Botanik EXPO’su 2016’da Antalya’nın

ANTALYA EXPO heyeti ile dün sabah Antalya’dan, yine Antalya kökenli Sky firmasının özel bir uçağı ile Paris’e kalkış yaparken aşağısı bir ‘sera denizi’ gibiydi.

Her yer rengarenk olmalıydı ama şimdi kış. Bu aylarda domates, salata ve biber ekili genellikle. Antalya doğası, rengi, denizi, turizmi, dağı ve bereketli toprakları nedeniyle bir başarıya koşuyor: Türkiye’nin ilk EXPO’suna bugün sahip oluyor. 2016 yılında Dünya Botanik EXPO’su Antalya’da yapılacak.
Antalya markası, EXPO’nun alınmasına yetmiş. Zaten tek adaymış. Herkesin emeği var; hiçbir parti öne çıkıp bunu siyaseten kullanmamalı. İktidar partisi mutlaka daha ağırlıklı olmuştur; Başbakanıyla, bakanlarıyla ve milletvekilleri ile. Bir gün önceden Paris’e gelen Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak, birlikteliğin gücünü gösterdiklerini belirtti ve “Bayrağı alıp Antalya’ya getireceğiz” dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in de bugün Antalya ekibine katılması bekleniyor.
İzmir, EXPO 2015 için dört yıl kadar önce Milano ile büyük kapışmaya girişmişti. Ne yazık ki oylamada İzmir bu olanağı ele geçirememişti. İzmir bu işin peşini bırakmadı; EXPO 2020 yılı için yine başvurdu. Onlar da bugün beş ülke ile birlikte sunum yapacaklar. İzmir heyeti bir gün önceden Paris’e gelmiş; iktidarıyla, muhalefeti ile birlikte. İktidarı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım temsil ediyor; İzmir’i de Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu. (İkinci dalga operasyon nedeniyle dün sabah İzmir’e döndü.)
Antalya’nın, Aksu bölgesinde yaklaşık 1000 dönümlük bir alanda kurulacak ‘Dünya Botanik EXPO’suna 1.5 milyar dolarlık bir yatırım yapılacak; getirisi için de 4-5 milyar dolar ile birlikte 30 bin yeni istihdam deniliyor.
Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Belediye Başkanı Prof. Mustafa Akaydın, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak, Borsa Başkanı Ali Çandır, Paris’teki temaslarını sürdürürken, Antalya’nın 13 milletvekilinden 8’i de burada; Deniz Baykal, hemşerilerini yalnız bırakmamış...
Yani, Paris’te İzmirliler yeniden başvurmanın buruk sevinci içindeyken, Antalyalılar ise EXPO’da bir ilk olmanın gururunu yaşıyorlar şimdiden... Herkes ‘mutlu ve gururlu’ şimdilik.

Bu yazıya dikkat edin

YÜKSEK Sanat Tarihçisi Deniz Çantay, hafta sonu, başına gelen bir olayı size anlatmaya karar verdim diyor. Bir arkadaşının 11 yaşındaki kızını ‘Ölümsüzler: Tanrıların Savaşı’ adlı mitolojik filme götürmeye niyetlenmiş, çocuk da mitoloji ile yakından ilgiliymiş. Bu filmi de uzun süredir bekliyormuş.
Çantay devam ediyor:
“Ancak filmde 13 yaş sınırı olduğu için filmi izlememize izin verilmedi. Filmde ayrıca +15 sınırı da koymuşlar. Sinemadaki görevlinin anlattığına göre, 13 yaş altındakiler asla bu filmi izleyemiyor, 13-15 arasındakiler de sadece aileleriyle izleyebiliyor. Yaş sınırı konmasının nedeni filmin bilim kurgu olmasından dolayı çocukların gerçekle hayali karıştırabilmesi vs vs... Daha ufak yaştakiler için bu doğru olabilir ama 11 yaşına gelmiş bir çocuk gerçekle gerçek dışı olanı karıştırma çağını çoktan aşmıştır. Kaldı ki çocuğun ailesi de bizimle birlikte filmi izleyecekti ve kızlarının filmi görmesini onlar da çok istiyorlardı. Ama mümkün olamadı. Şu ara vizyonda ‘Allah’ın Sadık Kulu’ adlı bir film var. Hatırlarsanız Said-i Nursi’nin hayatı geçen yıl da film olarak gösterimdeydi. Sanırım bu yeterli gelmedi ki bu sezon da çocuklar için üç boyutlu animasyon olarak sundular. Fragmanlarından filmin kimi yüceltip kimi yerdiğini, kimin ve neyin propagandasını yaptığını anlamak zor değil. Ve bu film için hiçbir yaş sınırı elbette ki yok.
Pek çok filmde çeşitli yaş sınırlamaları olduğu için o gün sinemaya gelen çocuklu ailelerin pek çoğu bu filme yöneldi. Animasyon olması da çocuklar için ayrı bir çekici unsur tabi. Küçük yaştan beyin yıkamaya başlamak da işin kreması bu durumda... Bazen acaba ben mi çok fesat oldum diyorum, ama 2004 yılında gösterime giren Troya’dan (Troy) içerik olarak çok da farklı olmayan mitolojik bir filme sınırlama getirip de çocuk psikolojisi açısından pek de sağlıklı olmayan, aşırı uçta fikirlerin savunucusu bir insanın hayatını övücü bir dille yansıtan animasyona yaş sınırı getirmemek çok iyi niyetli bir davranış gibi gelmiyor... Ayrıca hatırladığım kadarıyla geçen yıl vizyonda olan film versiyonunda da herhangi bir yaş sınırı yoktu...”

Uyumaya devam

CHP, Der-sim’de anne karnındaki bebekleri öldürmüş.
Dışardan birileri, Türkleri Ermeni soykırımı yapmakla suçluyor.
Dışarıdaki birileriyle içli dişli olan içerdeki birileri de CHP’yi Dersim soykırımı yapmakla suçluyor.
Türkiye ve CHP üzerinden bu oyunlar neden oynanıyor?
Türkiye’de ne yapmak isteniyor? Hâlâ fark etmiyorsanız, uyumaya devam! ? Ş.Ç.

‘Peygamber Ocağı’ şimdi ne olacak

BEDELLİ askerlik kanun tasarısını Başbakan açıkladı. Belli şartları taşıyanlar, belirlenen bedelleri ödedikleri takdirde hiç bir temel eğitim almadan (asker elbisesi giymeden) askerlik görevlerinden muaf tutulacaklar. Bedel ödeme kabiliyetine göre zorunlu kamu hizmetinden muaf olabilme hakkının vatandaşların bazılarına tanınması (geçici bir tedbir dahi olsa) maddi gücü olmayanlar bakımından negatif ayrımcılık yaptığı için Anayasal eşitliği ihlal eden bir uygulama olacaktır.
Bir avukat dostumuz hatırlattı.
Eşitliğe ve hakkaniyete aykırı bu uygulamanın asker ocağını ‘Peygamber ocağı’ olarak kabul ettiğini dillendiren bir siyasi geleneğin temsilcileri tarafından gündeme getirilmesi bir başka çelişki değil midir?
Peygamber ocağında adalete riayet daha bir önem kazanmaktadır. Genç evlatların kınalar yakılarak, davul-zurna eşliğinde, Peygamber ocağına asker edilmesi geleneğini üç beş kuruşa ziyan zebil etmemek gerekmektedir.
Doğru değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları