlarımız var ama

bu noktada Almanların çok tekrarladığı bir atasözüne sığınıyorum: ”İstisnalar kaideleri bozmaz.”

Bizim dışımızdaki Akdeniz Turizm ülkelerinin bize rakip olmaları ve bizden turist kapabilmeleri, bizdeki istikrarsızlığa bağlı olarak gelişiyor. Siyasi, ekonomik veya teröre bağlı olarak bizde azalan turist bize rakip ülkelere yönleniyor. Yani bizim acimiz onların sevinci oluyor.

Akdeniz de kütle turizmine dönük yatırımları olan bize rakip ülkeler İspanya, Mısır,

Yunanistan ve Tunus olarak görülebilir.

Yunanistan turizm alanın da yatırımları eski ve az olan bir ülke. Altyapı eksiği çok, halkı siestayı çalısmaya tercih eden bir mentalitede. Bizim ile işbirliği yaparlar ise kendileri kazançlı çıkarlar. Bize şimdilik rakip olamazlar.

İspanya kütle turizminin anası. Yeni modern yatırımları ile dikkat cekiyor. Halkı biraz daha fazla çalısmaya alıştırmaları gerekiyor. Önümüzdeki seneler kütle turizminde liderlik koltuğunda oturmaya devam edip bizim en büyük rakibimiz olarak kalacaklar.

Mısır turizm alaninda yaptığı yatırımları ile dikkat cekiyor.

Bilhassa kıs aylarında rakipsiz, fiyat ve service dengesini koruyan bir turizm ülkesi. Kış aylarında bize kütle turizmi ve kültür turizmi icin en büyük rakip. Ama demokratik olmayan politik yapısı turizmin gıdası istikrar icin bir tehlike. İki ileri bir geri turizmi geçerli.

Tunus yatırımları ile dikkat çeken bir ülke. Son seneler de yaşanan turistlere karşı suikastler turizmin belini büktü. Yakın bir zamanda Türk turizmi için rakip olarak görmüyorum.

Karayipler de ve Kanarya adalarında dikkatimi çeken pahalılık. Bilhassa Karayipler’in muz cumhuriyetlerinde her şey çok pahalı ve kalitesiz. Tek avantajlari güzel doğaları. Her yer görmeye değer. Esasında burada bir kütle turizmi oluşmuş. Bu oluşum otellerin bolluğundan değil, yolcu gemilerinin çokluğundan kaynaklanıyor.

Nüfusu 60 bin kişi olan bir adaya hergün iki gemi yanaşıyor. Herbiriniz getirdiği yolcu sayısı 2 ila 3 bin kişi arasında. Ekonomi için büyük bir destek.

Ümit ederim yakında yolcu gemileri Türkiye’yi programlarına tekrar alırlar.

Yakında Panama kanalından geçip Pasifik okyanusunda incelemesine devam edeceğim.

Hoşça kalın.

Kadir UĞUR