PaylaÅŸ
Kolaylı Neyzen Tevfik'ten girdi, bakan ve bürokratlarını sıraladı, paşalarını saydı. Hatta 1937-38 Türkiye Amatör Futbol birincisi olan ve de şampiyonluk kupasını Ankara'da devrin Başbakanı Şükrü Saracoğlu'ndan (FB'de başkanlık yaptı) alan yıldızlarını anlattı.
1980'den önce terörün alev alev yaktığı o Bafra'dan çeşitli nedenlerle ayrılanlar önümüzdeki günlerde doğduğu topraklara dönecekler. 45. yaş gününü kutlayacak olan Bafra Lisesi'nde anılarını, heyecanlarını, aşklarını ve değerlerini gündeme getirecekler. Yeni mezunlara yarınların ‘yol haritaları’nı sunacaklar. 45 yılda 750’si kız 14 bin 147 mezun veren lisenin müdürü Abdülkadir Aygün eski öğrencilere seslenerek "Haydi, koşun Bafra'ya. Sizi kucaklamaya ve ikinci baharlarınızı yaşatmaya hazırız" diyor. (Bilgi: 0535-722 72 78)
Öğrencilere idari izin kararı alınsın
Lise müdürleri doktorları sahte rapora zorluyor
HER şeyin mevsimi olduğu gibi 'sahte rapor' mevsimi de var. Üniversite giriş sınavlarının yaklaştığı günlerde öğretmenler ve okul müdürleri buyuruyorlar: 'Çocuklar okula gelmesin, sınava hazırlansın.' Ancak bunun arkasından başka bir talep geliyor, 'Herhangi bir teftiş ihtimaline karşı rapor getirin.'
Yani diyorlar ki, sahte rapor alın.
Sayın müdürler, illa ki bir sahtekârlık yapılması gerekiyorsa, siz neden çocukları okula gelmiş gibi göstermiyorsunuz da, doktorları sahtekârlığa zorluyorsunuz?
Doğrudur, son günlerde okullarda hiçbir şey yapılmıyor. Doğrudur, bu günlerde çocukların yoğun çalışması gerekir. Doğrudur, çocuklar okula gelseler de akıllarına bir şey girmeyecek. Doğrudur, öğrencilerinin başarısı, okulları da olumlu etkiliyor. Ne var ki bu doğruların yanında, doktorları da öğrencilerle, velilerle karşı karşıya bırakıp, sahte rapora zorlamak da yanlıştır.
Sayın Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlarımız, lütfen son sınıfta olan öğrenciler için son 15 günü idari izinli sayma kararı çıkarın da bu komediye son verin.
Dr. Gündüz TEZMEN
Bekar ve işsiz kızlarımızı niye unuttuk
BAĞKUR eski Genel Müdür Yardımcısı olan Vatandaş Emeklilik-Der Başkanı Mehmet Koyunoğlu, bazı maddelerini Cumhurbaşkanı geri çevirse de, kanunda gözden kaçan bir konuya dikkat çekiyor:
Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi'nin olumlu ve olumsuz çok yönleri var. Olumsuz yönlerinden biri de, bekar ve bir işte çalışmayan kızların baba veya annelerinden intikal eden sağlık güvencesinin iptal edilecek olmasıdır.
Her ne kadar genel sağlık sigortası ile ödeme gücü bulunmayanların sağlık primlerinin devletçe karşılanacağı öngörülmekte ise de uygulamada bunun karışıklıklar, zorluklar ve sosyal yaralar açacağı gayet açıktır.
Bu bakımdan, halen sağlık karnesine sahip olan bekar ve bir işte çalışmayan kızların bu haklarının aynen devam etmesi ve başka bir işleme gerek kalmadan GSS primlerinin devletçe karşılanması ülke koşullarına en uygun bir çözüm olacaktır."
Hacettepe bir üniversite daha doğuruyor
ÜRGÜP Belediye Başkanı Bekir Ödemiş "4 yıldır sürdürmekte olduğumuz proje nihayet mutlu sona ulaştı" diyor.
Hacettepe Üniversitesi Senatosu ve YÖK'ün onayı ile Ürgüp'te MYO inşaatı yapılması kararı çıkmış. Ürgüp'lü hayırsever Erol Toksöz ve ailesinin yapımını üstlendiği projeyi, Mimar Doğan Tekeli çizmiş. İnşaatın yüklenicisi Doğa İnşaat da 30 bin metrekarelik okulu yaz sonunda bitirmeye söz vermiş.
Okulun temeli yarın törenle atılacak, ondan sonra Yavuz Bingöl konuklara bir konser verecek.
Başkan Ödemiş, Nevşehir Valisi'nden, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Tunç Alp Özgen'e, hayırsever işadamı Erol Toksöz'den tüm milletvekillerine kadar Ürgüplüler adına teşekkür ediyor; bu mutlu gün için herkesi Ürgüp'e çağırıyor.
Hacettepe'nin bu öncülüğü ile oluşacak Meslek Yüksek Okulu, daha sonra yeni kurulmakta olan Nevşehir Üniversitesi'ne bağlanacak. Bu Hacettepe'nin destek verdiği 7'nci üniversite olacak.
Cindoruk'tan uyarılar
"AKP aklı varsa kasımda gider. AKP'nin stratejistleri varsa baskın seçim için kolları sıvasın... CHP, Alevi oylarıyla sıkıntı çekmez, DYP ve MHP de barajı rahat aşar... Anayasamız hurdaya çıktı, ne patenti var ne de lisansı... Bu arada acil teklif ediyorum; Türkiye'nin sınırlarında bir kalkan kurmak zorundayız. Ege Ordusu, Yunan tehdidinin önlenmesinde caydırıcı oldu. Ama bugün işlevi yok. Ege Ordusu, Urfa ve Mardin'e nakledilmeli ve adı da GAP Ordusu olmalıdır."
(TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk)
HÜLYA Avşar, önce türban taktı. Sonra haşema giydi. Avşar kızına Türkiye hayrandı. Şimdi AKP hayran.
Biliyor musunuz
¦ İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, Kültür A.Ş.'nin programıyla aralarında Zara, semazenler, hat, ebru ve tezhip sanatçıları ile gazetecilerin bulunduğu 130 kişilik bir grupla iki ülke arasındaki kültür ilişkilerini geliştirmek üzere Suriye'nin başkenti Şam'a gittiklerini...
¦ DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'in, Finike/Hasyurt beldesinde Uluslararası Tarım Fuarı’nda yaptığı konuşmada "Uzay çağına da gelsek, tarım ve çiftçi vazgeçilmez ve olmazsa olmazdır" dediğini...
¦ MEF'in sahibi İbrahim Arıkan'ın, dershane enflasyonu ve gayri yasal uygulamalar nedeniyle şimdilik dershane hizmetlerine ara verdiklerini, bu süreçte enerjilerini 'okul ve üniversite' projelerine yönlendirme kararı aldıklarını açıkladığını...
CHP'li Arıtman'ın ilginç önerisi
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Fransız Meclisi’nde ele alınan
"Türkiye’de Ermeni soykırımı yapılmamıştır" şeklindeki beyanların cezalandırılacağı yönündeki kanun teklifinin kabul edilmesi halinde, ben de karşılık olarak TBMM’ye bir kanun teklifi vereceğim.
Teklifim "Türkiye’de Ermeni soykırımı yapılmıştır" şeklindeki beyanların TCK’nın ilgili hükümleri gereğince cezalandırılmasını öngörecektir. Ayrıca, Fransız’ların Cezayir’de soykırım yapmadığına dair söylemlerin de TCK’nın ilgili hükümlerince yine suç kabul edilmesi yönünde de bir teklifim olacaktır. Bu suçlarla ilgili hükümlerde, hapis ve para cezaları uygulanacaktır.
Konu ile ilgili olarak hazırlayacağım kanun teklifim CHP Grup Başkanlığı’na
yarın (bugün) itibarıyla sunulacaktır. Konunun hassasiyetini bilgilerinize sunarım.
Sezer’e yönelik saldırılar cumhuriyete de yöneliktir
ODTÜ Atatürk Düşünce Derneği olarak Cumhurbaşkanı Sezer'e yönelik yapılan saldırıların aynı zamanda Cumhuriyet rejimine yönelik saldırılardır. Cumhurbaşkanımız Harp Okulu’ndaki konuşmasında da her zaman olduğu gibi, ülkedeki durumu yerinde değerlendirerek, ülkede yaşanan olumsuzlukları doğru şekilde tespit etmiştir. Bu konuşmadan rahatsız olan hükümet ve bazı yayın organlarının açıklamaları, onların Cumhuriyet rejimi ile ne kadar bağdaştıklarını göstermektedir. Cumhurbaşkanımıza yapılan bu saldırıları demokrasiyle bağdaştırmak mümkün değildir. Cumhurbaşkanımızın düşüncelerine tamamen katılıyor, kendisini sonuna kadar destekliyor ve bu saldırıları kınıyoruz.
¦ ARINÇ: TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın laiklik konusundaki çıkışı da bizlere kaygı vermektedir. Türk Devrimi’ndeki laiklik kavramı da diğer ülkelerdeki gibi yurdun kendi koşullarından ortaya çıkmıştır.
¦ TÜRBAN: Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil başlı başına bir çağdaşlaşma felsefesidir. Laiklik kavramı kasıtlı olarak türban tartışmasına döndürülerek içi boş, sığ bir yüzeye çekilmiştir. Bu tartışmalar toplumdaki huzuru bozmakta ve dinin siyasetin merkezine oturtan kesimler hariç, kimseye bir yarar sağlamamaktadır. Belli noktalara ulaşmak için yapılan böyle çıkışlar ülkenin çıkarlarıyla bağdaşamaz.
¦ ERDOĞAN: Başbakan Erdoğan’ın ulusal egemenlik konusundaki görüşleri bize kendisinin demokrasiyi nasıl algıladığını göstermektedir. Ulusal egemenlik ve demokrasi sayesinde iktidara geldikten sonra, her istediğini yapabileceğini sanmak hatalı bir görüştür.
Bu tutumun getirdiği zararlar geçmişte görülmüştür. Ulusal egemenlik için dini çimento olarak gören ümmet anlayışı yerine ortak değerlerin birlikteliği sonucu ortaya çıkan ulus kavramı oturtulmalıdır. Ulusallık kavramı sonucu ortaya çıkan yurttaşlık bilinci ile, çağdaş bireyler egemenliğin gerçek sahibi konumuna gelmişlerdir.
Gördüğünüz gibi Türk Devrimi’nin temelini oluşturan üç ana unsur olan ulusal egemenlik, ulusal bütünlük ve laiklik (çağdaşlaşma) tehlikededir. Mustafa Kemal, çağının değerlerini taşımayan bir tarım devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazından, bu unsurlara dayanarak çağdaş bir ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Yapılan saldırıların da bu üç temel unsur üzerinde oluşması da bu yüzden anlamlıdır. Bu tip tartışmalar çağdaş, demokratik bir ülkede görülen tartışmalardan daha çok ilericilik ve gericiliğin mücadelesidir.
ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu
BELEK'in sorunlarını şöyle özetleyebiliriz:
- Çevre Düzeni Planı'nda koruma alanı olarak belirlenen kontrollü hassas zon alanları yeni yönetim planı çalışmaları sonucuna göre tekrar incelenmeli ve güncelleşmelidir.
- Ormanlık alanlar, kadastro sınırlarının sayılaştırma sonucuna göre belirlenmelidir.
- Makilik- fundalık alanları ve hassas zon sınırları yeniden belirlenmelidir.
- Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) belirlenirken deniz kıyısında Taşağıl mücavir alanında kalan ve arkası kaplumbağa üreme alanı olan bir kısım ile; Parakente köyünün kıyısında hemen hassas zon sınırının bittiği bir kısım ve yine Çolaklı Belediyesi'nin kıyısında iki tane ayrı kısım Özel Çevre Koruma Alanı dışına çıkartılmıştır. Bu kısımlar tekrar Özel Çevre Bölgesi içine alınmalıdır.
- Boğazkent tarafında 'Kocagöl kuş cenneti' sınırları, A.Ü.’sinin Belek ÖÇKB Yönetim Planı çalışmaları sonucuna göre belirlenmeli ve ayrıca sulak alanlar yönetmeliği kapsamında değerlendirilmelidir.
- Kocagöl civarında imar planında çok katlı turizm yatırımlarına yer verilmiştir. Daha doğrusu sanki kamunun ortak malı olan bu alan turizm şirketine bırakılmış bir görünümdedir.
- Başta Köprüçay olmak üzere Acısu, Sarısu, Karaöz, Şarlavuk Deresi, Ilıca Deresi su rejimi akademik olarak incelenmeli ve taşkın konusu değerlendirilmelidir.
- Kıyının çok büyük bir kısmı kaplumbağa üreme alanıdır. Ancak kıyıdaki oteller kendi mülkiyet sınırlarını taşarak kıyıda, Kıyı Kanunu ve uygulama yönetmeliğine aykırı olarak uygulamalar yapmaktadırlar. ÖÇK Başkanlığı gerekli uyarıyı yapıyor olmasına karşılık ilgili belediyeler de gerekli hassasiyeti göstermemektedirler.
383 Sayılı KHK'nin ilgili maddeleri gereğince ÖÇK bölgelerinde kurumca onaylı plan kararlarına aykırı ve kaçak uygulamaların takibinden, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ilgili belediye başkanlıkları, bu sınırlar dışında kalan yerlerde valilikler ve il bayındırlık müdürlükleri sorumlu olduğundan kıyılar gelecek kuşaklara bırakılacak doğal bir mirasdır. Bu nedenle kıyı mevzuatına göre uygulama ve denetlemeler güçlendirilmelidir.
Kazım ERGENDEDEOĞLU
ÖÇK’den emekli Harita Mühendisi
TTKD Antalya Şubesi üyesi
Medeniyetler ve Dünya düzenleri Sempozyumu
Â
BİLİM ve Sanat Vakfı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla düzenlediği uluslararası 'Medeniyetler ve Dünya Düzenleri' Sempozyumu bugün CRR Konser Salonu’nda başlıyor.
Devlet Bakanı Prof. Mehmet Aydın'ın 'onur konuşmacı' olarak yeraldığı sempozyumda üç medeniyet havzasından üç önemli siyaset bilimci tebliğlerini sunacaklar: Richard Falk (Kaliforniya Üniversitesi, ABD), TU Weiming (Harvard-Yenching Enstitüsü, Çin/ABD), Ahmet Davutoğlu (Başbakanlık Başdanışmanı)
Düzen kurmaya yönelik tarihi tecrübelerin değerlendirileceği oturumun konuşmacıları ise Halil İnalcık (Bilkent Üniversitesi), Fred Dallmayr (Notre Dame Üniversitesi, ABD), Johan Galtung (Transcend Enstitüsü, Fransa), Yiwei Wang (Fudan Üniversitesi, Çin).
Aşağıdaki konuşmacılar da mevcut dünya düzenini tartışacaklar:
Robert Gilpin (Princeton Üniversitesi, ABD), Raymond Duvall (Minnesota Üniversitesi, ABD), John Welfield (Uluslararası Japan Üniversitesi, Japonya) Mustafa Özel (Bilim ve Sanat Vakfı)
Sempozyumun diğer 26 oturumu cumartesi ve pazar günleri Bilim ve Sanat Vakfı'nın binasında gerçekleştirilecek.
(0212-528 22 22) www.bisav.org.tr
EĞİTİM-Sen 2 Nolu Şube Yönetim Kurulu, Bostancı'daki lisenin müdür vekilinin marifetleri için yargıya gidileceğini açıklıyor:
"5.5.2006 günkü köşenizde Hayrullah KefoÄŸlu Anadolu Lisesi vekil müdürünün bulunduÄŸu resmi makamın yetkilerini kullanarak yakınlarına saÄŸlamakta olduÄŸu menfaatlerin dışında daha birçok amaçlı hatalar yaparak bazı öğretmenlerimizinÂmaÄŸduriyetlerine sebep olmuÅŸtur. Bunlardan birkaçını, okulumuzla ilgilendiÄŸinizden dolayı bilgilerinize sunmak istedik.
2004-5 öğretim yılında okulumuz rehber öğretmeni ihtiyacı iki olduğu halde üçüncü bir rehber öğretmen ihtiyacı bildirilmiş ve üçüncü bir rehber öğretmen atanmıştır. Daha sonra okulun rehber öğretmen ihtiyacının iki olduğu bildirilmiş ve gelen öğretmen daha kıdemli olduğu için okulun en eski bayan rehber öğretmeni başka bir okulda görevlendirilmiştir. Ataması yapılan arkadaş kendi isteğinle başka bir okula atanınca arkadaşımız kendi okulundaki görevine geri dönmüştür. 2005-2006 öğretim yılında kadro tekrar üçe çıkarılmış yeni öğretmen atanmış, kadro tekrar ikiye indirilmiş aynı bayan öğretmen arkadaş tekrar başka bir okulda görevlendirilip mağdur edilmeye devam edilmiştir.
Okul bu yıl Anadolu Lisesi statüsüne geçtiği için okulun öğretmenleri Anadolu Lisesi'ne tekrar tayin istemiştir. Bu tayinler için istenen evraklar arasında 'hizmet cetveli'nin okul idaresi tarafından evraklara eklenmesi gerekmektedir. Okulun vekil müdürü bazı hoşlanmadığı öğretmenlerin hizmet cetvelini eksik olarak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne teslim etmiştir. Rehber öğretmen arkadaşlarımızın tayini eksik evrak gerekçesiyle yapılmamış ve dışardan başka bir öğretmen arkadaş okulumuza atanmıştır. İki arkadaşımız dilekçe ile şikayette bulunmuşlar fakat sürekli mağdur edilen bayan rehber öğretmen arkadaşımızın dilekçesine hiç cevap verilmemiş, diğer arkadaşımız için yapılan soruşturma sonucu iddialarının sübut bulmadığı kendisine bildirilmiştir.
Bu arkadaşlar evraklarını tamamladıklarında İdare Mahkemesi'nde sendika avukatımız tarafından dava açılıp hakları aranacaktır."
Tuzla ve Eyüp Belediye Başkanları için soru
CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, okullarda 'Örtünmek İslam’ın açık kesin emridir, örtünmemek günahkar olmaktır" biçiminde broşür dağıtan Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç ile 'Delilleriyle Aile İlmihali' adlı kitabı yeni evlenen çiftlere veren Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci'nin, Anayasa’daki laiklik ilkesine ve Medeni Kanunu'na karşı olması nedeniyle haklarında nasıl bir işlem yapılacağını İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya soruyor.
Dubai Towers: Büyükşehir, imar planını bir misli büyüttü
Yoğunluklu planı çıktı
BÜYÜKŞEHİR Belediye Meclisi, Levent'teki eski İEET garajı arsasının imarplan değişikliğini CHP'nin muhalefetine rağmen onayladı. Arsanın daha önce üç emsal olan emsali, eklenen üç bodrum katıyla 5.8'e çıkarıldı; ayrıca lejant değişikliği ile daha önceden 'ticaret' alanı olarak gözüken arsaya 'turizm' alanı da eklenmesi dikkat çekti.
Bu durumda daha önce 138 bin 768 m2 olan inşaat yoğunluğu 243 bin 645 m2'ye çıkarken, ihalesiz Dubai International Properties şirketine büyük 'imtiyaz' sağlanmış oldu.
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Akar, Başkan Topbaş'ın Büyükşehir Meclisi'nde söyledikleri ile görüp duyduklarının farklı olduğunu belirterek "Yasalar tevhid yapamazsın diyor yapılıyor. Zemin etüt raporuna göre, 10 kattan fazla izin verilemez deniyor, uyulmuyor. İmar değişikliği için Hava Üs Komutanlığı'ndan radarla ilgili görüş alınması gerekiyor, deniyor. Bu da yapılmıyor. Uluslararası bir prestiji olan bir arsanın planda böyle davranmak bizi de Dubaililer gibi gayri ciddi duruma düşürür" dedi.
PaylaÅŸ