Eviniz yıkılacak Necmettin Bey

- Hemen eve gel.

Bitlis, eşinin bu çağrısına anlam veremedi:

- Hanım, işimlerim var. Gündüz vakti neden eve geleyim?

Eşi ısrarlıydı:

- Arkadaşlarla bizim evde fal baktırıyorduk. Ben de baktırdım. Çok önemli şeyler söylüyor. Bizzat duyman lazım.

Eşinin ısrarına dayanamadı, 3-4 yıl önce taşındıkları Ortaköy’de Yüzme İhtisas Kulübü’ne komşu evine gitti. Kahvesini içti, fincanı kapattı. Falcı fincanının içine bakıp konuşmaya başladı:

- Eviniz yıkılacak.

Bitlis, falcının kesin cümlesine şu karşılığı verdi:

- İnşaatı kendimiz yaptık. Oldukça sağlam.

Falcı tekrarladı:

- Yıkılacak...

Ardından rahatlatan cümle geldi:

- Ama üzülmeyin, öyle bir eve taşınacaksınız ki, burayı aratmayacak.

Taşınacakları evle ilgili detaya girdi:

- Yeni evinizde büyük bir ağaç olacak. O ağaç size büyük haz ve güç verecek.

Falcı sonra Bitlis’in iş hayatına yöneldi:

- İşinizde bazı sıkıntılar olmuş ama geçmiş. İşiniz çok büyüyecek. Petrol tankına benzer şeyler görüyorum. Yabancılarla ortaklık yapacaksınız. Sık sık yurtdışına çıkacaksınız.

Bitlis ve eşi falcının kesin cümlelerini şaşkınlık içinde dinledi. Özellikle evle ilgili sözlerine gülüp geçti:

- Evimiz çok yeni, neden yıkılsın ki...

Aradan 8 ay geçti, İstanbul Boğazı’na ilk köprünün yeri netleşti. Bitlis’in evi de kamulaştırma kapsamına girdi. Bu kararla birlikte yeni ev ararken, bir arkadaşının eşinden telefon geldi:

- Necmettin Bey, Bebek’teki Arifi Paşa Korusu’nda bir apartman gördük. Üst katı size uyar, gidip görün.

Öneri üzerine Arifi Paşa Korusu’na gitti. Sözü edilen binanın yanı başındaki büyük çınar ağacı dikkatini çekti:

- Bizim falda çıkan ağaç bu olsa gerek.

Evi gezdi. Manzara çok güzeldi ama evin içi epey bakım, yeni dizayn gerektiriyordu. Eşiyle birlikte bir kez daha evi görmeye gitti. Eşi itiraz etti:

- Ben burada oturmam...

Bitlis, eşini iknaya çalıştı:

- Hanım, sen evin bu haline bakma. Bak, manzara çok güzel. Ben burayı beğeneceğin hale getireceğim.

Dediğini de yaptı. Eşi, vefatından 1-2 yıl önce evle ilgili şu cümleyi kurdu:

- Öleceğime değil,  bu manzarayı göremem diye üzülürüm.

Bitlis, Polisan’ı Türkiye’nin boya devleri arasına oturttu. Dilovası’nda liman sahibi oldu. Yunanistan’da fabrika aldı. Yabancılarla ortaklık kurdu. Arifi Paşa Korusu’daki binanın çatı katını, kavun, karpuz, salatalık, domates, biber, fasulye gibi birçok ürünü elde ettiği alana dönüştürdü. Ağırladığı her konuk, evin değerini merak etti, şu yanıtı aldı:

- 100 milyon dolar verseler satmam. Allah sattırmasın.

Necmettin Bitlis, hayata gözlerini o evde yumdu. Mekanı cennet olsun...

AVRUPA’YA İHRACATTA OYUNUN KURALI BELLİ
TEMSA’nın davetiyle gittiğimiz Kortrijk’te (Belçika) gerçekleşen otobüs fuarı Busworld’de Otokar’ın standına uğradık. Otokar CEO’su Serdar Görgüç ve Otokar Europe Genel Müdürü Ali Murat Atlas’la sohbet ettik. Görgüç, Türkiye otobüs pazarının yüzde 10 daraldığını belirtti:

- Bizim de otobüs üretim tempomuzda yüzde 3-4 düşüş vardı. Ancak, yılın son 3 ayındaki tempo belirleyici olacak.

2017’nin ikinci çeyreğinde 960 milyon lira ciro, 56 milyon dolar ihracat açıkladıklarını vurguladı:

- Otobüste Avrupa pazarı önemli ve oyunun kuralı belli. Ürün doğru ise rahatlıkla satılabiliyor.

Milli tank Altay ihalesini merak ettik, özetledi:

- Şartnamesi 1 milyon lira idi. Geçici teminat 25 bin lira. 16 Kasım 2017’de teklifler verilecek.

24 METRELİK ELEKTRİKLİ OTOBÜS İÇİN ÇALIŞIYORUZ
KORTRIJK’teki Busworld fuarında Anadolu Isuzu’nun standında Genel Müdür Tuğrul Arıkan’la konuştuk. Otobüs, midibüs, kamyon, pikap toplam üretimlerinin 7 bin adet dolayında olduğunu belirtti:

- İhracatımız 65-70 milyon Euro bandında seyrediyor.

Elektrikli otobüs için teşvik gereği üzerinde durdu:

- 12-24 metrelik modeller üzerinde çalışıyoruz. Büyük kentlerde 18-24 metrelik elektrikli otobüsler işlevsel olabilir. 24 metrelik elektrikli otobüs konseptini TBMM Bayıdırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Sözcüsü Prof. Mustafa Ilıcalı’ya tanıttık.