Paylaş
Prof. Kurtulmuş, söze uygulamadaki ekonomik modelden girdi:
- Derviş-Fischer-Erdoğan modelini doğru bulmuyoruz. Biz iktidara gelirsek, bu modeli değiştirmeyi planlıyoruz.
Kurtulmuş, “Derviş-Fischer-Erdoğan modeli” sözünü, 2001 krizi sırasında Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı’nı bırakıp Türkiye’ye Devlet Bakanı olarak dönen Kemal Derviş ve dalgalı kur politikasını dayatan dönemin Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’den türetmiş. Bu iki ismin yanına o dönemin politikalarını “aynen benimsediğini ve bugüne kadar sürdürdüğünü” düşündüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eklemiş:
- Kemal Derviş bile o politikalarının sosyal yönünün eksik kaldığını zaman zaman dile getiriyor. Mevcut ekonomi modelinin üretim, istihdam, sosyal yanı eksik.
- Sizin modeliniz nedir?
- Biz yerel kalkınmayı esas alacağız. Kalkınma ajansları kuracağız.
- Mevcut hükümet değişik bölgelerde toplam 26 kalkınma ajansı kurdu.
- Biz iller bazında kurulmasını daha doğru buluyoruz. Ayrıca, il genel meclisi ile belediyelerin meclislerini “il meclisi” şeklinde birleştireceğiz.
Ardından tarıma dönük planlarına değindi:
- Üretici birliklerini siyasi etkiden arındırıp, daha sağlıklı çalışır hale gelmesini sağlayacağız. Köylünün kente göçünü bu şekilde önleyeceğiz.
Sonra şimdiye kadar dikkatimden kaçan bir adımdan söz etti:
- “Sınır aşan sinerji koridorları” oluşturacağız.
- Nedir bu koridor?
- Örneğin, “Adana-Gaziantep-Halep-Beyrut-Şam” bir koridor olacak. Burada da ülkeler değil, kentler bazında hareket edeceğiz.
4’üncü madde olarak da “Vatandaşlık Maaşı”na değindi:
- CHP şimdi bunun adına “Aile Sigortası” diyor. Biz 23 Ocak 2010’da “Vatandaşlık Maaşı” kavramını ortaya atmıştık.
- Ne farkı var?
- “Sigorta” dediğiniz zaman, karşılığında prim ödemek gerekir. Yani, deyim doğru seçilmiş değil.
- Ne kadar olacak bu maaş?
- Ortalama 600 lira düzeyinde olacak.
Kurtulmuş, aslında aynı kökenden gelip, zamanla yollarının ayrıldığı AK Parti’nin ekonomi politikalarını eleştirirken, en vurucu cümleleri cari açık konusunda kullandı:
- Cari açığı çözme taahhüdünde bulunmayanların ekonomide başarılı olmaları mümkün değildir.
Bu noktada şu tanımı kullandı:
- Cari açık, hükümetlerin “uluslararası sistemin beyleri”ne verdiği siyasi rüşvettir.
Yeri gelmişken “sıcak para”ya karşı düşündükleri önlemin altını çizdi:
- Biz, sıcak paraya karşı Tobin Vergisi’nin devreye girmesi gerektiğini düşünüyoruz.
8 yılda 620 milyar lira iç borç faizi ödediler, 16 bin aile kazandı
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, bir hesap yaptırmış:
- 8 yıllık AK Parti iktidarı döneminde 620 milyar lira iç borç faizi ödediler. Bundan 16 bin aile yararlandı.
- Nereden çıkardınız bu rakamları?
- Resmi kayıtlardan.
- AK Parti döneminde faizlerin tek haneye düştüğünü gördük.
- Doğru ama 8 yılda ödenen faiz de 620 milyar lirayı buluyor.
Ardından sosyal yardımları ortaya koydu:
- 8 yılda geliri olmayan ve yeterli gelire ulaşamayan vatandaşlarımıza yapılan yardımlar 54 milyar lira seviyesinde kalmış.
- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2009 yılında 14 milyar lira sosyal yardımda bulunduklarını belirtiyor.
- SGK bünyesinden yapılan bazı ödemeleri de buna katıyor olmalılar...
Değerli TL’yle övünmek popülist tutuma girer
HAS Parti Genel Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş, Türk Lirası’nın aşırı değerli olduğuna dikkat çekti:
- Cari açığın çok yüksek seyretmesinde Türk Lirası’nın aşırı değerli olmasının payı var. Ayrıca, ihracatçılar da bu durumdan rahatsız.
- Seçim mitinglerinde “6 sıfırı attık, TL’yi güçlendirdik” demek, vatandaşın kulağına daha hoş gelmez mi?
- Öyle olabilir ama aynı zamanda popülist tutumdur bu. TL’nin bu kadar güçlü olmasını doğru bulmuyoruz.
HAS Parti’nin TL’nin aşırı değerli görüşünün CHP’yle paralel düştüğü dikkatimi çekti...
‘Namert Vergisi’nin payını azaltacağız
PROF. Numan Kurtulmuş, Türkiye’deki vergi sisteminin çarpıklığına vurgu yaptı:
- Devlet bulduğundan vergi alıyor. Bu yüzden de “Namert Vergisi”ne yükleniyor.
- Nedir bu “Namert Vergisi”...
- Dolaylı vergileri böyle niteliyoruz. Türkiye’de vergilerin yüzde 70’i dolaylı vergilerden oluşuyor.
- Sizin planınız ne?
- Dolaylı vergileri OECD ülkelerindeki gibi yüzde 40 düzeyine çekeceğiz.
İş için kamu kapısı açılacak KİT yerine KST modeli gelecek
PROF. Numan Kurtulmuş’a işsizlik sorununa dönük çözümünü sordum:
- Başlangıçta kamuda istihdam kapısını açmak gerekiyor.
- Nasıl?
- Atanamayan öğretmenler var. Buradan 240 bin kişi iş bulabilir. Verginin daha sağlıklı toplanabilmesi için Maliye teşkilatına 20 bin dolayında eleman almak gerekiyor. Ayrıca, veterinerden ziraat teknisyenine kadar tarıma dönük de 20 bin kişilik istihdam öngörüyoruz.
Tam bu noktada planladıkları bir modele değindi:
- Kamu Sosyal Teşekkülleri (KST) oluşturmayı düşünüyoruz.
- Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) yerini KST mi alacak?
- KİT modeli doğru çalıştırılamadı. Biz KST’yi sağlıklı çalıştırırız. Buradan da 1 milyon 250 bin kişiye iş imkanı çıkar.
Bir de çarpan etkisi hesabı yaptı:
- Sözünü ettiğim istihdam gelişmeleri, çarpan etkisiyle 400 bin kişiye de farklı yerlerde iş kapısı açabilir.
ANAP döneminden bugüne özelleştirmelerle kamunun elinde neredeyse pek şirket kalmamışken, yeniden adını “KST” koyup “KİT” modelini canlandırmak
ne kadar doğru olur?
Türk Lirası basma yetkisi millet iradesine dönecek
PROF. Numan Kurtulmuş’a Merkez Bankası’nın özerkliğini sordum:
- Biz özerk yapıya karşıyız. Para basma yetkisi şu anda milletin elinde değil. Biz bu yetkiyi “millet iradesi”ne almak istiyoruz.
- Millet iradesinden kastınız Bakanlar
Kurulu mu?
- Bakanlar Kurulu ve Meclis’i kastediyorum.
Merkez Bankası’na dönük bir planı daha aktardı:
- İç borçlanmayı Merkez Bankası’nın yapmasının daha doğru olacağını düşünüyoruz. Bu görev Hazine’den alınacak.
Türkiye “özerk Merkez Bankası”na yeni yeni alışmışken, geriye dönmek doğru olur mu?
Paylaş