Paylaş
Diye buyurmuş Freud. “Bazı şeyler sadece göründüğü gibidir” mealinde.
FIFA operasyonu için ise aynı şeyi söylemek mümkün değil. Zira FIFA sadece FIFA’dan ibaret değil.
DÜNYA İKİYE BÖLÜNDÜ
HER ŞEYDEN önce, sadece 2011-14 arasında 5.7 milyar dolar gelir elde etmiş bir kuruluştan bahsediyoruz. Sırf geçtiğimiz hafta FIFA yöneticilerine karşı açılan yolsuzluk davası bile, 150 milyon doları kapsıyor.
Kuruluşun arkasında ise McDonalds, Coca Cola, Adidas, Hyundai, Gazprom gibi dünya devleri var.
İşin içinde bu kadar çok para olunca, ister istemez dünya siyasetini de etkiliyor. Son operasyon, dünyayı resmen ikiye bölmüş durumda. Dahası, ABD-Rusya rekabetinden, Katar’ın politikalarına kadar pek çok mesaj içeriyor.
*
GEÇTİĞİMİZ hafta FIFA’nın 14 üst düzey yöneticisinin İsviçre’de apar topar gözaltına alınması, akıllara şu soruyu getirdi: FIFA ile ilgili yolsuzluk iddiaları FIFA’nın kendi tarihi kadar eskiyken, neden şimdi?
Her şeyden önce, bu operasyon FİFA’nın başkanlık seçimlerinin hemen öncesine denk getirildi. Bu nedenle, 17 yıldır başkan olan ve 5. kez adaylığını koyan Sepp Blatter’e karşı darbe girişimi olarak algılandı.
Dünya da bunun üzerinden ikiye bölündü. Rusya, Güney Amerika, Afrika ve Asyalı konfederasyonlar, Blatter’ın arkasında durdu.
ABD başta olmak üzere Batı dünyası ise, Blatter’ın rakibine destek verdi. Yani Ürdün Prensi Ali bin el-Hüseyin’e.
Cuma günü yapılan seçimi ise yeniden Blatter kazandı.
RUSYA’YA KARŞI DARBE Mİ?
ANCAK dünyadaki bölünme, sadece bunun üzerinden yaşanmadı.
Bu skandal, Rusya’nın 2018, Katar’ın da 2022’de dünya kupalarına evsahipliği yapmalarını engelleyebilir. İşte bu nedenle operasyon, Katar ve Rusya’ya karşı hamle olarak algılandı.
Zaten bu iki ülkenin evsahipliği yarışını kazandıkları Aralık 2010’da açıklandığından beri, rüşvet verdikleri iddiaları sürekli gündemdeydi. Anti-demokratik oldukları için bunu haketmedikleri de aynı şekilde.
Ancak belli ki mesele çok daha derin.
*
HER ŞEYDEN önce, bunun 2018 kupası için evsahipliği yarışını kaybeden İngiltere’nin ve 2022’yi kaybeden ABD’nin intikamı olduğunu söyleyenler, hiç de az değil.
Ancak işin merkezinde, dünya siyaseti de var gibi görünüyor.
Putin operasyonun hemen akabinde, bunu ABD’nin dünyadaki etkisini arttırmak ve Rusya’yı cezalandırmak için yaptığını iddia etti. Arka planda Ukrayna krizi nedeniyle Batı ve Rusya karşılıklı olarak kılıçları çekmişken.
Putin’in geçtiğimiz günlerde 89 Avrupalı üst düzey isme karşı getirdiği ülkeye giriş yasağını da, bu resme eklemek gerek.
İçeride ise 2018’de Putin’i seçimler bekliyor. O nedenle de dünya kupasının iptalini göze alamıyor.
KATAR “OUT”, ÜRDÜN “IN”
KATAR’ın durumu ise farklı.
Doha’nın evsahipliği açıklandığında, zaten herkesin kaşı kalkmıştı. Zira bugüne kadar her zaman yaz aylarında yapılan dünya kupası, Katar’daki hava sıcaklığından dolayı tarihte ilk kez kış aylarına alındı.
Bununla birlikte, Katar’ın dünya kupasına hazırlanmak için yaptığı stadyum inşaatları da uluslararası medyada büyük yankı yarattı. Bugüne kadar bu inşaatlarda 1200 işçi hayatını kaybetti. Bu sayının 2022’ye kadar 5000’i bulması bekleniyor.
Operasyonun hedeflerinden birinin ise Katar’ın son 10 yıldaki yükselişine ket vurmak olduğunu söyleyenler de az değil. Zira Doha, finansal gücünü önemli bir küresel oyuncu olmak için sonuna kadar kullanıyor. Her alanda büyük küresel yatırımlar yaparak, Batı’nın hareket alanını gittikçe daraltıyor.
*
BATI’nın FIFA başkanlık seçiminde Ürdün’ü desteklemesi de resme dâhil edilebilir. Malûm, ABD Ürdün’le ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerini gittikçe güçlendiriyor. Katar’ı bu eksenden ayrı tuttuğu söylentileri ise, bu operasyondan sonra iyice ayyuka çıktı.
*
SON olarak: Operasyonun Türkiye’ye bir etkisi olur mu?
Rusya ve Katar’ın ihaleleri iptal edilirse, FIFA’da ibre Batı’dan yana dönüyor demektir. Türkiye bugüne kadar hiç dünya kupasına evsahipliği için yarışmadı. Ancak şansını denemeye karar verirse ve ibrenin yönünü takip ederse, neden olmasın?
Paylaş