Unutulan kredili hesap yüzünden az daha kara listeye giriyorduk
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
GEÇENLERDE eşim peşin hükümle ve sinirli şekilde aradı:
(..) bankası kredi kartı borcumu yatırmadın mı?
- Yatırdım...
"Borcunuz yüzünden takibata alınacaksınız" mesajı geldi. Senin yüzünden kara listeye gireceğim.
- Başka birşey olmasın. Bir soruştur.
Eşim bir-iki gün telefon trafiğiyle uğraştı, durum anlaşıldı. Üç yıl önce kızımızın okul ücreti için eşimin adına "eğitim kredisi" kullanmıştık. Banka, aksama olasılığına karşı, eşime kredili hesap açmış. Yani, kredi taksidini gününde yatıramadığımız durumlarda, kredili hesap devreye girsin, başımıza iş açılmasın diye düşünmüşler.
Çok şükür o krediyi hiç aksatmadan, taksitleri gününden önce yatırarak ödeyip bitirmiştik. Daha sonra "eğitim kredisi" işlemlerimizi bir başka bankaya taşıdık.
Biz "borcumuz bitti, ilişiğimiz kesildi" diye düşünürken, eşim adına açılan "kredili hesap" önceki banka şubesinde aynen tutulmuş. O hesabın birkaç liralık masrafı üç yılda birikmiş.
Eşim hesaba hiç para yatırmadığı için banka, otomatik harekete geçmiş: "Borcunuz yüzünden takibata alınacaksınız."
Bu olaydan kısa süre sonra tesadüfen ilgili bankanın genel müdürüyle sohbet için buluştuğumda, durumu anlattım. İlgilenip aradılar: "Sayenizde müşterilerimizi gereksiz yere zora sokabilecek uygulamada bazı değişiklikler yaptık."
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın gündeme getirmesiyle "Sicil Affı" hafta içinde TBMM’den geçti. Çağlayan, 12 milyon kişinin aftan yararlanacağına dikkat çekti.
Başta Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Ersin Özince olmak üzere bankacılar, "Sicil Affı"na çok sıcak bakmadı: "Kredi kullanan için en doğrusu ’Ayağını yorganına göre uzat’ atasözüne uymak."
Bankacıların, "Borçlunun hiç mi suçu yok" bakışına temelde hak veriyorum.
Ancak, ayağını yorgana göre uzatıp, hiç kusuru yokken "kara liste" tehlikesiyle karşı karşıya kalanları da unutmamak gerekiyor.
Acaba "sicili lekeli" 12 milyon kişinin ne kadarı "kusursuz"dur?..
Ayakkabıda 1 Euro yemek maliyeti var
BİR süre önce İnci Deri Mamulleri Sanayi’nin İstanbul Hadımköy’deki fabrikasını gezdim. Patron Ali Murad Kızıltaş, fabrikaya 60 kilometre mesafeden de personel taşıdıklarını vurguladı:
Personeli toplam 30 araç taşıyor. Her ayakkabıda ortalama 1 Euro personel servisi maliyeti var.
Kızıltaş, aynı örneği personele verilen yemek için de ortaya koydu:
Yine ayakkabı başına 1 Euro da yemek maliyeti söz konusu.
Kriz nedeniyle şirketler ciddi tasarrufa yöneldi, bu kapsama personel yemeği de girdi...
Şirketlerdeki "yemekten de tasarruf olur mu" tartışmalarına bu örnek belki bir zemin oluşturur...
Alışveriş merkezlerinde kiracı isyanı yabancı sermayeyi ürkütüyor
HOLLANDA merkezli Corio’nun Türkiye-Bulgaristan İcra Kurulu Başkanı Koray Özgül, Türkiye’deki alışveriş merkezlerine toplam 10 milyar dolar yabancı sermaye aktığını hatırlatıp, ekledi:
Bir ara alışveriş merkezleriyle kiracıları arasındaki pazarlıklar ayyuka çıktı. "Kiracı isyanı" gündeme geldi. Bu durum, alışveriş merkezlerine yönelen yabancı sermayeyi ürkütür.
- Bütün dünyada kriz var. Bu yüzden balon patladı, fiyatlar aşağı indi. Alışveriş merkezi kiracılarının indirim istemesi de doğal değil mi?
Kira kontratları toplu olmadığına göre, pazarlık da toplu yürümemeli. Her kiracı tek tek pazarlık yapmalı.
- Burada yabancı sermayeyi ürküten nedir?
Biz 20 alışveriş merkezi hedeflerken 10’da duraksamaya karar verdik. Türkiye’ye ilk kez gelebilecek olan yabancı fonlar "kiracı isyanı"nı yabancı gazetelerden okuyunca tedirgin oluyorlar.