Yan sanayiciyiz ama otomotivin devleriyle ihracatta yarışıyoruz
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BOSCH Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Gürcan Karakaş, Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) yöneticilerini aradı: "Artık biz de sizin ’ihracat şampiyonları’ listenize girip, ödül almalıyız."
OSD yönetimi, Gürcan Karakaş’ın sözlerine anlam veremedi, o sürdürdü: "2005’te 434 milyon Euro’luk (546 milyon dolar) ihracat yaptık. Kendi sıralamanıza bakın. Toyota, Ford, Renault ve Tofaş’tan sonra bizim rakamımız beşinci sırayı gösteriyor. Ana sanayideki birçok üyenizden fazla ihracat yapıyoruz. Bize neden ödül vermiyorsunuz?"
Telefonun öbür ucundaki OSD yöneticisi geçiştirdi: "OSD’ye otomotiv ana sanayiinde üretim yapanlar üye. Üyemiz olmadığınız için size ihracat ödülü veremeyiz."
Karakaş ısrarlıydı: "Yaptığımız ihracatın ulaştığı büyüklüğü birilerinin görmesi lazım. Bakın ana sanayi ile yarışır noktadayız. Neden OSD’den ödül almayalım ki?"
OSD yöneticisi Karakaş’a pek umut vermedi: "Tüzüğümüz ve ödül yönetmeliğimiz ne diyorsa onu yapıyoruz."
Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş., Taşıt Araçları Yan Sanayi Derneği’nin (TAYSAD) üyesiydi. Gürcan Karakaş, bu dernekte bulunmaktan da çok memnundu. Ancak, ihracatta ulaştıkları büyüklükle, Türk otomotiv sanayinin dev ana üreticileriyle yarışır noktada olduklarını anlatmak istiyordu.
Almanya’nın dev gruplarından Bosch GmbH, Türkiye’de 6 şirketle, farklı sektörlerde üretim yapıyor. Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş., Türkiye’deki şirketlerin "amiral gemisi" konumunda bulunuyor. Diğer şirketler, Bosch Fren Sistemleri, Bosch Isıtma Ürünleri, Bosch Rexroth ve Siemens’le yüzde 50’şer ortaklıkla yürüyen ve beyaz eşya üreten BHS’den oluşuyor.
Gürcan Karakaş, Bosch GmbH’ın Türkiye’ye dönük stratejisini şöyle özetledi: "Biz Türkiye’de üretelim, bu pazarda satalım diye düşünmeyiz. Üretirken gündemimizde hep dünyaya satmak olur. Bosch, Türkiye’ye en son teknolojiyi taşır."
Karakaş, Bosch GmbH’ın büyüme sloganına da dikkat çekti: "Bizde, ’Ne olursa olsun, yüksek kár’ mantığı yok. Hedeflerimiz çizilirken, ’Sürdürülebilir kárlılıkla büyüyün’ denir."
Son 10 yılda Türkiye’ye 864 milyon dolarlık yatırım... Sadece otomotiv yan sanayiinde 546 milyon dolarlık ihracat...
Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. gerçekten otomotivin dev ana üreticileriyle yarışıyor... Gün geçtikçe daha da büyüyor... Bu yarış, Türkiye’ye yarıyor...
Alman işçisi sizden 7 kat daha pahalı
ALMAN Bosch GmbH’ın bilanço toplantısı sonrasında görüştüğümüz Türkiye’den sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Wolfgang Chur’a, diğer uluslararası dev gruplara da yönelttiğim soruyu yineledi:
Gelen yanıt çok çarpıcı: "Arada 1’e 8 maliyet farkı var..."
Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Gürcan Karakaş, merkezde bağlı olduğu Chur’un verdiği oranı düzeltti: "Aslında 1’e 7 demek daha doğru. Yani, Türkiye’deki Bosch işçisi 1 alırken, Almanya’daki 7 alıyor."
Chur, bu fark yüzünden Almanya’da işçi çıkarma gibi bir yola başvurmadıklarını belirtme gereği duyuyor. Almanya’da Bosch’un değişik fabrikalarında toplam 110 bin kişi çalışıyor.
Chur, Türkiye’de bu yıl 7 bine çıkacak olan personel sayılarını kısa sürede 10 bine çıkaracaklarını vurguladı ve bir de çağrı yaptı: "Türkiye’de dizel motora parça üretiyoruz. Daha çok dizel araç kullanmaya bakın, biz de ülkenize daha fazla yatırım getirelim."
Buyurun gelin, Türkiye’de dizel araç kullanımı zaten artıyor...
Türkiye’den 3 kitabı Almanya’da yayınladılar
BOSCH Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Gürcan Karakaş, her fırsatta Bosch GmbH’ın asıl sahibinin Robert Bosch Vakfı olduğunu vurguluyor: "Hiçbir zaman aşırı kár hedefi konulmaz. Ayrıca, her yıl elde edilen kárın bir bölümü sosyal sorumluluk faaliyetlerine ayrılır..."
Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş., bu çerçevede 2 milyon Euro’luk bir proje kapsamında Türkiye’den şu üç eseri Almanca’ya çevirtip, Almanya’da vitrine koymuş:
Ahmet Ümit: Sis ve Gece (Nacht und Nebel)
Leyla Erbil: Tuhaf Bir Kadın (Eine Seltsame Frau)
Öykü Derlemesi: İstanbul’dan Hakkariye (Von İstanbul Nach Hakkari)
Bir jüri tarafından seçilen bu üç eser, Almanya’daki okulların "tavsiye" listesine de girmiş.
Bosch gibi bir Alman devinin, Türk kültürünü Almanya’da tanıtması güzel bir proje değil mi?..