SABANCI Holding Perakende Grubu Başkanı Haluk Dinçer (Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer’in eşi) Akbank’ın Bodrum’daki davetinde son elektrik dağıtım ihalesinden dolayı mutluydu:
"Nihayet özelleştirmede önemli imzamız olacak."
Geçen salı Başkent EDAŞ ihalesinde Sabancı-Verbund-Enerjisa Ortak Girişim Grubu 1 milyar 225 milyon dolarla, Akenerji-CEZ Ortak Girişim Grubu da 600 milyon dolarlık teklifiyle Sakarya Elektrik Dağıtım’da öne çıkmıştı.
Haluk Dinçer’e, "Diğer ihalelere de asılacak mısınız?" diye sordum: "Bu konuları daha çok Ahmet Dördüncü (Sabancı Holding CEO’su) biliyor."
Gecenin iş dünyasından konukları Ahmet Dördüncü’yle karşılaştıkça, "hayırlı olsun" dileklerini iletti. Haluk Dinçer’e sorduğum, "Ya diğer ihaleler" sorusunu Dördüncü’ye de yönelttim: "Nükleer santral dahil enerjide her ihalede ilgimiz olacak. Sabancı Grubu, elektrikte bir anlamda işe yeni başlıyor. Başkent Elektrik ihalesi de bizim için iyi bir başlangıç olacak."
Dördüncü’nün anlattıklarına bakılırsa, Sabancı Grubu önümüzdeki dönemde Türkiye’deki enerji oyuncularının ön sıralarında yer alacak. 2015’te Sabancı Grubu’nun enerjide ulaşmayı planladığı büyüklük önemli ölçüde şekillenmiş olacak.
Sabancı Grubu, Başkent EDAŞ’a 1.2 milyar dolarlık en yüksek teklifi verirken yalnız değildi. Yanında Avusturyalı ortağı Verbund vardı.
Türban gerginliği, AKP’yle ilgili kapatma davası, Ergenekon Operasyonu’nun yarattığı "şok" havası Verbund’u hiç etkilemiş miydi? Böyle bir ortamda Verbund’u Türkiye’de ihaleye sokan cazibe neydi? Üstelik ihale günü, Ergenekon kapsamında iki emekli orgeneralin gözaltına alınmasına denk gelmişti.
Ahmet Dördüncü, iki şıktan oluşan yanıt verdi:
Verbund, Türkiye’deki işlere kısa vadeli değil, uzun vadeli bakıyor.
Ayrıca yanında Sabancı Grubu gibi bir ortak var. Verbund, Sabancı’ya güvenip geldi.
Orta Anadolu’daki, Batı’daki elektrik dağıtım ihaleleri böylesine ilgi görürken, iş Doğu’ya doğru yönelince durum aynı olabilecek mi?
Dördüncü, Doğu’da öncelikle "kayıp-kaçak" sorununun asgariye indirilmesi gerektiğine dikkat çekti: "Özelleştirmeler öncesi devlet eliyle Doğu’da bu soruna çözüm bulunmalı."
Akbank’ın "Yaza Merhaba" buluşmasında böylece iki farklı yabancı sermaye tutumuyla karşılaşmış oldum.
Birincisi dünkü yazımda vardı. Avrupa’dan bir şirket, Türkiye’deki ortağına, "Sözleşmeye ’ya darbe olursa’ maddesi koyalım" demiş, sonra ikna olmuştu.
İkincisi Sabancı’nın enerjideki ortağı Avusturyalı Verbund’du. Bu şirket, ortağı Sabancı’nın referansına da güvenip, "AKP’nin kapatılması, Ergenekon Operasyonu beni ilgilendirmez, işime bakarım" diye düşünmüştü...
Bu dönemde ikna olabilecek ne kadar yabancı sermaye bulabiliriz?
Euro 2008 başarısı sonrası iddialı planlar hazırlıyordu
HASAN Doğan’ı Ramsey markasını yaratan Gürmen Giyim’in Genel Müdürü’yken tanıdım. Eniştesi Remzi Gür Yönetim Kurulu Başkanı, kardeşi Hüseyin Doğan da Genel Müdür Yardımcısı’ydı.
Zamanla işlerini farklılaştırdı, Gürmen Giyim’de Genel Müdürlüğü kardeşi Hüseyin Doğan’a bıraktı. Bir yandan 2002 seçiminden itibaren Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın çevresine giren Hasan Doğan, diğer taraftan Cihan Kamer’le yeni işlere atıldı. Levet Bıçakcı döneminde Türkiye Futbol Federasyonu yönetiminde bulundu.
Star Gazetesi ve Kanal 24’teki hisseleriyle medyaya da adım atan Hasan Doğan, beş ay önce Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı oldu. Onu en son millilerimizin Hırvatistan’ı 120’nci dakikada devirip destan yazdıkları maç öncesi Viyana’da görmüştüm. "Milli Takımımızın başarısı elimi güçlendirdi. Köklü reform planlarım var" diyordu.
Önceki akşam saatlerinde Bodrum’dan gelen kalp krizi-ölüm haberine inanamadım. Star Gazetesi’nin patronu Ethem Sancak’ı aradım, Bodrum’a gitmeye hazırlanıyordu. Ardından Cihan Kamer’in telefonunu çevirdim, "Hayata döndürmeye çalışıyorlar" diyebildi. Sonra Gürmen Giyim Genel Müdür Yardımcısı Sadettin Üçeyler’le konuştum, o da şaşkındı.