Bal gibi ikinci el

11 Ocak’tan beri Tekel’in ikinci el makineleri alımıyla ilgili yazmış olduğumuz yazılarda belirttiğimiz ‘kılıf yasası’ önceki gün AKP grubundan döndü.

Dün gece de TBMM Genel Kurulu’nda bazı kanun ve KHK’lerde değişiklik yapılmasını öngören tasarının, mevcut sigara fabrikalarına kullanılmış makine getirilmesine imkan veren maddesi, tasarı metninden çıkarıldı.

Yanlış bir uygulamaya bazı çevrelerin önerdiği istekler gerçekleşmedi. Aklıselim AKP’liler, ‘Tekel’in gerçekten ihtiyacı varsa yargı süreci tamamlandıktan sonra başka bir düzenleme yapılabilir’ diye konuştular.

Yine hatırlatalım; ülkemiz makine çöplüğüne dönüşmesin, şayet ihtiyaç varsa son teknoloji olan dakikada 1000 paket kutulu sigara üreten makine alımına imkán verilsin, diyorduk. İspanya’nın MTS firmasından ‘şartnameye aykırı’ olarak alınan 8 makinenin sorumluları hakkında gerekli işlemi kim yapacak? Herhalde bunların mahrecine iade edilmesi gerekiyor. Bu işlemler esnasında yapılan harcamaların sorumlusu kim olacak?

İSO NE DİYOR?

Tokat’
a getirilen ikinci el makineler hakkında, ilk raporu iptal ederek ‘yeni ve kullanılmamış’ olduğu yolunda, Tekel’in ‘acil’ isteği üzerine rapor veren İstanbul Sanayi Odası eksperleriyle bir görüşmemiz oldu. İSO Başkanı Tanıl Küçük ve Genel Sekreter Mehmet Kabasakal’ın da bulunduğu görüşmede eksperler Biz Tokat Sigara Fabrikası’na giderek 6 makine üzerinde 1.5 saat süreyle ‘görsel inceleme’ yaptık. 10 Aralık’ta verdiğimiz bu rapordan sonra sizin köşenizde çıkan yazı üzerine 22 Aralık’ta birinci raporu iptal ederek ikinci bir rapor düzenledik. Bizimki bir bilirkişi raporu değil, tespit raporudur. Bize gösterilen makineler, sizde fotoğrafı çıkan (mahkeme dosyasında da var) makineler değildi. Dünyada ‘modüler’, ‘fonksiyonel’ ve ‘kapsamlı’ yenileme yapıldığını daha sonra internetten öğrendik. Ama bu gelenlerin elektrik, elektronik, bazı pompa ve motorların yeni ve ‘kullanılmamış’ olduğunu tespit ettik’ dediler.

ZOR SORU

Gerçek şu ki; İspanyol MTS firması, 1.7 milyon Euro’ya sattığı ve kendisinin imal ettiği iddia edilen makineye neden İngiliz Molins’in ismini koyuyor? Çünkü makineler Molins’in eski makinelerinin yenileşmiş şekli de ondan... Belki inceleme daha titiz yapılsaydı, bizim yayınladığımız fotoğraflardaki görüntüler daha iyi görülebilirdi. İlgili yasa, ikinci el yani ‘yenileştirilmiş’ makineye de izin vermiyor. Bu nedenle yürütmeyi durdurma reddedildi, esastan görüşme devam ediyor.

Bu arada Tokat Sigara Fabrikası’nda, bu makinelerin montaj aşamasında çalışan dokuz elektrik, mekanik ve revizyon ustabaşı bir bildiri yaparak (Tek Gıda İş’ten fakslanan), Üst Kurul eksperlerinin ‘olumsuz’ raporunu eleştiriyor ve ‘İlgili makine mühendisinin 6-7 yıllık olup meslek hayatında ilk kez ekspertiz yaptığı’ öne sürülüyor. İSO mühendislerinin ise 30 yıllık tecrübelerinin bulunduğu kaydediliyor.

YENİLEŞTİRİLMİŞ OTOBÜS MİSALİ

Üst Kurul mühendislerinin yıllardır sigara fabrikalarında çalıştıkları bilinirken, İSO eksperlerinin ise belki de ilk defa sigara makinesi gördüğü göz ardı ediliyor.

Gerçek şudur; makineler yeniden yapılmış ikinci el olup (bunu zaten firma kendi web sayfasında belirtiyor) ana gövde ve bir kısım aksamlar temizlenip, elektrik, elektronik, pompa gibi bazı aksamlar üzerine monte edilmiştir. Bu, Ankara’da 2004 yılında ölümlü kaza yapan çok eski model bir kamyonun üzerine yeni yapılan bir otobüs kasasının monte edilerek ‘halk otobüsü’ olarak çalıştırılmasına benziyor.

Bazı AKP’lilerin pek sevmediği Tütün Üst Kurulu’nun yasasına göre, ikinci el makinenin Türkiye’ye gelişi yasaktır. Şimdi ‘ihtiyaç olmadığı’ halde KKTC’ye adedi 1.1 milyon Euro’ya alınan ve Tokat’a kiralanan ikinci el üçüncü adet makine ne olacak?

Yeni rakı skandalı ve Tekel’in açmazları

HABERTÜRK’te geçenlerde ‘sahte rakı’ üzerinde bir tartışma vardı; taraflar da Tütün, Alkol Piyasasını Düzenleme Kurumu (kısaca Tütün Üst Kurulu) Başkan Yardımcısı Oktay Önderer ile eski Emlakbank Genel Müdürü, milletvekili Aydın Ayaydın karşı karşıya geldiler.

Ayaydın, Sabah’taki yazısında Tekel Genel Müdürü Sezai Ensari’nin bir söyleşisinden yola çıkarak, ‘Zamanında denetim yetkisi Tekel’de iken böyle sahtecilik olaylarının olmadığını söylüyor ve denetim yetkisinin Üst Kurul’dan tekrar kendilerine verilmesini istiyor’ diye konuşuyor.

Ve ‘Üst Kurul iş yapmaktan ziyade gününü gün etmeye çalıştığını’ öne sürüyor.

Ayaydın’ın, hemşerisi Tekel Genel Müdürü Ensari’yi kollama adına şimdiye kadar yazdığı 7. yazıda zaman zaman da benzer biçimde Üst Kurul’a yüklendiği görülüyor.

Bu konuyu bir yana bırakıyoruz. Üst Kurul Başkan Yardımcısı Önderer keşke konuşabilse de Ayaydın ve özellikle ikinci el sigara makinelerinin alımında kendisinin kurulca engellendiğini düşünen Ensari’ye şunları söyleseydi:

Geçen dönemki iktidarın, Özelleştirmeden Sorumlu Devlet Bakanı ANAP’lı Yılmaz Karakoyunlu’nun, Tekel’in kamusal görevlerinin devredildiği 4733 sayılı yasaya bağlı Üst Kurul’un oluşmasını sağlayan bu yasa çıktığında Sayın Sezai Ensari’nin görevi neydi? (ÖİB’de Tekel’den sorumlu Başkan Yardımcısı)

NİYE ZAMANINDA DÜŞÜNÜLMEDİ

9.1.2002’de Resmi Gazete’de yayınlanan bu yasa ile birlikte Tekel’in kaçak takibatla ilgili birimlerinin kadroları iptal edildiğine göre, Özelleştirme’deki görevi sırasında, önsezileri fazla olduğu anlaşılan Ensari bu yasa hazırlanırken, şimdiki düşüncelerini niye yasaya koydurtmakta ısrarcı olmadı?

Haziran 2004’te çıkan 5179 sayılı Gıda Yasası’nda, ambalajlı her türlü gıda maddesinin denetiminden Tarım Bakanlığı sorumlu olduğu bilinirken, Üst Kurul’un üzerine gitmesindeki amaç nedir? (Bu yasaya göre, Üst Kurul’un kayıtdışı bir başka ifade ile ‘merdivenaltı’ sahte rakı üretimini denetlemek gibi bir görevi bulunmuyor. Bu konuda birinci görev Tarım Bakanlığı’na ve kolluk kuvvetlerine düşüyor.)

556 sayılı KHK’da da, markaların korunması üretici firmalara veriliyor. (Örneğin, Mey kadar Efe veya Burgaz rakılar da kendi markasını korumakla yükümlüdür.) 27.2.2004 tarihi itibarıyla içki ile hiç ilgisi olmayan Tekel’e ne oluyor diye sorulmaz mı? (Bu durumda Mey’in İzmir içki fabrikasından çalınan hologramların sorumlusu olarak Üst Kurul’un gösterilmesindeki amaç nedir?)

Marka koruması kime ait acaba

SİGARAYA gelince... Aydın Ayaydın yazılarında, Tekel yönetimin, Üst Kurul’dan denetim yetkisi istediğini anlatıyor. Ancak bu istek hızlı pay kaybettiği sigara pazarına dönük, içki için değil... (Çünkü 27.2.2004’te Tekel’in alkollü içkileri tamamen Mey şirketine devredildiği dikkatlerden kaçırılıyor.)

Şu anda piyasada beş aktörlü sigara üretim yapan firma var; bunlardan biri de Tekel... Kendisinin aktör olduğu bir piyasada diğer aktörlerin denetimi nasıl Tekel’e verilebilir; rakip rakibi denetleyebilir mi? 556 sayılı KHK’da Tekel markalarının korunması Tekel Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda değil midir?
Yazarın Tüm Yazıları