Paylaş
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın “30 Ağustos Zafer Bayramı” resepsiyonu için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne Abdulkadir Selvi ile birlikte girdik. Yağmur olasılığı dikkate alınarak hazırlanmış “Kış Bahçesi”nden geçip, bahçeye çıktık.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la selamlaşırken bir garson içecek tepsisini uzattı. Tepsideki turkuaz renkli içecek dikkatimi çekti, görevliye sordum:
- Bu nedir?
- Ruy-i Derya.
Ardından kokteyl masalarındaki içecek listesine baktım:
- Armutlu buz küresi eşliğinde demleme çay, Hibiscus eşliğinde mineralli su, Bahçe nane-limonata, Rosmerili buz küresi eşliğinde limonlu soda, Orman meyveli special, Kavun rüzgarı, Şeftalili soğuk çay.
Ruy-i Derya’nın içeriğini Cumhurbaşkanlığı Sosyal Hizmetler Müdürü Seyit Başkonak’a sordum, kısmen anlattı:
- Ananas suyu, Hindistan cevizi ve süt var. Ayrıca, turkuaz rengi için başka meyvelerden de yararlandık. Üzerinde de mini çikolata topları var.
Yiyecek tepsilerindeki küçük simitleri gösterdi:
- Bunlar susamlı levrek simidi.
Masalardaki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden esinlenip hazırlanan ikram platformlarındaki mini atıştırmalıklar arasında suşiyi gördüm. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ilk kez suşi ikramı denediklerini belirtti:
- Zencefilli, somonlu suşi. Şeflerimizden biriyle özel çalıştık.
Tatlılardan birini özellikle işaret etti:
- Portakallı Adıyaman helvası.
Sonra ekledi:
- İsteyene alkollü içki ikramımız da var.
Seyit Başkonak, daha önce Antalya’da Ela Quality Resort Otel’de, ardından da Çırağan Sarayı’nda görev yaptı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne özel sektör deneyimi sonrası geçti. Külliye’deki her davette ekibiyle birlikte ikramda yenilikler ortaya koyuyor...
Sunumları birçok 5 yıldızlı oteli geride bırakıyor...
FİRE AZALACAK, GIDA ENFLASYONU DÜŞECEK
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın “30 Ağustos Zafer Bayramı” resepsiyonunda Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’yle karşılaşınca Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in 5-6 gün önceki açıklamasını anımsattım:
- Şimşek, gıda enflasyonunu düşürecek kararların ekim ayında hayata geçeceğini söyledi. Söz konusu programı bakanlığınız yürütüyor. Neler var?
Tüfenkci, gıda enflasyonunun temel nedenlerinden birinin yaş meyve-sebzedeki fire olduğuna işaret etti:
- Hasat, paketleme, taşıma ve tezgahta eksik-hatalı işlemler nedeniyle yaş meyve-sebzede fire oranı yüzde 30’u buluyor.
Bu noktada Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’la Migros’un grup bünyesine katılması sonrasındaki bir sohbetimizi anımsadım. Özilhan, şu değerlendirmeyi yapmıştı:
- Yaş meyve-sebzedeki yüzde 30’luk fire fiyata yansıyor.
Tüfenkci, fireyi asgariye indirmeye dönük planlarını paylaştı:
- Öncelikle yaş-meyve sebzede hasat anı ve sonrasında doğru paketleme gerekiyor. Doğru paketleme için teşvik de devreye girecek. Ayrıca ürünün hasat bölgesinde doğru depolanması için de destek verilecek.
Ardından taşımaya geçti:
- Yaş-meyve sebze taşımasında frigorifik (soğutuculu) araçların kullanılması şart olacak. Böylece ürün taşınırken de korunmuş olacak.
Fireyi azaltacak üçüncü adıma dikkat çekti:
- Büyük zincir marketlerin bazılarında var ama yaş-meyve sebzenin tezgahtaki dönemini de soğutuculu raflarda geçirmesini istiyoruz. Bu da tüm marketler için zorunlu olacak.
Hal Kanunu’na değindi:
- Hal Kanunu değişikliklerini de önümüzdeki dönemde gündeme getireceğiz.
Takvim istedim:
- Yaş meyve-sebze ile ilgili önlemlerin devreye girmesi ne kadar sürer? Etkisi ne zaman görülür?
- Bu program orta vadeli. Yani, doğru paketleme, depolama, taşıma ve soğutuculu market rafının devreye girmesi 1 yıldan önce olmaz.
Program devreye girdiğinde mevcut fire oranı yarıya inse bile yaş meyve-sebze maliyetinde 15-20 milyar liralık bir iyileşme olabilecek...
İyileşme, tüketici fiyatına yansırsa, gıda enflasyonunun düştüğünü görebiliriz değil mi?
İyi bayramlar...
BEN ‘YER TUTUCU’YUM
CUMHURBAŞKANLIĞI Külliyesi’ndeki “Zafer Bayramı” resepsiyonunda basından sorumlu Başdanışman Lütfullah Göktaş’tan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın soruları cevaplama ihtimali var” işaretini alınca meslektaşlarımla olası noktada birleştirilen kokteyl masalarının etrafında yerimizi aldık.
Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı beklerken Başbakan Binali Yıldırım yanımıza geldi, espriyle elimizi sıktı:
- Ben gelince hayal kırıklığına uğradınız değil mi?
Fırsatı değerlendirmek istedik:
- Sohbete sizinle başlayalım.
Espriyi sürdürdü:
- Ben “yer tutucu”yum arkadaşlar...
Biz Başbakan’ın esprilerine gülerken Cumhurbaşkanı Erdoğan, yanıbaşımızdan geçip, resepsiyon alanından ayrıldı... Başbakan da hemen bizimle vedalaştı...
Paylaş