Paylaş
ABD ve Rusya’nın 23 Şubat’ta ilan ettiği ateşkes, dün gece yarısından itibaren başladı. Daha doğrusu başlayacağı iddia ediliyor. Zira bu anlaşma daha çok, “kırk kere söylersek belki olur” temennisinden öteye şimdilik pek geçemiyor.
*
Malum, ABD ve Rusya’nın beraber kotardığı “çatışmasızlık” anlaşmasına göre IŞİD ve Nusra vurulmaya devam edilecek. Ancak PYD’nin de dahil olduğu diğer gruplara ve rejime ateş edilmeyecek.
Gel gelelim bu anlaşmanın sahada uygulanmasını zorlaştıran iki faktör var.
Bir; Rusya daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan, “IŞİD, Nusra ve diğer terör örgütlerini vurmaya devam edeceğiz” dedi. “Diğer teröristler”den kastı ise, Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte desteklediği muhalif gruplar.
İki: Ankara PYD-YPG güçlerinin ateşkesin dışında tutulmasını istiyor. Yani gerektiğinde bu örgütlerin de vurulmasını savunuyor.
İşte bu iki pürüz de anlaşmanın uygulanırlığını şimdiden tehlikeye atıyor.
ABD-RUSYA: PYD REKABETİ
Bunlar görünen zorluklar. Bir de görünmeyen bir engel var. O da ABD ve Rusya’nın perde arkasındaki rekabeti.
Washington ve Moskova Suriye’nin geleceğini birlikte şekillendiriyorlar. Bunun için işbirliği yapıyorlar. Ancak bu, aralarında rekabet ve çatışmalı alanlar olmadığı anlamına gelmiyor.
*
Çatıştıkları başlıca iki konudan biri ise PYD/YPG.
Geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner bunu açıkça ortaya koydu. YPG’nin Rojava’nın (kuzey Suriye) batısındaki, yani Afrin bölgesindeki saldırılarının "zarar verici" olduğunu ve bu bölgede ilerleyişini desteklemediklerini söyledi. Asıl mesele ise şu: PYD bu bölgede Rusya’dan hava desteği alıyor.
Bir diğer deyişle, ABD PYD’nin kendi kontrolünde olmasını istiyor. Rusya’nın güdümüne girmesinden korkuyor. Ve belli ki örgütü bu konuda uyarıyor.
WASHİNGTON KARIŞTI
Hakeza üç gün önce Amerikan basınından öğrendik ki, bu konu Obama yönetimini karıştırmış durumda.
23 Şubat’ta Bloomberg’de çıkan habere göre, Obama yönetiminde birçok isim PYD’nin saf değiştirmiş olmasından kuşku duyuyor. Dahası Amerikan istihbaratı yani CIA, PYD’nin Afrin bölgesinde Rusya’yla koordinasyon içinde CIA’in desteklediği muhalif grupları vurduğunu tespit etmiş.
Bloomberg’e göre bu yüzden yönetimden birçok kişi PYD’ye desteğin kesilmesini öneriyor.
Bunun bir adım ötesine gidenler de var. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone bu hafta Atlantic Council için kaleme aldığı makalede şöyle diyor: “PYD, Rusya’yla birlikte iki NATO müttefiki Türkiye ve ABD’yi karşı karşıya getirmeye çalışarak tehlikeli bir oyun oynuyor. Ve kendisini uzun vadede Türkiye’den ve onun müttefiklerinden, Rusya ve Esad’ın koruyacağı hesabını yapıyor.”
ESAD BELİRSİZLİĞİ
ABD ve Rusya arasındaki bir diğer çatışmalı alan ise Esad’ın akıbeti.
Washington artık yavaş yavaş siyasi geçiş sürecinin başlamasını istiyor. Ve Rusya’nın buna yanaşmamasından duyduğu rahatsızlığı saklamıyor. John Kerry’nin evvelsi gün “A planı olmazsa B planına geçeriz” demesi, aslında Rusya Başkanı Putin’e bir uyarı. Zaten Kerry aynı açıklamasında açıkça, “masada çözüm olmazsa Obama Moskova’ya karşı harekete geçebilir” diye de rest çekti.
Dahası Wall Street Journal gazetesine göre Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve CIA Başkanı gibi Amerikalı üst düzey yetkililer Putin’in ateşkese uyacağına kesinlikle inanmıyorlar. Ve Obama’ya “Rusya’ya ciddi darbeler indirecek önlemler alalım” diye bastııyorlar.
Zaten Putin’in bu anlaşmayı bir “Rusya-ABD işbirliği şaheseri” olarak sunmaya çalışmasının arkasında da bu rekabet var. Zira böylelikle kendisini ABD’yle eşitliyor; dünyaya “ABD kadar güçlüyüm” mesajı veriyor.
*
İki küresel güç bu temel çatışmaları çözemedikçe, ateşkes denemelerinden bir hayır gelmez.
Ki bu daha başlangıç. Asıl Suriye’de askeri çözümden siyasi çözüm arayışına geçildiğinde işler daha da karışacak. Zira pastanın paylaşımı asıl o zaman başlayacak.
O güne kadar da ABD ve Rusya bu rekabeti ellerinden geldiğince yönetecekler. İşte bu kriz yönetimine de “ateşkes” diyorlar.
Paylaş