Paylaş
15 yılın bilançosunun hesabı, 9'uncu duruşmada görüldü, Abdullah Öcalan'ın mukadder sonu belli oldu: İdam.
Zaten yasal olarak idamın ötesinde bir ceza verilmesi mümkün değildi, Apo'ya... Yeniden uzun bir hukuk süreci başlıyor: Yargıtay, Adalet Bakanlığı, Başbakanlık ve TBMM...
Her şey genel kurulun iradesiyle ortaya konulacak.
Bu sürecin yılbaşını bulabileceği söyleniyor.
Yargı aşamasından sonra iş siyasete kalıyor.
Apo'nun asılmasıyla her şey son bulacak mı?
* * *
‘‘Meclis şerefiyle karar verecektir.’’
Mudanya'nın, ünlü Mütareke Evi ile Atatürk Meydanı arasındaki yoldan tutun, çay bahçelerinin bulunduğu ‘‘Medya Rıhtımı’’na kadar şehit yakınlarının temel vurgulaması bu cümlede odaklanıyor.
Ne gariptir, bir yandan ağlıyorlar, bir yandan da davul-zurna eşliğinde oynuyorlar. Mutlu sonun coşkusu bu... Sinop'tan, Balikesir'den, Kütahya'dan, Trakya'dan gelen acılı analar, babalar, anneanne-babaanneler, kardeşler, dayılar, TRT'den yargıcın idam kararını duyduklarında yürekleri bir kez daha burkuluyor.
‘‘Allahım sana şükürler olsun, bugünleri de gördük.’’
Apo'ya nefret yağıyor, kelle isteniyor.
Sayıları 2000'i bulan yoksul ve gariban insanların çoğunda şehitlerin çerçeveli fotoğrafları var...
‘‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez.’’
Havva Yılmaz Türk'ün ortaokul mezunu tek oğlu 1994'te Çukurova'da şehit olmuş... Kocası emekli... Apo'nun idam kararını öğrendikten sonra haykırıyor:
‘‘Evlendiremeden öldürüldü. Herkesin torunu, torbası var, benim yok. Beklemeden asılsın bu cani...’’
Yanındaki bir başka şehit yakını: ‘‘Apo'yu idam ettikten sonra Avrupa'ya gönderin. Ölüsünü bu toprağa kabul etmiyoruz.’’
Sonra bir başka slogan:
‘TÜRK-KÜRT KARDEŞTİR’
Bir baba ‘‘Şehitler Bayramı kutlu olsun’’ diye bağırıyor.
Şehit yakınlarının feryatları ve intizarlarını dinleyen Mudanya'lılardan ve medya mensuplarından çoğunun gözleri yaşarıyor.
Biri ‘‘Erivan tohumu’’ diye sesleniyor Apo'ya, bir diğeri de ‘‘Bir baba hindi Apo'ya bindi’’...
Ölüm cezası yetmezmiş gibi bir duygu selinde kapılıp İmralı'ya doğru bakakalıyor bazıları...
İstiklal Marşı, ardından 10. Yıl Marşı söyleniyor.
Bayılan yaşlı insanlara sağlık ekipleri müdahale ediyor.
Bir başka grubun haykırışları şöyle:
‘‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’’, ‘‘Bugün bizim bayramımız’’...
Ardından ‘‘Şen ola Türkiyem’’ türküsü.
TGRT'den Cüneyt Arkın, kameranın önünde şehit yakınlarıyla yürüyor.
Mudanya Kaymakamı uzatılan Türk bayraklarını öpüyor.
Bildik el işaretleri havaya kalkıyor ve sloganlar da sık sık yineleniyor.:
‘‘Burası Türkiye-ya sev ya terk et...’’
Ve arkasından ‘‘Çırpınırdı Karadeniz’’ türküsü geliyor.
Çukurca'da Giresunlu arkadaşı Oğuz Ünal'la birlikte şehit olan, okutup her şeyini üstlendiği yeğeni Atakan Yılmaz'ı, İstanbul'da yan yana toprağa veren Karslı Egemen Hakeverdi, ‘‘Ben buraya yandaşlık yapmaya gelmedim. Apo'nun cezasını öğrenmeye geldim. Hak yerini buldu'' diyor.
Ne iş yapıyorsunuz?
- İşsizim, pazarlarda bir şeyler satıp, üç çocuğumu geçindirmeye çalışıyorum.
Silivrili Ayşe Şentürk, 1993'te Siirt'te iki kolu koparak ölen tek oğlu Elman Şentürk için ‘‘O ölmedi, evimizde hálá onu yurtdışında bir yerde çalışıyor sayıyor; bir gün dönecek diyerek kendimizi teselli ediyoruz’’ diyor.
Karara ne diyorsun?
- Oğlumun kanı yerde kalmadı ya, bugün benim mutlu günüm...
Savaştepe'den gelmiş Gülizar Günaydın... Ağabeyi Mehmet Günaydın'ı 1991'de Yüksekova'da kaybetmiş...
Siz ne yapıyorsunuz?
- 1991'de liseyi bitirdim, iş yok. Annem ve bir ağabeyimle oturuyoruz. Bizim oraları fakirdir. 3-4 hayvanımız 60-70 de koyunumuz var.
Türkiye zorlu bir dönemece giriyor.
Paylaş