SPK, ‘yeşil soygun’u Kanal 7’yle yakaladı

1996 yılıydı... Dönemin Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali İhsan Karacan, Kanal 7'deki reklamlardan birindeki şu söze takıldı:

‘‘Biz çok ortaklı şirketiz...’’

Şirketin adını not aldı. Hatırladığı kadarıyla, kendini çok ortaklı olarak tanıtan bu şirketin hisseleri İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na (İMKB) kote değildi.

Ertesi gün biraz soruşturdu, Konya merkezli olan birçok şirket, kendini ‘‘çok ortaklı’’ diye tanımlıyordu. Hemen SPK'da ekip kurdu, talimatı verdi:

‘‘Konya'ya gidin, iyice araştırın. Ülkede SPK, İMKB varken, çok ortaklı şirketlerin buralarda kaydı olması gerekirken kendine çok ortaklı süsü veren bu şirketlerin hangileri olduğunu belirleyin.’’

SPK ekibinin Konya'daki çalışmalarının ardından Ali İhsan Karacan, ‘‘yeşil soygun’’la ilgili ilk uyarılarını yapmaya başladı:

‘‘Kendilerini çok ortaklı gibi gösteren bazı şirketler özellikle Almanya'daki gurbetçi vatandaşlarımızdan makbuz ya da benzeri evraklar vererek para topluyor. Bu belgelerin geçerliliği yok. Bu şirketler eğer gerçekten çok ortaklılarsa, hemen SPK'ya gelip kurallara uygun kayıt yaptırıp, izinlerini alsınlar. Mevzuata uygunsa izni alıp, hisselerini İMKB'de işleme soksunlar.’’

SONRA SUÇ DUYURUSU

Karacan
, daha sonra hem Almanya'daki muhatabı kuruluş nezdinde harekete geçti, hem de Türk gazetelerinde yer alan uyarı ilanlarıyla gurbetçiye, ‘‘Hiçbir geçerliliği olmayan hisse senedi görünümlü kağıtlar veya makbuzlar karşılığı kimseye para kaptırmayın’’ mesajı verdi.

Karacan ardından Konya'da kurulu ve ‘‘çok ortaklıyım’’ diyen Kombassan Holding'in üzerine gitmeye başladı. Daha sonra incelenen holdingler arasına Endüstri Holding ve Yimpaş gibi çok sayıda grup katıldı. Amaç, insanların dini duygularını istismar edip, paralarını alan, bunları çok riskli yöneten şirketleri bir bir ayıklamaktı.

Kombassan ve Yimpaş sistem içine girme yolunda adımlar attı.

Ancak, Endüstri Holding gibileri kurdukları ‘‘yeşil zincir’’i kendi kafalarına göre yönetti. SPK'dan da suç duyuruları ardarda geldi.

Zamanla bunların çoğu unutulup gitti.

Ve olay, Endüstri Holding Genel Koordinatörü Ramazan Arıkan'ın, ‘‘Eski yöneticiler Almanya'da topladıkları 300 milyon markın 250 milyon markını batırmış. Ortaklarımızın elindeki belgeler hiçbir işe yaramaz. Onlar paralarının üzerine bir bardak soğuk su içsin’’ sözüyle yeniden patladı.

Düşünsenize SPK'nın ilk suç duyurularından bugüne 6 yıl geçiyor, birileri 250 milyon markı batırıp hesabını bile vermiyor.

Bir başkası 300 milyon doları uçuruyor, kırmızı bültenle aranırken milletvekili seçiliyor, seçim iptal edilince apar topar içeri alınıyor.

Şimdi bir noktaya dikkat etmek gerekiyor. Bu din sömürüsü yapan, insanların paralarını çarçur eden şirketler, AKP iktidarını fırsat bilip, ‘‘AKP bizden sayılır, bizi de kurtarır’’ havasına giriyor olmasın.

‘‘Bir bardak su cumhuriyeti’’ de olsak, bu oyuna gelmeyelim.


Size yakışmıyor Tayyip Bey


AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, en son Safranbolu'da dillendirdi: ‘‘Enkaz devraldık... Bize bir yıl süre verin, durumu toparlarız. Üç yılda Türkiye'yi düze çıkarırız.’’

Evet, 2001 krizinin enkazı tam olarak kalkmış değil, ama en azından enflasyonun TÜFE'ye göre yüzde 29.7'ye indiğini görmezden gelmeyelim.

Üstelik bu oran son 20 yılın en düşük düzeyi. Kağıt üzerinde de olsa, sokaktaki vatandaş ve cebimiz tam anlamıyla hissetmese de bir başarı.

Bakın 57'inci Hükümet, sandığa gömülme pahasına 6 milyonu aşkın emekliye sizin verdiğiniz 75-100 milyon lira seyyanen zammı vermedi.

Kemerleri sıktıkları için, sandığa gömülen onlar oldu. Türkiye enflasyonda 20 yıl arayla yeniden yüzde 30'un altını gördü.

Kaynağını yarattıkça, özellikle dar gelirliyi rahatlatın, ama en azından enflasyon için 57'inci hükümete bir ‘‘teşekkür’’ edin.

İnanın bu sizi daha da büyütür...
Yazarın Tüm Yazıları