Paylaş
Geçenlerde bir yazı okudum. İspanya’da aile içi şiddet ve hatta öldürme vakaları pandemi sürecinde ciddi artış göstermiş. Ülkemizde durum nedir bilmiyorum ama insanlar çoğunlukla evde tıkılıp kalırsa var olan çelişkilerin su yüzüne çıkması normal. Aile fertleri, özellikle şiddete eğilimli erkekler, kolay kolay deşarj olamayınca hırslarını yanı başlarındaki aile fertlerinden çıkarabiliyorlar.
Şüphesiz bu günlerde herkesin kafasını dinlendirmesi, kendine birtakım meşgaleler bulması lazım. Okumak, müzik dinlemek gibi... Bizler maalesef okumayı seven bir millet değiliz. Ama Allah’tan sosyal medya var. İnsanın orada içini dökmesi mümkün. Mümkün ama sosyal medya, bu nedenle, oldukça toksik de olabiliyor. Bu durumla ilgili ben de bir tweet atıp durumdan yakındım: “Başkalarının yaptığı işi en ince ayrıntısına kadar titizlikle inceleyen ve eleştiren bir toplumuz. Ama nedense kendi işimizi yaparken aynı özeni göstermiyoruz” diye yazdım. “Toplumsal çarklar sağlıklı biçimde dönmüyor” diye de ilave ettim. Bir okuyucum bu durumun psikolojik temellerini güzel açıklamış: “Başkasına içten içe imrenme, samimi olarak takdir etmeyi bilmeme ya da hep bir beğenmeme, kusur bulma saplantımız var. Takdir görmemiş, sevilmemiş, yok sayılmış çocuklar ülkesinde yaş alsan da kapatamıyorsun.” Bir okuyucum da şöyle bir gözlemde bulunmuş: “Sadece işle kalsa iyi Vedat Bey. Yaşantıları da inceleyip kendi ahlak ölçümüze ve yaşantımıza göre yargılıyoruz. ‘Kadın öyle giyinir mi?’, ‘Buna da gülünür mü?’ vs. Kanuni ve etik bir sıkıntı yoksa kim ne yapıyorsa yapsa, herkes de işine baksa ne güzel olurdu halbuki.”
Herkesin güzellik anlayışı farklı
Şüphesiz hepimizde var bu arazlar. Önemli olan farkına varmak. Ben de bu kadar uzun bir girişi ‘evde yemek ve estetik’ gibi bir konuyu ele alırken aynı tuzağa düşmemek için yazdım. Şüphesiz herkesin kendine göre bir estetik, bir güzellik anlayışı var. Benim burada pandemi ve eve kapalı kalmanın olumsuz psikolojik etkilerini azaltmak için yapabileceğim genel öneri şu: Özellikle akşam yemeğine bütün aile bir oturmak, sofrada mümkün olduğunca çok kalmak ve lezzet dışında işin estetiğine de önem verip zor yaşantımızda kendimizce güzellikler yaratmak...
Ben size kendimce, aile olarak neler yaptığımızı (ve yapamadıklarımızı) söyleyeyim. Her şeyden önce biz sizlerin pek çoğunuzun yaptığı gibi evde uzun sürede hazırlanması gereken emek-yoğun yemekleri hazırlayamıyoruz. Eşimin hem vakti yok hem de elle yapılan mekanik işler ilgisini çekmiyor. Haftada iki kez dışarıdan ısmarlıyoruz. Evde de genellikle İspanyol kökenli konserve deniz ürünleri, İtalyan-İspanyol-Fransız-Türk şarküteri, salata, çeşitli makarnalar ağırlıkta. Balık ve sebze, etten çok ama hepsi basit hazırlama yöntemleriyle...
Masa örtüsü, şamdan ve keten peçete
Ama ne olursa olsun her zaman masada sofra örtüsü var. Şamdan var; keten peçete var. Dışarıdan yemekler tabii karton, plastik, köpük kaplarla geliyor ama seramik tabaklarda servis ediliyor. Şarap her yemekte var ve farklı şaraplar için farklı bardaklar. Bunun dışında evde belli kurallar var. Herkesin aynı anda sofraya oturması bir kural. Sofrada elektronik alet ve telefon olmaması ayrı bir kural. Yemekteyken gelen telefonlara cevap verilmiyor. Ayrıca televizyon seyredilmiyor. Daha doğrusu televizyon programı. Ama iyi filmleri ailece seyrediyoruz. Nuri Bilge Ceylan, Eric Rohmer, Luis Buñuel ve benzerleri.
Yemek sırasında politika konuşmak yazılı olmayan yasak. İş konuşmak da. Bunun dışında her konu tamam. Daha çok da seyredilen filmler ve Ceylan’ın derslerde okuduğu kitaplar. Örneğin şu anda Zhuangzi, ‘The Essential Writings’ ve Chretien de Troyes okuyor. İkinciyi okurken Rohmer’in ‘Perceval’ filmini izlemek büyük zevk.
Tekrar edeyim. Bu dediklerim Milor ailesi için geçerli. Ama herkes için geçerli olan hepimizin zaman zaman gevşeme ve günlük tasalardan kendini yalıtma ihtiyacı. Her ailede buna ihtiyaç var. Aile birliğini kurmak zor, yürütmek daha zor. Her gün birliğin ve karşılıklı sevgi-saygının tekrar yaratılması lazım. Birlikte yemek bu amaca bir araç. Keyif almak için yemeğin illa ‘gurme’ olması gerekmez. Paylaşılması önemli olan.
Yemeği ‘keyifle yemek’ önemli...
Paylaş