Halit Narin, Uluslararası Tekstil Federasyonu’nun başkanlığını devralıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
TÜRKİYE Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin’le geçen temmuz ayında sohbet ederken takıldım:
Æ Halit Bey, iş dünyasının rekortmen örgüt başkanlarındansınız. Sendikanın başkanlığını bırakmayı düşünmüyor musunuz?
- Arkadaşlar bulmuşlar benim gibi bir başkan, değiştirmek istemiyorlar anlaşılan. Zaten seçimlerimizde rakip de çıktığı yok.
Halit Narin, Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası’nın başkanlığına 1972’de seçilmiş. Yani, 36 yıldır aralıksız sendikanın başkanlığını yürütüyor.
Narin, 1974-1989 döneminde, yani 15 yıl süreyle de Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanlığı görevinde bulundu.
Narin, Türkiye’deki iş dünyası ve kendi sektörüyle ilgili örgütlerde ön saflarda bulunmakla yetinmedi, Tekstil İşverenleri Sendikası’nı dünyaya da açtı. 1970’li yıllarda sendikayı Uluslararası Tekstil Sanayicileri Federasyonu (ITMF) ve Uluslararası Yünlü Tekstil Teşkilatı’na (IWTO) üye yaptı.
Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği anlaşması imzalayınca da bu kez sendikanın temsilcilerini AB’nin önde gelen sektör örgütlerinden Euratex ve Eurocoton’un yönetimlerine yerleştirdi.
Narin, kuruluşu 1904’e uzanan, merkezi İsviçre’nin Zürih kentinde bulunan ITMF’nin 2004 yılındaki konferansı sırasında Başkan Yardımcılığına seçildi. 2006’da da iki yıllığına Kıdemli Başkan Yardımcılığına getirildi.
ITMF, 2008 yılı konferansını şu günlerde Mauritius İhracatçılar Birliği MEXA’nın ev sahipliğinde Mauritius’da gerçekleştiriyor. Konferansın son günü olan 14 Ekim’de bir devir töreni olacak. Halit Narin, ITMF’nin Başkanlığını Walter Simeoni’den devralacak.
Böylece Türk tekstil sektörünün 36 yıllık rekortmen Başkanı Narin, iki yıl süreyle Uluslararası Tekstil Sanayicileri Federasyonu’nu yönetecek.
Şimdi ITMF’in amaçlarına bakalım:
Tekstil firmalarının ortak ilgi alanına giren konuları tartışmak için forum oluşturmak.
Dünyadaki tüm ülkelerde tekstil imalat sanayilerindeki gelişmeler hakkında veri toplamak.
Pamuk ve suni sentetik elyaflar gibi hammaddelere ilişkin konularda dünya tekstil sanayinin sözcülüğünü yapmak.
Tekstil sanayileri ve hükümetler arasında bir irtibat merkezi gibi çalışmak.
Dünya finansal krizde kıvranırken, bu durumdan en yakın etkilenen sektörlerin başında bulunan tekstilin dünya başkanlığı kolay yürütülebilir mi?
36 yıllık Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası Başkanlığı, yaşadığı askeri darbe dönemleri, terör ortamı, gergin geçen toplu sözleşme görüşmeleri, grevler, lokavtlar, Halit Narin’i yeteri kadar krize dayanıklı hale getirmiş olmalı...
Dolayısıyla 36 yıllık deneyimle 2 yıllık ITMF Başkanlığı göz açıp kapayıncaya kadar geçer...
Önemli olan Narin’in ITMF’de "iz" bırakacak adımlar atması, Türkiye’yi biraz daha öne çıkarabilecekler atılılama imza atabilmesi...
Sayın Gül, Kongre’yi bir de siz arayın, belki kurtarma paketi için ikna edersiniz
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün, New York’ta Borsa’nın açılış gongunu çaldığı gün... Gül, bir yandan New York Borsası Başkanı’ndan bilgi alıyor, diğer taraftan 2001 krizini yaşamış olmanın deneyimiyle tavsiyelerde bulunuyor:
Æ 700 milyar dolarlık kurtarma paketinin (daha sonra 850 milyar dolara çıkarıldı, vatandaşı daha fazla kucakladı) bir an önce ABD Kongresi’nden geçip, devreye girmesi gerekiyor. Böyle kriz ortamlarında geç kalmak faturayı çok daha fazla büyütebilir.
New York Borsası Başkanı acı acı gülümsedi, elindeki telefonu uzatarak, takıldı:
Æ Buyurun Sayın Cumhurbaşkanı, bir de siz Kongre’yi arayın. Biz aynı uyarıları çok yaptık. Belki sizi dinlerler.
Hatırlarsak, ilk aşamada paket Kongre’de reddedildi. Fatura Cumhurbaşkanı Gül’ün dediği gibi, konuyu yakından bilenlerin baştan beri öngördüğü şekilde daha fazla büyüdü.
ABD ve Avrupa ülkelerinde bankaları kamulaştırma adımları hızlandı, buna rağmen güven ortamı oluşturulamadığı için, dünya borsaları tarihin en büyük düşüşlerini yaşadı.
Eylül ayında 4.1 trilyon dolar eriyen dünyada halka açık şirketler, ekim ayının ilk 10 gününde daha büyük kayıplar yaşadı.
İşte bu ortamda ABD Hazine Bakanı Henry Paulson, cuma sabahı ABD merkezli dünya devi 8-10 grubun CEO’suyla telefon konferansı yaptı:
"G-7 artı 3’lerin toplantısından ’bankalara devlet desteği’ konusunda ortak karar çıkmasını istiyoruz. Böyle bir karar dünya finans sisteminde kaybolan güvenin yeniden sağlanmasının yolunu açabilir."
ABD bir yandan bu kararı beklerken, Paulson yeni bir adım daha attı: "Devlet, her ihtiyacı olan bankaya küçük hissedar şeklinde girecek. Amacımız o bankaları yönetmek değil, devletin arkalarında olduğunu ortaya koymak."
ABD’nin bankalara daha büyük "devlet şemsiyesi" açması, dünya piyasalarını sakinleştirmeye yeter mi?
Lufthansa Star Alliance’a güvenip yolcu gönderdiTHY salonu gece kapalı çıktı
GEÇEN çarşamba sabahı saat 04.00 Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali... Lufthansa’nın 05.50 seferiyle Frankfurt’a uçmak üzere işlemlerimi yaptırdım. Görevli sordu:
"THY’nin salonunu mu kullanmak istersiniz, yoksa İş Bankası’nın salonunu mu?"
Belki alışkanlıktan olacak, "THY’nin salonuna gideyim" yanıtı verdim. Pasaporttan geçip, THY’nin havalimanının işletmecisi TAV’la ortak kullandığı salona yöneldim, ancak kapısı kapalıydı.
Salonun neden kapalı olduğuna dair yazılı bir şey var mı diye bakınırken, içerden temizlik görevlisi çıktı:
Æ Salon şu anda kapalı. Saat 05.00’te açılır.
- Bu saatte salon hep kapalı mıdır?
Æ Evet.
Bunun üzerine İş Bankası’nın salonuna gittim. Oradaki görevliye durumu anlattım, yorumladı:
ÆTHY, "Bu saatte seferim yok" düşüncesiyle salonu kapalı tutuyor. Boşuna eleman bekletmemiş oluyor.
- Ama Lufthansa, Star Alliance anlaşmasına güvenip yolcusunu THY’nin salonuna gönderiyor.
Æ Aslında THY’nin Star Alliance anlaşmasını dikkate alıp, zincirdeki havayolu şirketlerinin yolcularını da düşünmeli.
Havaalanındaki özel yolcu ağırlama salonunun gece iki-üç saatliğine kapalı tutulması, THY’ye ne kadar tasarruf sağlıyor?
Bu durum Star Alliance kurallarına ters düşmüyor mu?