Şarabı Elmalı’da üretti, markasına ana pazar diye turizmin başkentini seçti
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ANTALYA Finike’de narenciye üretimi yapan, daha sonra akaryakıt işine de giren Tarık Özkan’ın uluslararası ilişkiler ve işletme eğitimi gören oğlu Burak Özkan, 1990’lı yılların ikinci yarısında babasına yeni bir iş alanı önerdi:
- Baba, Antalya’da bilinen bir şarap markası yok. Bu işi biz yapalım. Baba Tarık Özkan, öneriyi ilk duyduğunda pek sıcak bakmadı: - Nasıl olacak bu iş? Yapabilecek misin? Burak Özkan kararlıydı. Ön araştırma da yapmıştı: - Baba, Elmalı’da arazi alalım, bağımızı orada dikelim. Burak Özkan, babasını ikna ettikten sonra bir yandan bağcılık ve şarap üzerine eğitim aldı, diğer taraftan dünyanın ünlü şarap bölgelerini turladı. Bu arada kardeşi Doruk Özkan da bahçe bitkileri üzerine eğitim yaptı. O sırada Elmalı’daki toprakları analiz ettirip 20 yıl geriye dönük meteorolojik bilgileri gözden geçirtti. Derken bağların dikimi başladı: - Antalya Elmalı’da 1100 rakımda 250 dönüm bağımız var. İlk dikimler 1999’da yapıldı. Bir bölümünün dikimi de 2003’te gerçekleşti. - İlk şarabı ne zaman ürettiniz? Tarık Özkan yanıtladı: - Burak bu işe çok titizlendi. İlk bağ 8 yaşına varmadan şarap üretimine başlamadı. Böylece ilk şarabı da 2007’de üretti. Burak Özkan devam etti: - İlk şarabımızı da 2008’de pazara sunmuş olduk. - Şu anda bağlarınızın büyüklüğü ne kadar? - 250 dönüm ama 400 dönüme çıkmayı planlıyoruz. - Bugüne kadar şaraphane dahil ne kadar yatırım yaptınız? - 6 milyon Euro’yu buldu. - Bağ ve şarap için neden Elmalı’yı seçtiniz? - Elmalı, bundan 4 bin yıl önce de Hititler ve Likyalılar tarafından şarap kenti olarak biliniyordu. Biz de geçmişin izini sürdük. Araştırmalarımız sırasında Prof. Hasan Çelik bize destek verdi. Turizmin başkenti Antalya’nın bir şarap markası çıkarabileceğini göstermek istedik. - Yıllık üretiminiz ne kadar? - 200 bin şişe dolayında. 2011’de 210 bin şişeyi buldu. - Antalya dışında hiç pazarlama yapmayı düşünmüyor musunuz? - İstanbul’da bazı restoranlara girdik. Ancak, asıl hedefimiz Antalya. Kendi memleketimizin markası olmaya çaba gösteriyoruz. Hem şarap, daha çok yöresel bir ürün. Antalya’da tatil yapan yerli-yabancı tüm turistlerin dönerken Likya Şarabı almalarını hedefliyoruz. Özkan Petrol Ürünleri’nin patronu baba Tarık Özkan’a sordum: - Oğullarınız Burak ve Doruk Özkan’ın şarap üretimine girmesinden pişman mısınız? - Hayır... Onların bu işi başaracağına şüphem yoktu. - Ailenin asıl işi bundan sonra şarap üretimi mi olacak? - Yavaş yavaş o noktaya doğru gidiyoruz. Burak Özkan, bağlarına mayıs-kasım döneminde tadım turları yapıldığını vurgulayıp ekledi: - Zamanla bir butik otel yapmayı da gündeme alabiliriz... Sonra şu noktanın altını çizdi: - Çok yeni bir marka olmamıza rağmen ilk ürünlerimizle ödüller aldık... Bir yandan şarap üzerindeki vergiler, dolayısıyla yüksek seyreden fiyatlardan yakınma sürüyor, diğer taraftan butik şarap markalarının sayısı günden güne artıyor... Likya Şarapları da bunlar arasında Antalya’da kendine yer ediniyor...
Elmalı, Likya ile canlandı
ÖZKAN Petrol Ürünleri’nin patronu Tarık Özkan, oğlu Burak Özkan’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüttüğü Özkan Şarapçılık’ın Elmalı’da bağ oluşturup Likya şaraplarını üretmesinin ilçeye canlılık sağladığını vurguladı: - Mayıs-kasım ayları arasında gerçekleşen bağ turları, Elmalı için de fırsat yaratıyor. Gün oluyor 100 dolayında turist ağırlanıyor. Biz Elmalı halkının da bu vesileyle para kazanmasını hedefliyoruz.
Kesilen salkımın parasını verelim
BAĞDAKİ üzüm salkımlarının bir bölümünün daha olgunlaşma aşamasına gelmeden kesilip, seyreltme işlemi yapılmasına ilk başlandığında Tarık Özkan bu durumu garipsemiş: - Neden kesiyorsunuz? Bırakın daha fazla üzüm elde edelim. Burak Özkan nedenini anlatmış: - Salkım sayısını seyreltince, kalan üzümler istediğimiz kıvama daha iyi ulaşır. Böylece daha iyi şarap elde ederiz. Bu anekdotu aktardıktan sonra şu noktanın altını çizdi: - Dönümden 1.5 ton almak başka, bunun 700 kiloya inmesi daha başka. 700 kilo almak, şarapta daha iyi sonuç elde edilmesinin yolunu açar. Burak Özkan’a sordum: - Başka bağlardan üzüm alıyor musunuz? Baba Tarık Özkan araya girdi: - Çitfçilerden üzüm alırken, “salkım sayısını seyrelt” demekle yetinmemek gerek... Atılan salkımın parasını ödersek, o zaman istendiği şekilde üretime yanaşır. Olgunlaşmadan kesilip atılan salkımın parasını ödeyen şarap üreticileri var mıdır acaba?
Kendisi mütevazı etki alanı geniş
CUMARTESİ sabahı erkenden Ömer Çokyaşar ve ailesinin Eyüp Sultan’daki kahvaltı buluşmasına uğradım. Buluşmada işadamları Vahap Küçük, Hikmet Tanrıverdi. Erdal Oğuz, Kemal Güneş, Abdullah Kavukçu, Haluk Okutur, Turan Eriş, Adnan Güldaş, Ekrem Akyiğit ve Coşkun Ergun, Beşiktaş’ın beklemedeki Teknik Direktörü Tayfur Havutçu, İstanbul Milletvekili İhsan Barutçu, Wittour’un Genel Müdürü Erkan Aydın ve Eyüp Sultan Camii Başmüezzini Şahset Özpolat’la sohbet ettik. Sonra Malatyalı İşadamları Derneği’nin (MİAD) Bağcılar’daki Holiday Inn Oteli’nde Cem Vakfı Başkanı Prof. İzzettin Doğan’ı konuk ettiği toplantıya geçtim. Bakırköy eski Belediye Başkanlarından Naci Ekşi, MİAD Başkanı Yunus Akdaş’ı kutladı: - MİAD, Prof. Doğan’ı ağırlamakla çok önemli bir adım attı. Prof. Doğan, Malatyalı olduğunu anımsatıp ekledi: - MİAD, beni ilk kez böyle bir toplantıda konuk ediyor. Prof. Doğan, hoşgörü temalı konuşmasının sonunda sözü kurucusu olduğu Cem TV, Cem Radyo, Habercem’e taşıdı: - Başta Cem TV olmak üzere mütevazı yayıncılık yapıyoruz ama etki alanı oldukça geniştir. Yurtdışından da izleyenlerimiz çok. 30-35 milyon izleyici-dinleyiciye ulaşıyoruz. Tüm yayınlarımız MİAD’a açıktır. Sonra da Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) toplantısında AB Bakanı Egemen Bağış’ı dinledim. Bağış’ın, demokratikleşme adımlarını anlatırken verdiği örneklerden biri de cem evleri oldu: - Atatürk’ten sonra ilk kez bir Cumhurbaşkanı, Sayın Abdullah Gül cem evi ziyareti yaptı.