AB, Türkiye’ye ne yapacak?

Öncelikle Schengen bölgesinin Türklere açılmayacağı ortaya çıktı. Buna karşılık AB’de özel statü çerçevesinde Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği’nde yer almamız, ikinci ayak olarak Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi ve Türkiye’nin taraf olmasıyla birlikte kararlarda imzası olması gerekli. 20 Ocak’ta işbaşına gelen Biden, önemli bir adım olarak Transatlantik Paktı’nı tartışmaya açacak ve gerçekleştirecek. Dolayısıyla Gümrük Birliği’nin yenilenmesiyle bizde bu paktın içinde olabiliriz. Üçüncü olarak, özel statü ayağını ise AB bütçesine katkı vermek ve katkı almak oluşturmalı. Bu üç adım, Türkiye’nin AB’ye giden yolunda şu anda alacağı en büyük mesafe olacak.

AB’ye tam üyeliğin diğer iki ayağı olan politik katılım ve serbest dolaşım hakkı, şu an için fazla gerçekçi görünmüyor. Politik katılım, önemli bir diğer ayak olarak ortaya çıkıyor. Bu konuda da AB ülkeleri büyüklük açısından Almanya’yla aynı düzeyde olan 83 milyonluk Türkiye’nin 76 parlamenter ve 29 oy hakkı ile AB Konseyi’nde yer almasını istemiyor. Bunlar ilk 3 ayaktan sonra tartışılacak konulardır.

TAVAK Vakfı olarak ‘AB ile Türkiye arasında imtiyazlı ortaklık’ meselesini önemli buluyoruz. Bu konuda 2000’li yılların başında Almanya Başbakanı Merkel’in ve Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin ortaya attığı imtiyazlı ortaklık statüsü, Türkiye’nin önünü açacak ve Avrupa’nın da yararına olacak bir konudur. Son günlerde bunu TAVAK Vakfı olarak gündeme getirmekteyiz ve Türkiye’de de kamuoyunun bu konuyu gündeme almasında da büyük yararlar görmekteyiz.

GÜNÜN SÖZÜ

“MÜKEMMEL insan olmayın, iyi insan olun.” Doğan CÜCELOĞLU

TÜİK’TEN ‘DOSDOĞRU’ VERİLER BEKLENİYOR

AÇIKLADIĞI enflasyon ve işsizlik rakamlarıyla kamuoyunun tepkisini çeken TÜİK Başkanı’ndan siyasi irade de hoşnut olmadı ki değiştirildi.

Mutfakta yangına yol açan, dar gelirli milyonlarca insanın pahalı fiyatından ötürü yanına bile yaklaşamadığı temel tüketim maddeleri ile çarşı-pazar enflasyonunun yüzde 40’a dayandığı ortamda TÜİK, 2020 yılı enflasyonunu akıllara ziyan bir şekilde yüzde 14.6 olarak açıklamıştı. Ucuz kış sebzeleri pırasa ve karnabaharın bile kilosu 10 liradan satılıyor. Nasıl oluyor da enflasyon yüzde 14 çıkıyor? Anlamak olası değil. Düşük açıklanan enflasyon rakamından memur ve emekli maaşlarına cüce zam yapılıyor, kaybeden sabit gelirli oluyor.

Bir yıldan bu yana ülkeyi rehin alan korona belası nedeniyle işten çıkarmalar kar topu gibi büyüdü, işsiz sayısı 11 milyonu aştı. Ne var ki TÜİK geçen ay işsiz sayısını 4 milyon 5 bin, işsizlik oranını da yüzde 12.9 olarak duyurdu. Oysa umudunu yitiren üniversite mezunu gençler dahil milyonlarca insan yanıla yakıla ekmek ve aş için çalmadık kapı bırakmıyor. Neredeyse her evde bir genç, karamsar ruh haliyle babasının vereceği harçlığı çekinerek bekliyor. Acı gerçek böyle iken, TÜİK’in enflasyonda olduğu gibi işsizlik rakamını da aşağı çekmesi tepkileri doruğa taşımıştı.

Kamuoyundaki yoğun eleştiriler hükümetin dikkatini çekmiş olmalı ki Muhammed Cahit Şirin görevinden alınarak TÜİK Başkanlığı’na Ahmet Kürşad Dosdoğru getirildi. Sivil toplum örgütleri ve krizden bunalan halk yeni başkandan manipüle edici rakamlar değil, soyadı gibi ‘dosdoğru’ verilerin açıklamasını bekliyor.    �Şükrü KARAMAN

EKONOMİK KRİZ:2052 KONKORDATO, 1213 İFLAS

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, ekonomik krizin ayak izlerinin iflas başlatan ve konkordato ilan eden şirket sayılarında rahatlıkla görülebildiğini söyledi. Ticaret Bakanlığı’ndan edindiği bilgileri paylaşan Güzelmansur “31.12.2020 tarihi itibariyle, Türkiye genelinde haklarında konkordato kapsamında mühlet kararı verilmiş toplam 2 bin 52 şirket bulunuyor” dedi. Son 3 yılda iflas başlatma tescili yapılmış olan anonim şirket, limited şirket, kolektif şirket ve komandit şirket sayısının 1213’e çıktığını aktaran Güzelmansur, “Bu iflaslar, konkordatolar ülkemize daha fazla işsizlik, daha fazla yoksulluk olarak dönüyor” diye ekledi.

CUMHURİYET KİMLİĞİNE DARBE!

ANKARA’da mimari bir moda var: Devlet binalarını yerle bir etmek, tarihe saygısızlık yapmak. Yıkılmadık tarihi yapı kalmadı demek daha doğru. Yıkılıp yerine ‘ucube’ yapılar konduruluyor, hepsi rant amaçlı oluyor birilerine. Sıhhıye’de Sağlık Bakanlığı binasının arkasında taşeron ekskavatörleri ‘tarihi’ yerle yeksan ediyor! Öndeki tarihi bina, şimdilik olan biteni perdeliyor. Arkadaki ucube bitince yıkıp işi bitirecekler. Bunu hep yapıyorlar! TÜİK binasını, arkasına yaptıkları devasa ucube bitince yıkıp yerle bir ettikleri gibi... İlk akla gelen, İller Bankası ve ETİBANK binaları gibi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu işleri takip ediyor, gerekeni yapıyor ama mahkemelerden alınan kararlar uygulanmıyor! Sağlık Bakanlığı’nda olan biten için yapılan müracaata Şehircilik Bakanlığı yetkilisi “Durdurulan inşaata devam edilmesi hususunda gerekeni yaptık” diyor. “Bunu açmalısınız” diyen ‘oda’ yetkilisine yanıt bile verilmiyor! Ankara’nın Cumhuriyet kimliğini yok etme, görgüsüzlük abidesi, arabesk bir ucube yaratma çabaları tam gaz sürüyor! M.A.

BİLİYOR MUSUNUZ?
Siyamoğlu CHP’ye mi dönüyor?

KIRKLARELİ Bağımsız Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun yeniden CHP’ye dönmesi konusunda yürütülen temasların olumlu sürdüğü, önümüzdeki günlerde Siyamoğlu’nun Kılıçdaroğlu ve Faik Öztrak’la bir görüşme yapacağının kulislere yayıldığını...

ULUSLARARASI Rotary 2420 Bölge’nin düzenlediği, son yıllarda yaşanan çevre sorunlarını ve ekolojik yıkımın konu olarak alınacağı “Çevreni koru, evreni kucakla” sloganıyla yapılacak ‘2. Rotary Kısa Film Festivali’ yarışmasına başvuruların 20 Mart tarihine kadar rkf@rotary2420.org adresine yapılabileceğini...

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin 30 bini aşkın atanamayan fizik-tedavi teknikeri olduğunu vurgulayarak, “Fizik-tedavi hastaları aylarca sıra bekliyor, fizik-tedavi uzmanları ise atanamıyor. Mağdur yine vatandaş oluyor” dediğini...