ÇOK Sayın ve Muhterem Hanımefendi Rice ve Beyefendi Feith:
Son günlerde basından aldığım haberlere göre Türk hükümetine, Türk kamuoyunda ortaya çıkan ABD karşıtı eğilimlerden dolayı rahatsızlığınızı belirtmiş ve hükümetin bu konuda kamuoyunu olumlayacak bir dizi acil önlemler alınması gerekliliğini 'stratejik dostluk' bağlamında önkoşul olarak ileri sürmüşsünüz.
Türklerde bir deyiş vardır; "Kendim ettim, kendim buldum" diye.
Acaba hiç kendinize sordunuz mu, Türk toplumu ABD’ye karşı neden dostluk hisleri duymuyor diye.
Yakın geçmişte karşılaştığımız tutum dostça mıydı?
Dostluk istiyorsanız bunun çözümü Türk hükümetinde değil, yine ABD hükümetindedir. Bizi gerçekten dost ve müttefik bir ülke olarak görmek istiyorsanız, bunu siz başaracaksınız, bu kararı siz vereceksiniz ve bunun için de önünüzde hiçbir engel yok. Şunu biliniz ki, vicdan sahibi ABD, vatandaşlarını dostça kucaklıyor, bağrımıza basıyoruz. Ancak sormak istiyorum; yaşam koşullarımın elimden alınıp götürülmesine nasıl dostça bakabilirim?
Çözümün anahtarı, Sayın Al Gore’un da dediği gibi yine toplumun, dünya çevresindeki tehdidin ne kadar ciddi olduğu konusunda bilinçlenmesinde yatmaktadır. Günümüzdeki statükodan çıkar sağlayanlar anlamlı tüm değişiklikleri bastırmaya çalışmaya devam edeceklerdir. Ta ki, bu konuda kaygı duyan vatandaş seslerini yükseltip, liderlerini yeni bir paylaşım düzeni kurmaya zorlayana dek. Belki de olan budur. Vatandaşımızın sesi demek ki ta Beyaz Saray’a kadar ulaşmış. Sevinmek gerek.
Hükümetimizden hiç medet ummayınız. Türk toplumunda yükselen bu sesi susturmaya onların da gücü yetmeyecektir. Ta ki, siz bunu değiştirmeye karar verinceye dek. Biliniz ki, Türk ulusunun kalbini bu talebinizle yine kırdınız. Şimdi hepimiz soruyoruz: "Başka bir emriniz?.."
Tarihinde Balkan Paktı’nı kurarak, ülkesini istila etmeye kalkan işgalcilerle bile dost olmuş bir Türkiye ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" diyerek bize yol gösteren büyüğümüz Ulu Önder Atatürk’ün izinden giden Türk toplumu sizinle dost olmaya çoktan hazırdır. Ancak, dost acı söyler, dostluksa dikteyle kazanılmaz.
Hayrettin KARACA
Samanlı Köyü/YALOVA
Sakıp Sabancı'nın kemikleri sızlıyor
ADANA Belediye Başkanı Aytaç Durak konuşuyor:
"Adana Sanayi Odası seçimleri öncesinde doğruları yazıyorsunuz. Bana da bu yönde yoğun şikáyetler geliyor. Sanayi Odası Başkanı yerinde kalabilmek için ilgisiz kişileri, meslek gruplarında 'sanayici' olarak gösteriyor. 1948'de kurulan Sanayi Odası'na bugüne kadar 724 kişi üye olmuş; Ümit Bey'in başkan olmasından sonra üye sayısı 786 kişi daha artmış. Halbuki sanayi odalarına emlakçılar, fırıncılar, hafriyatçılar üye olmamalı; gerçek sanayiciler üye olmalıdır. Ticaret Odası'nın 18 bin üyesi var; acaba buradan mı transfer yapıldı?"
NİZİP Ticaret Odası Başkanı Mehmet Öğüt idi, geçen pazartesi günü yapılan seçimlere katılmadı. Ali Alkan ile Mehmet Özyurt aday oldular. Üç oy farkla seçimi Özyurt'un kazandığı açıklandı. Acaba Özyurt bu kongreyi nasıl kazandı, TOBB hiç merak etti mi?
K.E.-GAZİANTEP
Manevi huzur için Japon ‘Çayewa’
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nden açıklama: ‘Japon Bahçesi’ne (23.2.2005) bu çadırı kim dikiyor?’ başlıklı, Sn. Güngör Uras’a atfen yazdığınız haber ile alakalı olarak; Büyükşehir Belediyesi’nce yapımı gerçekleştirilen Japon Bahçesi’ne, bahçenin bölümleri arasında olan ve Çay Seremonisi’nin icra edildiği 35 m2’lik ÇAYEVİ-ÇAYEWA inşa edilmektedir. Bu inşa esnasında ağaç imalatın su almaması için üzerine çadır kurulmuştur.
Bahçeyi Japon hükümeti finanse etmemiştir. Bahçe belediyemizce inşa edilmiştir.
Çayevi hakkında birkaç cümle söylersek; Çay Seremonisi, Chaseki’nde (Çayevi) yapılır. Çayevine giriş ve çıkışta içinden geçilen bahçeye Chaniwa (Çay Bahçesi) adı verilmiştir. Çayevine geçiş anında kişiyi ışıklandıracağına, manevi huzura ulaşmasını sağladığına ve seremoni öncesinde relaks hale geldiğine inanılan üzeri örtülü bir kuyu; taştan yapılmış bir su çanağı ve taş fenerler Çayevi’nde yer alır.
Japon Bahçesi’nde İBB ile Shimonoseki Belediyesi’nin ‘kardeş şehir’ olmalarının güzel bir yansıması ve işbirliğini görmekteyiz. Bu bahçe Japon mantığıyla hazırlanmış ve bu anlamda Japonlar’dan bu tip işbirliği desteği büyük ölçüde alınmıştır.
Sn. Güngör’ün gösterdiği hassasiyet için teşekkür ederiz.
Turizmde kapkaç
İSTANBUL’da artan kapkaç olaylarında hep halkımızın can güvenliği üzerinde durulmaktadır. Ancak şehir eşkiyalarının, İstanbul’a gelmeye başlayacak turist sayısını olumsuz etkileyeceğini hesaba katan yok. Unutmayalım ki İstanbul’da olanlar, İstanbul’da kalmıyor, dünyayı dolaşıyor.
Nejat MORAL
Mesaj panosu
BÜYÜKŞEHİR’in sahillerimizi ruhsatsız yapılardan temizleme çalışmalarını takdirle karşılıyoruz. Bu çalışmalar yapılırken hiç kimseye ayrıcalık tanınmamasını istemek vatandaş olarak hakkımız. Ambarlı, Dr. Sadık Ahmet Caddesi, Su Sokağı’ın sahil yoluna çıkış noktasında, Avcılar Belediyesi meclis üyesi birine ait derme çatma bir kafetarya ve tuvalet var. Etrafa mikrop saçan bu pis binalar neden yıkılmıyor? Acaba Büyükşehir’in Avcılar Belediyesi’ne sözü geçmiyor mu? Yoksa onlar da mı adam kayırıyorlar?
Nurettin TAŞDEMİR
SSK bilgisayar otomasyon sistemi çalışmıyor, reçete girişi saatlerce sürüyor. SSK eczanelere düzenli ödeme yapmıyor. Dolayısıyla ithal ve pahalı ilaçları vermek imkansız. Bakanın yaptığı açıklama alışıla gelmiş bir açıklama olarak algılandı. Bakan, hiç olmazsa eczacının alacağına karşılık BAĞKUR ve SSK primleri ile vergilerin bu yekünden düşürüleceğini söyleseydi.
Hasan YÜKSEL-Eczacı
TMMOB’un düzenlediği ‘Hormonlu Gıdalar ve Ulusal Biogüvenlik Yasa Tasarısı’ adlı söyleşi yarın 19.30’da TMMOBKadıköy Temsilciği’nde. (0 212-444 86 86)