Paylaş
Sosyal medyada Atatürk karşıtlarının ileri sürdüklerine karşı ciddi yanıtlar veriyor. Son Ulusal Kanal’da konuştu. İktidarın Anayasa’yı neden değiştirmek istediğinin yanıtının “Anayasa’nın ‘başlangıç’ kısmı, ilk 4 maddesi ve ‘Türk vatandaşlığı’nı tanımlayan 66. madde”de yattığını söylüyor.“MADDE 66– Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”Bu maddeyi şöyle yorumluyor:“Etnisiteye, ırka veya dine dayanmayan, ‘vatandaşlık bağı’na dayanan bu millet tanımından rahatsız olmak bence ‘ırkçılık’ göstergesidir. Dünyanın her yerinde çağdaş devletlerde etnisitesi ne olursa olsun insanlar ‘vatandaşlık bağına göre’ bir millete mensupturlar ve bunu dile getirmekten utanmazlar. Fransız veya Alman olmak gibi... (Maalesef ülkemizde etnisite ile ulusal aidiyeti, millet olmayı karıştıran milyonlar var). Ayrıca 1982 Anayasası’ndaki bu ‘Türk vatandaşlığı’ tanımı sadece 1982 Anayasası’na özgü bir tanım da değildir, bu tanım Atatürk Cumhuriyeti’nin 1924 Anayasası’nda da yer alan ‘Türk vatandaşlığı tanımının’ neredeyse aynısıdır. 1924 Anayasası’nın 88. maddesindeki millet tanımı şudur: “Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk ıtlak olunur.” Hem 24 Anayasası’nın 88. maddesindeki hem de 82 Anayasası’nın 66. maddesindeki “Türk vatandaşlığı” tanımları, Atatürk’ün şu millet tanımına dayanmaktadır: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” (“Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” -1930). Görüldüğü gibi Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinde ‘Türk vatandaşlığı’, asla bir etnisiteye, herhangi bir ırka veya dine dayanan antidemokratik bir nitelik taşımamaktadır. Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinde ‘Türklük’, aidiyet duygusunu ve vatandaşlık bağını esas almaktadır. Bunun aksini iddia etmek gerçeği çarpıtmaktır. Özetle 82 Anayasası’nın yüzde 50’sinden fazlası değiştirilmiş durumdadır. Üstelik bu değişikliklerin çoğu AB uyum paketlerinden kaynaklanmıştır ve bazı değişikler referanduma götürülmüş, halka sorulmuştur. Antidemokratik maddelerinin tamamı değiştirilen 1982 Anayasası’na bu şekliyle hâlâ ‘darbe anayasası’ diyenlerin asıl amaçları ‘daha demokratik’ bir anayasa hazırlamak değil, maalesef anayasa değişikliği bahanesiyle sistemi değiştirmektir.”
İşte hedefteki İlk 4 madde
I. Devletin şekli
MADDE 1.– Türkiye devleti bir Cumhuriyet’tir.II. Cumhuriyet’in nitelikleri
MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.III. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
MADDE 3.– Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay-yıldızlı al bayraktır.Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.Başkenti Ankara’dır.IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4.– Anayasa’nın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2’nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
GÜNÜNSÖZÜ
“Adaletin hâkim olduğu yerde silahın yeri yoktur.”(J. Amyot)
Rize Murat köyü Komilo olursa İstanbul’u da Konstantiniye yaparlar
RİZE’eki Murat köyünün adının Lazca Komilo olarak İçişleri Bakanlığı’nca değiştirilmesini basından öğrendik. Anayasamıza göre, TC’nin resmi dili Türkçedir. İçişleri Bakanlığı da buna uymak zorundadır. Memleketimizi bölmeye yardımcı olamaz. Tunceli Dersim, İzmir Smyrna olamaz. Yoksa İstanbul’u da Konstantiniye mi yapacaksınız? Acilen Komilo’yu eskisi gibi Murat köyü yapınız ve Türk isimlerimizi kullanınız. Türkiye’mize sahip çıkalım.Av. Gönül İŞLER
2 gazeteci ve muhalefet
TUFAN Türenç diyor ki: “Hükümetten zam yağıyor, fakirin mutfağı yanıyor. Ama o fakir yine de gidiyor, AKP’ye oy veriyor. Nedenini muhalefetin incelemesi gerekir.”MELİH Aşık nedenini açıklıyor: “Çünkü halk muhalefetin ülkeyi daha iyi yöneteceğini düşünemiyor.”
MESAJ PANOSU
İMAMLAR günde 4 saat çalışarak 2.300 TL alır. Görevi 1300 TL’ye akşama kadar hamal gibi çalışanlara sabır ve şükretmeyi öğretmektir.İlyas SALMAN ◊ BİR kere daha söyleyeyim: Suç aldatanda değil aldanandadır. Çünkü kime, nasıl, niçin güveneceğini bilmeyecek kadar zayıf insandır. Levent GÜLTEKİN
Atilla Kart’tan CHP’ye manifesto
CHP’nin 22, 23. ve 24. dönem Konya milletvekili Atilla Kart, kurultay delegelerine bir çağrıda bulunarak CHP’nin; “parti programını ve parti ideolojisini esas alan kadro hareketini ve ortak aklı harekete geçirecek yönetim yapılanmasına ihtiyacı vardır” dedi. Hamaset, bilgi kirliliği, nefret söylemi ve iktidar nüfuzu üzerinden toplumun kuşatıldığını; medya, sivil toplum, meslek kuruluşları ve üniversitelerin konuşamaz halde olduğunu belirten Kart, “CHP yönetimleri siyasi refleksini kaybetmiştir. Parti, giderek ideolojik ekseninden ve duruşundan uzaklaşmaktadır” diye belirttikten sonra şunları söylüyor:
Arayış içinde olan seçmene güven verilememektedir. Demokratik dönüşüm yönetilememektedir. Unutulmaması gereken temel gerçek şudur; Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümüne hitap edecek tek parti CHP’dir. Başta laiklik, Türkiye’nin bütünlüğü, Kadın Hakları, Hukuk Devrimi, Köy Enstitüleri mucizesi olmak üzere Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkarken; bir taraftan da temel hak ve özgürlükleri, insan haklarını, eşit yurttaşlığı esas alan bir demokrasi manifestosunu hayata geçirmek... Ve tüm bu konularda halka güven verecek bir kadroyu ve içi dolu söylemi oluşturmak...
Sorun budur. Cumhuriyetin kazanımlarıyla, demokrasiyi harmanlamak ve güçlendirmek mümkündür. Esasen, CHP’nin misyonu da budur. CHP, hiçbir savrulmaya fırsat vermeden, varoluş amacını yerine getirme durumundadır.
Bir diğer konu; CHP’yi, CHP’liler ve yetkili kurullarımız yönetir. CHP’liler, yetkili organların dışında birilerinin ya da bazı odakların partiyi yönetmesine izin vermez. CHP’nin kerameti kendinden menkul ya da karizmatik lider arayışlarına ihtiyacı yoktur. CHP’nin; parti programını ve parti ideolojisini esas alan kadro hareketini ve ortak aklı harekete geçirecek yönetim yapılanmasına ihtiyacı vardır. Bu kadroları ve yönetim anlayışını oluşturmak sizin (delegenin) elinizdedir. Biz başarırız, başarmalıyız, başaracağız...
Paylaş