İftar sonrası çaylar İnegöl Belediyesi'nden

“İçmiyorum” diyen biri de sanırım günde en az 5-6 bardak çay içiyordur.
Ben tiryakiyim mesela.
Hem Türk kahvesini hem çayı çok severim.
Günde kaç bardak içtiğimi yazmayayım şimdi.
Ramazanda azalma olmadı, günlük açığımı iftar sonrası sahura kadar fazlasıyla kapatıyorum.
Sadece Türk kahvesi teke düştü.
*
Bu kadar çay ve kahve muhabbetini İnegöl Belediyesi’nin bir hizmetinden bahsetmek için yaptım.
Çok güzel projeleri var İnegöl Belediyesi’nin.
Deprem bölgesindeki çalışmaları ayakta alkışlanır düzeyde.
Ama benim en çok dikkatimi çeken ve belki de vatandaşın direkt kalbine dokunan hizmeti, iftar sonrası çay servisi olsa gerek.
Sloganı da güzel bulmuşlar, “İftar sonrası çaylar İnegöl Belediyesi’nden” diye.
Basit ama güzel bir uygulama.
Uzak olmasa bir iftar sonrası çaylarını içmeye giderdim İnegöl Belediyesi’nin...

BAŞARILAR NİHAT DEMİR

ADAY adaylıkları ile ilgili geçen haftaki yazım sonrası bir kaç tanıdığım daha mesaj attı.
Bunlardan biri de engelli sporcu Nihat Demir.
Tekerlekli sandalye ile maraton dalında Türkiye’yi dünyanın pek çok yerinde temsil etti.
Anadolu Ajansı’nda muhabirlik yaparken çok defa haberini yaptım.
Nihat Demir’e bu satırlarda yer vermeseydim olmazdı.
Başarılar Nihat Demir.

ÖZER HURMACI’YA ZOR GÖREV

YÜZÜ gülmüyor bir türlü Bursaspor’un.
Ömer Furkan Banaz başkanlığındaki yönetim iyi niyetli ama ne yapsalar bir türlü olmuyor, takım düzelmiyor.
Tahsin Tam, İsmail Ertekin ve şimdi de görev Özer Hurmacı’ya verildi.
İşin futbol tarafını Özer yönetecek hem futbolcu hem de hoca olarak.
Tutar mı?
Belli değil ama yapacak da başka bir şey yok sanırım.
Bu sezon ligde kalsın da takım.

OKTAY YILMAZ VE KÜTÜPHANE SEVGİSİ

SESSİZ ve derinden gidiyor Oktay Yılmaz.
Görevini başarıyla yapıyor, ama çok ön plana çıkmayı sevmiyor.
Yıldırım, onun döneminde kültür şehri haline dönüştü resmen.
Herkes “Uyumayan kütüphane”leri konuşuyor.
Hem Bursa’dan hem de başka şehirlerden bu projeyi örnekleyip kendilerine göre uyarlayan belediyeler var.
Aslında Oktay başkan hem çok plana çıkmayıp hem de bu kadar dikkat çekmeyi becerebiliyor.
“İyi yapılan iş, en iyi reklamdır” sözünü doğruluyor çalışmalarıyla Oktay Yılmaz başkan.
E bravo doğrusu...

SEYİRCİ VARDI, TARAFTAR YOKTU

ASLINA bakılırsa Milli Takım, rakibi Hırvatistan’a göre iyi oynadı.
Özellikle ilk 20 dakikada böylesine diri ve soğukkanlı bir takıma karşı 4-5 net pozisyona girmek önemli bir şey.
Ancak...
Final pası ve son vuruş konusunda ciddi sıkıntı yaşıyor ay-yıldızlılar.
Stefan Kuntz ise hâlâ bahaneler üretiyor.
Mesela ben onun genç oyunculardan kurulu bu takıma Alman disiplinini hala nasıl kabul ettiremediğini anlayamıyorum.
*
Tek tek baktığımızda başarılı bir kadro.
Bu puan kaybı Alman hocaya yazar.
Ayrıca tribünlerde Bursaspor taraftarlarının olmadığı da belliydi.
Rakip hücum yaparken onları boğacak, bizimkiler atağa kalktığında ise coşturacak tezahürat senkronizasyonu bir türlü yakalanamadı.
Coşku vardı...
Alkış vardı...
Tezahürat vardı...
Ama futboldan anlayan izleyici yoktu...
Yani seyirci vardı, taraftar yoktu...
Bu da benim görüşüm.