Yalçın Bayer

İstanbul’da göçükler neden oluyor

3 Mayıs 2019
HAFRİYAT hafriyat dökümleriyle doğal yapısı değiştirilen arazilerde zemin kaymasına bağlı olarak istinat duvarı, yol ve bina gibi yapılarda sık sık çökmeler yaşanıyor. Bunun son örneği Esenyurt’ta yaşandı, yol çöktü.

Bugün çökme yaşanan yerler yıllar önce gelişigüzel hafriyat dökülen yerlerdi.

İstanbul’da 6 yıl süreyle Orman Bölge Müdürlüğü yapan Faruk Çebi yaşanmaya başlanan bu vahameti defalarca gündeme getirmişti. Ne yazık ki, hafriyat rantının yüksek cazibesinden dolayı yazdıklarımıza yetkililer tarafından sürekli kulak tıkanmıştı.
Bunların incelenmesi gerekiyor.

Ramazan'da susamayı azaltacak 'su' formülü

FİTOTERAPİ

Yazının Devamını Oku

Nazarbayev yeni bir liderlik inşa ediyor

2 Mayıs 2019
KAZAKİSTAN’ın başkenti Astana’da Barış ve Hoşgörü Sarayı’nda (Piramit) Kazakistan Halkları Asamblesi’nin 27. kongresinin oturumu geçen hafta yapıldı.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in başkanlığında gerçekleşen toplantı ‘İstikrar, Birlik, Uyum, Modernizasyon Temeli’ başlığı altında geçti. Ahi Evran Üniversitesi öğretim üyesi, siyaset bilimci Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Kazakistan’da en önemli anayasal kurumlardan olan Halklar Asamblesi’nin Büyük Kurultayı’na ülke dışından konuşmacı olarak katılan ilk davetlilerden biri oldu. Bu yılki kurultayın Türkiye, Rusya, Almanya ve Kırgızistan’dan davet edilen konuşmacılarla kapsamının genişletilmesi dikkat çekti. Kürşad Zorlu’nun Türkiye adına Kazakça olarak yaptığı konuşma Kazakistan’da büyük yankı uyandırdı. “Türkiye’de halihazırda 30 bin Kazak yaşadığını ancak aslında 80 milyon Kazak olduğunu” ifade etti. Kazakistan hakkında ilk makalesini 1999 yılında yazdığına işaret ederek “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk de zor koşullar altında büyük bir devlet inşa etti” dedi.

Nazarbayev’in kendi kararıyla görevini bırakması aslında yeni ve örnek bir liderlik modelinin inşası anlamına geliyor. Bu liderlikte fedakârlık ve risk arasındaki ince bir çizgi... Ama demokrasiye de katkı sağlayacak. Kendisinden sonra bir belirsizlik ve kaos olmaması için ülkedeki kadroları geleceğe hazırlıyor. Nazarbayev’in ‘Elbası’ yani ebedi lider unvanı ile bunu gerçekleştirmesi bu sürecin bir parçası sayılıyor.

Zorlu ayrıca, “Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in ‘Manevi Yenilenme’ makalesi sadece Kazak halkı için değil Türkiye halkı için geleceğe yol gösteren bir makaledir” dedikten sonra şu tespiti de aktardı:

“Nazarbayev, Türk dünyasının aksakalı, günümüzün Bilge Kağan’ıdır.”

Türkiye-Rusya ilişkilerinin düzelmesinde Nazarbayev’in üstlendiği role vurgu yapan Zorlu, Türk Dünyası çalışmalarında Nazarbayev’in tüm Türk halkları için büyük bir şans olduğunun altını çizdi. Prof.Dr. Kürşad Zorlu’nun 4 dilde yayınlanacak olan “Nazarbayev Liderliği” adlı kitabı 6 Temmuz’da Kazakistan’da tanıtılacak.

 

BİR BEYİN CERRAHI NE ÖĞRENDİĞİNİ BİLMEZ Mİ?

İNSANIN

Yazının Devamını Oku

Türkiye ile Rusya suni değil gerçek dostturlar

1 Mayıs 2019
İNEBOLU çok önemli bir ilçe, ne yazık ki giderek değeri bilinmez olmuş... Gene de İnebolu âşıkları var, her yıl mutlaka geliyorlar. Ya yazları ya da 26 Nisan tarihinde geleneksel hale gelen ‘Denizdeki Kuvayi Milliye ve İnebolu’ günü ve ‘İstiklal Yürüyüşü’ için... Bu yıl özellikli bir panel vardı. Mustafa Kemal Atatürk’ün 99 yıl önce SSCB’nin kurucusu Lenin’e yazdığı mektupla Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştirmesi sonucu oluşan tarihsel gelişmeler çok kişiyi hüzünlendirdi.

Dolmabahçe ve Kastamonu Rotary kulüpleri tarafından İnebolu Türk Ocağı’nda gerçekleştirilen panelde, İnebolu’nun ulusal kurtuluştaki yeri ve önemi anlatıldı. Panelde emekli amiral Cem Gürdeniz, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Aleksandr Sotniçenko, tarihçi Dr. Orhan Çekiç, eski milletvekili Kemal Anadol ve tarihçi Dr. Mehmet Perincek konuşmacı olarak yer aldılar.

Atatürk ve Lenin’in yazışmaları panele damgasını vurdu. Cem Gürdeniz, Atatürk’ün Lenin’e yazdığı mektubun önemine işaret ederken “Vurgulamam gerekir ki 26 Nisan mektubu bugünkü var oluşumuzun başlangıcını oluşturmaktadır. Sovyet Devrimi ile Türk Kurtuluş Savaşı, tarihin o safhasında emperyalizmin boğmak istediği iki kader arkadaşıydı. Atatürk ve Lenin, ya birlikte yok olacak ya da birlikte savaşacaklardı. Onlar birlikte savaştılar. Kurtuluş Savaşı cephane ve silahlarının pek çoğu Karadeniz üzerinden geldi. Atatürk ve Lenin dostluğu Türk-Sovyet jeopolitik işbirliği sonucunu doğurdu. Her iki devlet aynı anda yürüttükleri emperyalizm karşıtı savaşı başardılar” dedi.

Karadeniz’in Türkiye’nin mücadelesindeki önemine işaret eden Gürdeniz, “Bu deniz olmasaydı, İstiklal Savaşı olmazdı. İşgalcilerle işbirliği yapmış Osmanlı Donanması’nı terk eden toplam 233 denizci, Kurtuluş Savaşı’nın kaderini değiştirdi. O dönem bütün gemi, taka, kayık ve vasıtaları topladığınızda yalnızca 300 civarında bir envanter çıkıyor karşımıza... Hepsinin toplam taşıma kapasitesi sadece 7 bin 800 tondu. Buna karşılık Rusya’nın Batum, Tuapse ve Novoroskiysk limanları üzerinden İnebolu, Samsun ve Trabzon limanlarına ilk sevkıyat 1920’nin eylül ayında Tuapse’den Trabzon’a başladı. 1922 ağustosuna kadar toplam 300 bin ton silah malzemesi taşıdılar” diye konuştu. Mustafa Kemal’in 4 Ocak 1922 tarihinde Lenin’e yazdığı mektubun şu bölümü geleceğe ışık tutmalıdır diye de ekledi.

“Türkler ve Rusların tarihi yüzyıllarca süren kanlı savaşların gürültüsüyle doldurduktan sonra bu kadar çabuk ve bu kadar bütünsel bir şeklide uzlaşmaları, öteki milletleri şaşkınlığa uğratmıştır. Pek çoğu bu dostluğun suni olduğu ve şartlar gereği sağlandığı zannına kapılmışlardır, hâlâ da bu inançtadırlar ya da öyle gözükmektedirler. Ancak iki halkın ne ölçüde birbirleriyle anlaşmak ve birbirlerini sevmek için yaratıldıklarını ve geçmiş kavgalarının yalnızca her ikisinde de yerleşmiş zalim iktidarların kışkırtmaları ile çıkmış olduğunu; son savaşta asker ve subayların birbirleriyle nasıl isteksizce savaştığını görmüş olanlar, birkaç sene önce oluşan yeni vaziyetin sürekli ve istikrarlı olduğunu söyleyeceklerdir. Türkiye, Rusya’ya, Batı Avrupa’ya olduğundan çok daha yakındır.”

(Bu konudaki yazılarımıza yerimizin imkânı ölçüsünde devam edeceğiz.)

 

ORTAYLI: ‘RUMELİ KÜLTÜRÜ OLMAZSA İNKİŞAF EDEMEYİZ’

RUMELİ

Yazının Devamını Oku

‘Altın Portakal’ yeniden yapılacak

26 Nisan 2019
ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile Gazipaşa’da 79 firmanın katıldığı Gazipaşa Tarım Fuarı’nda karşılaştık. Gazipaşa, Antalya’nın 650 km’lik sahilinde, tarım ekonomisinin en güçlü olduğu ilçe...

Muzda üretim öncülüğünü elinde tutan Alanya ile Anamur’a karşı mango ile üretim rekabetine başlayan Gazipaşa’yı dikkatle izlemek gerekiyor. Anamur Belediye Başkanı MHP’li Hidayet Kılınç, Gazipaşa Belediye Başkanı CHP’li Mehmet Ali Yılmaz ve Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’le muz ve mango muhabbeti yaparken, Antalya’nın yeni belediye başkanı Muhittin Böcek’in Gazipaşa Tarım Fuarı’na gelmesi sürpriz oldu. Böcek, Altın Portakal Festivali’nin ‘ulusal’ olarak yeniden yapılacağını bildirdi. Gazeteciler, Böcek’e belediyenin borçlarını sordular. Ancak bir gün önce Ekspres gazetesinde bunun yanıtını şöyle vermişti:

“Büyükşehirin borçları tartışma konusu ama ben bir kez konuşacağım. Bir daha da borç konusunu hiç açmayacağım. Ama belediyenin geliri 50, gideri 150. Bunu herkes bilmeli.”

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 31 Mart yerel seçimlerinde kendisine destek verenlere teşekkür ederek, bundan sonra ayırt etmeden herkese eşit hizmet edeceklerini belirtti. “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adının verildiği tarih 21 Ekim 1922 Gazipaşa adının verildiği gün. Önemli bir ilçemizde olmaktan, aranızda olmaktan gurur duydum. Bundan sonra Gazipaşa’da hem turizm hem tarım anlamında yapmamız gereken ne varsa onları yapmaya çalışacağız.” dedi.

Kaymakam Ali Sakar da tarım sektörünün ilçenin ve ülkenin en önemli sektörlerinden biri olduğuna işaret ederek, “2018 yılı verilerine göre ilçemizde 582 bin 142 ton tarımsal üretim yapılmıştır ve bu üretimden dolayı ilçe ekonomimize 1 milyarın üzerinde ekonomik bir katkı sağlamıştır. Makine ve ekipmanından su ürünlerine kadar her alanda tarımsal desteklemelerimiz İlçe tarım müdürlüğü vasıtasıyla devam etmektedir” diye konuştu.

 

GAZİPAŞA TARIM FUARI

Gazipaşa Tarım Kültür Turizm Eğitim ve Yardımlaşma Derneği tarafından kaymakamlık ve belediyenin desteğiyle düzenlenen Tarım Fuarı’nın açılışı Gazipaşa Fuar Alanı’nda yapıldı. Açılışa Kaymakam Ali Sakar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, Gazipaşa Tarım Kültür Turizm Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Hüsnü Doğan, kamu kurum görevlileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Dernek Başkanı Hüsnü Doğan, “Fuarımızı bu yıl tohum dalında 7, fide dalında 3, meyve fidanları dalında 5, gübreci dalında 4, organik tarım dalında 4, egzotik ürünler dalında 2, tarım alet- makine dalında 3, otomotiv dalında 4, gıda ve besin dalında 27, plastik dalında 3, kamu kurum ve kuruluşları olarak 7 firma, Gazipaşa’nın etnografik değerleri dalında 1 firma, dernekler 3, 5 eğitim kurumu 5 ve 1 bankamız katıldı. Toplamda 79 firma fuarımız katılmıştır. Tüm katılımcı firmalara teşekkür ederim” dedi.

Yazının Devamını Oku

Gazipaşa tropikal meyvede büyüyor

25 Nisan 2019
GAZİPAŞA, havalimanının açılmasıyla gittikçe büyüyor. İlçe nüfusu 50 bini aşmış.

Narenciyeden sonra tropikal meyve yatırımlarıyla bir numaraya yükselmiş. Her yıl milyonlarca dolar ödeyen Türkiye’nin bu alanda ihracatçı konuma geçmesi için kentin tarım yatırımları da öne çıkmaya başlamış. En önemlisi de Gazipaşa çiftçisi mango ile tanışıyor artık. Bu projenin fikir babası Mustafa Ezici, mango meyve ve fidancılık AR-GE çalışmalarına 7 yıl önce başladıklarını söylüyor. ‘12. Gazipaşa Tarım Fuarı’nda bir ilk yaşandı, 2 milyon mango fidanı satışa sunuldu.

Tropikal bir bitki olmasına rağmen sub-tropikal iklime sahip İspanya’nın Malaga-Granada sahil hattında yetişen mangonun, Türkiye’de de aynı enlemde bulunan Datça yarımadasından Hatay’ın kuzeyine kadar olan bölgede yetişebileceği bildiriliyor. Ezici, önümüzdeki dönemde hem üreticilere mango fidanı satacaklarını hem de mango yetiştireceklerini söylüyor. Projeyi ortakları orman mühendisi Veli Çelik ve İlhan Alçar ile birlikte hazırladıklarını anlatan Ezici, üretiminin artmasıyla Türk üreticilerinin gelirlerini katlayacağını, Türkiye’nin de çok hızlı bir şekilde en önemli mango ihracatçısı ülkelerden biri konumuna geleceğini belirtti.

Türkiye’deki mango hasat zamanı, hasadın kuzey yarımküreden güney yarımküreye geçiş dönemine ve mangonun az bulunduğu ağustos-ekim aylarına rastlaması da ihracat açısından önemli bir avantaj sunuyor.

YENİ KİTAPLAR

Latife Tekin ‘Aşk İşaretleri’ (Can), Pelin Batu ‘Hayatın Seyrini Değiştiren Kadınlar’ (İnkılap), Umur Bugay ‘Karılar ve Kocalar’(İnkılap), Junko Takahashi ‘Japonların 100 Yıl Yaşama Sırrı’ (Doğan Novus), İskender Pala ‘Kalp’ (Turkuvaz)

Ayşe Özgener ‘Sonra Konuşuruz’ (Doğan Novus), Emre Gör ‘Abdülhamid Döneminde İstihbarat’ (Kitap Yayınevi), Serdar Tuncer ‘Hiçbir Zaman Hiçbir Şey’ (Profil), Süleyman Kurt ‘Hatırlasana’ (Hayykitap), Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ‘Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat’ (Hayykitap), Ahmet Büke ‘Neşeli Günler’ (Günışığı), Dilara Büyük ‘Kar Tanesi’ (Müptela)

Bilgin Çelik ‘Balkan İttifakı ve Osmanlı Diplomasisi’ (Bilgi Üniversitesi), Bülent Ayyıldız ‘Gölgesiz Matiz’ (İthaki)

Ahmet Nezihi Turan

Yazının Devamını Oku

Muhalefeti yaşatmak iktidarın vazifesidir

24 Nisan 2019
Demokrasinin en önemli ayağı muhalefettir. Niye mi? Sadece demokrasilerde yasal düzlemde muhalefet vardır da ondan. Demokrasiyi diğer rejimlerden ayıran seçimler değil, muhalefetin yasal varlığıdır. Bu nedenle muhalefete gözümüz gibi bakmalı, onu yaşatmalıyız.

Bu ilk önce iktidarın vazifesidir. Tabii ki muhalefet de işlevini layıkıyla yerine getirmeli, bundan kaynaklanan tepkileri de göğüsleme kapasitesini yükseltmelidir. Ama bu demek değildir ki şiddete maruz kalsın.

Bu kurgu bin yıllardır süregelen siyaset düşüncesine de aykırılık oluşturur. Ama ne hoş aykırılıktır bu!

Bu nedenle muhalefete gözümüz gibi bakmalı, onu yaşatmalıyız. Bu ilk önce iktidarın vazifesidir. Sayın Kılıçdaroğlu’na hepimiz geçmiş olsun dileklerimizi iletmeliyiz. Değil bir siyasinin, hiçbir insanın ve hayvanın şiddete maruz kalmamasını, aksi durumda devlet gücünden önce toplumsal ahlakın, İbn Haldun’cu anlamda asabiyenin, Durkheim’cı anlamda toplum şuurun buna izin vermeyecek derecede derinleşmesini ve genişlemesini temenni ediyoruz. Serdar TAŞÇI

23 NİSAN 1920’DE OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE BERABERLİĞİMİZİ BOZAMAYACAKLAR. UNUTMAYINIZ. ÇOCUKLARIMIZ GELECEĞİMİZDİR!

MECLİS-İ MEBUSAN BİNASI ‘MİSAK-I MİLLİ MÜZESİ’ OLSUN

28 Ocak 1920’de ülkemizin kuruluş beyannamesi olan Misakı-Milli’nin imzalandığı, 17 Şubat 1920’de ise kürsüsünden tüm dünyaya ilan edildiği Kabataş’taki Meclis-i Mebusan binası ‘Misak-ı Millî Müzesi’ olsun. Tarihini kaybeden millet hafızasını da kaybeder.

(www.change.org’da imza kampanyası başlatıldı)

Yazının Devamını Oku

Seçim sonuçlarını doğru değerlendirelim

19 Nisan 2019
Enis Tütüncü ve Uluç Gürkan’ın öncülük yaptığı CHP Ortak Akıl Platformu’nun önceki gün yapılan 14. toplantısında platform yöneticileri toplantının ilk aşamasında 31 Mart yerel seçimlerinin sayısal ve siyasal sonuçları ve sonuçları yaratan etkenler ele alındı.

Bu verilerin ışığında önümüzdeki döneme ilişkin olası gelişmelerin neler olabileceği konusu ayrıntılarıyla tartışıldı. Özellikle İstanbul seçim sonuçlarının siyasi bir krize neden olabileceğine yönelik görüşler değerlendirildi. Seçim sonuçları ile ortaya çıkan bu yeni siyasi ve toplumsal koşulların CHP tarafından doğru biçimde değerlendirilmesinin önemi üzerinde duruldu. 

GÜNÜN SÖZÜ

“Cahillerle tartışmayın. Ben hiç galip gelemedim.” İmam-ı Gazali

‘MEVZU ATLIKARINCALAR DEĞİL’

DÜN İzmir’de arabamla giderken öndeki kamyonetin arkasında şu ibare vardı: “Mevzu atlıkarıncalar değil, dönen dolaplar.” Günümüze ne kadar güzel uyan ince bir espri değil mi?

Politikacılar milleti artık aptal yerine koymaktan vazgeçsinler.

Herkes her şeyin farkında.

Yazının Devamını Oku

Yaşasın demokrasi! İstanbul için hayırlı olsun

18 Nisan 2019
HUKUKÇULAR der ki...

Siyasette rekabet, ülke yönetiminde iktidar veya muhalefet olarak görev almak için yapılan bir yarıştır. Ülkemizde bu yarış, köy ve mahalle muhtarlıklarından belediye veya büyükşehir başkanlıklarına ve cumhurbaşkanlığına, köy ihtiyar meclisi ve mahalle ihtiyar heyetinden belediye ve il genel meclislerine ve TBMM’ye kadar giden kurul ve organlara seçilmek için yapılır.

Siyasal rekabetin hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olması gerekir. ‘Adil’ olmak da gerekir. Siyasette adil rekabet, siyasi partilerin ve adayların eşit koşullar içinde yarıştığı, seçmenlerin onlar arasındaki tercihlerini özgürce yaptıkları bir rekabet düzenidir.

Siyasi partilerin demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurudur kuralını esas almak gerekmiyor mu?

İşte dün olağan itiraz süresine kadar bu gerçekleşti.

CHP ve İmamoğlu’nun mücadelesi örnek olmalı.

 

‘KIDEM’DE ZORLU KIRMIZI ÇİZGİLER NASIL AŞILACAK?

KIDEM

Yazının Devamını Oku