Paylaş
İYİMSER AHMET: 2009’da dünya büyük kriz yaşadı. Türkiye de bundan etkilendi. O yüzden geçen yılbaşı moralim bozuktu. Ancak, sonradan gördüm ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi kriz Türkiye’yi “teğet” geçmiş. Üstelik, 2010 da Türkiye için “süper” geçti. Avrupa’da, OECD’de büyüme rekortmeni olacağını ortaya koydu. Dünyada da büyüme rekortmenleri arasına giriyor.
KÖTÜMSER MEHMET: Bir yılda insan nasıl bu kadar değişir. Geçen yılbaşı benden daha kötümser görünüyordun. Müthiş havaya girmişsin. Yok, “Türkiye, büyüme rekoru kırıyor”, yok “Avrupa’nın, OECD’nin büyüme lideriyiz”... Bunlar karın doyurmuyor. Memleketteki işsizlikten haberin yok mu senin? İşsizlik hâlâ yüzde 11-12 dolayında. İnsanlar işsizlikten kırılırken nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun.
İYİMSER AHMET:Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın geçen gün yaptığı açıklamayı görmedin mi? İşsizliği azaltma hızında da dünyada üst sıralarda görünüyoruz. Haklısın, yüzde 11-12 işsizlik az değil. Ancak, unutma ki, Türkiye 2001’de kendi krizini çok derin yaşadı, onun işsizlik konusundaki tortusu kaldı.
Üstüne global kriz de çıkınca, iş bu noktaya geldi.
KÖTÜMSER MEHMET: Boşuna savunma. AK Parti, “rekor” dediğin büyümeyi “sıcak para”ya bağladı. Kimsenin doğrudan yatırım yaptığı yok. 2009’da 15 milyar dolara inen yabancı sermayeyi beğenmiyorduk. 2010’da 5-6 milyar doları geçmiyor. Yatırım olmayınca da yaşanan büyüme işsizliği gerçek anlamda azaltmıyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) bile, işsizlikteki azalmayı “sanal” sayıyor.
İYİMSER AHMET: Olaylara hep olumsuz bakıyorsun. Bak, krizi 2009’da ABD daha derin yaşadı, 2010’da ise Avrupa ülkeleri önemli ölçüde sarsıldı. Yunanistan ve İrlanda borç batağına saplandı. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği’nden (AB) yardım istemek zorunda kaldılar. Türkiye ise IMF’ye 2001 ve sonrasında oluşan borçlarını kapatma noktasına geldi.
KÖTÜMSER MEHMET: Sanki Türkiye’nin borcu azmış gibi konuşuyorsun. Hem Yunanistan ve İrlanda’nın arkasında AB var. IMF de onlara daha kolay kredi açıyor.
İYİMSER AHMET: Ali Babacan’ın açıklamasını okumadığın belli. Belediyeler ve KİT’ler dahil, kamu kesiminin dış borcu 14 milyar dolara inmiş. Daha ne olacak.
KÖTÜMSER MEHMET: Herşeyi bu kadar ballandıra ballandıra anlatıyorsun ama bunları uluslararası reyting kuruluşları pek teyit etmiyor. Türkiye’nin notu S&P, Moody’s ve Fitch’te BB’nin üzerine bir türlü çıkamadı. Demek ki adamlar
benim bile görmediğim bazı olumsuzlukları görüyor. Yoksa notumuz krizdeki bazı Avrupa ülkelerini geçmez miydi?
İYİMSER AHMET: Reyting kuruluşlarını anlamak mümkün değil. Yunanistan krizde kıvranıyor, borç batağında yüzüyor. Notu bizimle aynı, sadece görünümü negatif. Türkiye’ye haksızlık yapıyorlar. İşte bak, Ali Babacan da söyledi, Türkiye’nin risk primi (CDS) 12 AB ülkesinden daha iyi durumda. İtalya’nın 2019 Eurobond faizi yüzde 4.57, bizimki yüzde 4.50 düzeyinde. Bundan daha iyi gösterge olur mu?
Kötümser Mehmet, herşeye rağmen işsizliği kafasına takmıştı:
- Risk piriminde 12 AB ülkesinden iyi olmamız, İtalya’nın faizinin bizden yüksek olması Türkiye’deki işsizlerin karnını doyuruyor mu?
Otomotiv rekora koşuyor, benzin fiyatı 4 liraya iyice yerleşiyor
İYİMSER AHMET: Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) önceki Başkanı İbrahim Aybar, otomotiv şirketlerinin yöneticileri arasında geçen yılbaşında bir anket yaptırmıştı. 2010 için iç pazar satışı konusunda en iyimser tahmin 500 bini geçmiyordu. Hepsi yanıldı. Çünkü, neredeyse 750 bine dayanan satışla yeni bir rekor kıracaklar. Bu bile tek başına Türkiye’nin ne kadar iyi durumda olduğunu gösteriyor.
KÖTÜMSER MEHMET: “Sıfır faizli kredi”yi gören borç altına girip araba aldı. Ama akaryakıt fiyatları o arabaları kullanmaya izin veriyor mu? Bak, 97 oktan benzinin fiyatı 4 liraya oturdu gibi. Dünyanın en pahalı benzini Türkiye’de. Böyle bir ortamda otomobil sahibi olsan neye yarar?
İYİMSER AHMET: Öyle deme... Türkiye, otomotivde üretim üssü olduğunu kanıtlayacak yeni atılımlar yaşadı. Örneğin, Ford Otosan, 630 milyon dolarlık yeni yatırım planını anons etti. Tofaş Fiat, Opel’e yeni ticari araç üretmek üzere adımlarını attı.
KÖTÜMSER MEHMET: Tamam, Türkiye otomotivde önemli bir üretim üssü oldu. Ancak, aldığı arabayı pahalı benzinden, motorinden dolayı kullanmakta zorlanmaya ne demeli?
İYİMSER AHMET: Merak etme, hükümet ona da bir çözüm bulacak...
Kredi kartına yüklendiniz, asgari ödeme tutarı arttı
KÖTÜMSER MEHMET: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) hiç işi yokmuş gibi kredi kartında asgari ödeme tutarını yüzde 20’den 25’e çıkardı. Bu gidişle borç taksitlendirme olanağı kalmayacak.
İYİMSER AHMET: Ne yapsın adamlar. Kredi kartı borcundan her sıkışan, dikkatli kullanmayan bankalara yüklenip duruyor. BDDK’nın da yapacağı buydu. Kredi kartını karşılıksız para gibi görmemek gerek.
Kişi başı 10 bin dolara döndük kaç kişi bunu cebinde görebildi
İYİMSER AHMET: 2008 yılında tam kişi başına 10 bin dolarlık olduk diyecekken, 2009 krizi bu sevincimizi kursağımızda bırakmıştı. 2010 yılında kişi başına 10 bin dolar gelir hayalimize ulaşıyoruz artık.
KÖTÜMSER MEHMET: Kaç kişinin evine, cebine yılda 10 bin dolar giriyor. Hayal aleminde gezinmenin alemi yok. 10 bin doları cepte hissetmeden anlamak mümkün olmaz.
İYİMSER AHMET: TBMM’de bütçe görüşmelerinin son gününde AK Parti adına Nurettin Canikli’nin yaptığı konuşmaları izlemedin anlaşılan.
KÖTÜMSER MEHMET: İzlemedim, ne olacak?
İYİMSER AHMET: AK Parti iktidarı döneminde yoksul sayısında 6 milyonluk azalma olduğunu söyledi.
KÖTÜMSER MEHMET: Sadece TÜİK’in verileriyle “yoksul sayısı azaldı” demek yetmez... Sokağa çıkıp bak, hiç de öyle görünmüyor.
112 milyar doları aştı, ama Avrupa ihracatı zorlamaz mı
İYİMSER AHMET: Hükümet ihracat hedefini 2010 için revize ettikten sonra 111 milyar dolar olarak belirlemişti. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, bir-iki gün önce 112 milyar doları aştığını açıkladı.
KÖTÜMSER MEHMET: Unuttun galiba, 2008’de ihracatımız 130 milyar doları bulmuştu. Demekki durum senin gibilerin gördüğü kadar parlak değil. Hem AB’de kriz sürüyor. İhracat 130 milyar dolara zor çıkar.
İYİMSER AHMET: Hükümetin “komşu ve çevre ülkeler stratejisi” gayet iyi yürüyor. AB ülkelerinde daralan pazarı, bu stratejiyle aşmak mümkün olacak. Yeni pazarlarda büyümeler söz konusu.
Bankacılık 1 trilyon liraya dayandı vatandaşa ne yansıdı
KÖTÜMSER MEHMET: Başta BDDK Başkanı Tevfik Bilgin olmak üzere yetkililer ve bankacılar, 2011’in ilk aylarında bankacılık sektörünün büyüklüğünün 1 trilyon liraya ulaşacağından söz ediyor. Bankaların böyle büyümesinin, çok kâr etmesinin sokaktaki vatandaşa ne yararı var.
İYİMSER AHMET: O kadar konut yapılıyor, alıcısı var. Otomotiv sektörü iç pazarda 740-750 bin adetlik satışa ulaşıp, 2010’da rekor kırdılar. Bunlar nasıl oluyor sanıyorsun?
KÖTÜMSER MEHMET: Nasıl oluyor?
İYİMSER AHMET: Otomobil için “sıfır faizli kredi” uygulaması 24 aya kadar çıktı. Böyle olunca, otomobil almak daha kolaylaştı. Konut kredileri de insanlara “kira öder gibi ev sahibi olma” şansı verdi.
Faiz, seçim anketi sayılır mı CHP’nin seyrini gösterir mi
KÖTÜMSER MEHMET: İki-üç gün önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Allah’tan piyasalar Kemal Kılıçdaroğlu’nun vaatlerini ciddiye almıyor, yoksa faizler fırlardı” dedi. Ona bakılırsa, piyasalar CHP’yi iktidara alternatif olarak görmüyor. Bu faiz dediğin şey, seçim anketi sayılabilir mi? Bu nasıl mantık? Ana muhalefet partisi böyle küçümsenir mi?
İYİMSER AHMET: Niye küçümsemek olsun ki? Piyasalar, ekonominin nabzını gösterir. Eğer hükümet hesapsız, kitapsız harcama yapmaya kalkarsa, piyasalar hemen panikler, hedeflerin tutmayacağı telaşıyla hareket eder. Babacan, bunu kastediyor.
KÖTÜMSER MEHMET: AK Parti Hükümeti çok mu hesaplı iş yapıyor? Satmadıkları yer kalmadı. Yok elektrik dağıtımı, yok barajlar, ne bulurlarsa satıyorlar. O kendi yarattıkları kaynak sayılır mı? Memleketin varlığını sattıktan sonra herkes kaynak bulur.
İYİMSER AHMET: Tamam... CHP de ne yapacağını anlatsın. Babacan’ın da istediği bu... CHP de çıkıp, “Şunu satacağım, şuraya kaynak yaratacağım” desin.
Paylaş