Büyüme rekoru beş yıla da uzandı vatandaş ’helal olsun’ diyemedi
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
KURBAN Bayramı’nın birinci gününe denk gelmesini dinlemeden, bizim "İyimser Ahmet"le "Kötümser Mehmet" geleneksel buluşmasını gerçekleştirdi. Bayramlaşma faslından sonra ekonomiyle ilgili hararetli tartışma başladı. İlk söze giren "Kötümser Mehmet" oldu, "İyimser Ahmet"e yüklendi. İzleyelim...
KÖTÜMSER MEHMET: Hani enflasyon tek haneye yerleşmişti, yüzde 5’e inecekti? 2005’te nasıl olduysa yüzde 8 gibi kağıt üstünde bir oran gerçekleşti. 2006’da yeniden iki haneli enflasyona döndük. İnsanları boşuna yanıltıp duruyorlar.
İYİMSER AHMET: Mayıs-haziran aylarındaki dış kaynaklı dalgalanmayı unuttun galiba. Türkiye’ye olumsuz etkisi oldu. Enflasyon yeniden iki haneyi gördü ama göreceksin, yine de tek hanede kalacak.
KÖTÜMSER MEHMET: Enflasyon kıl payı tek hanede kalsa ne olacak. Hükümet "Hedefim yüzde 5 enflasyon" dedi, patronların işine geldi. Maaş ve ücret zamları yüzde 0-5 arasında değişti. Kaybeden dar gelirli oldu.
İYİMSER AHMET: Olur mu canım. Hükümet memura, emekliye enflasyon farkını verecek. Bunun kararı da 2007 Bütçe Yasası’yla birlikte çıktı.
KÖTÜMSER MEHMET: Hükümet enflasyon farkını verse neye yarar? Özel sektörde çalışanlar fark alabiliyor mu? Hangi patron, "Al arkadaş, bu sana geçen yılın enflasyon farkı zammıdır" diye ücret artışı yapacak? Hem enflasyon farkı memuru, emekliyi kurtaracak gibi değil.
İYİMSER AHMET: Kişisel gelirine bakıp ekonomideki birçok olumlu gelişmeyi görmezden geliyorsun. Türkiye tarihinde ilk kez 5 yıldır aralıksız büyüyor. Milli gelir 400 milyar dolara dayandı. Kişi başına gelir 5 bin 120 dolar oldu.
KÖTÜMSER MEHMET: O sözünü ettiğin 5 bin 120 dolar benim cebime girmezse nasıl inanırım. Ekonomi kağıt üstünde düzelse ne olacak. 2001 krizinde yediğimiz darbeden sonra belimiz geçen 5 yılda doğrulmadı.
İYİMSER AHMET: Türk ekonomisindeki iyileşmeyi senin, benim gibi sokaktaki insanların farkedebilmesi için istikrarlı bir şekilde büyümenin sürmesi gerekiyor. Türkiye aralıksız istikrarlı büyüdükçe, genel refah artacak, sen de ben de cebimizde bunu hissedeceğiz.
KÖTÜMSER MEHMET: Çevreme bakıyorum, kimilerinin cebi habire doluyor. Büyüme büyüme dediniz, al işte 5 yıl üst üste büyümüşüz. Hani bizim cebimize giren parada fark var mı? Bir beş yıl daha aralıksız büyüsek kim benim cebime girecek paranın artacağını garanti edecek?
İYİMSER AHMET: Onun garantisi, genel refahın düzelmesi...
"Kötümser Mehmet" ters ters baktı, önündeki çayı yudumladı...
Enflasyon, büyüme, cebe giren para konusunda anlaşmaları mümkün olmadı...
Hani faiz inmişti bak Sabancı bile uyarıyor
KÖTÜMSER MEHMET: Geçen yıl aynı gün konuştuğumuzda, "Faiz yüzde 14’ün altına indi, Hazine’nin yükü azaldı" diye böbürleniyordun. Şimdi faiz yüzde 21 dolayında. Sırtımızdaki faiz yükü yeniden arttı. Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı bile, "Faizde bonkörlük yapıyoruz" diye uyardı.
İYİMSER AHMET: Faiz, mayıs-haziran aylarında dünyada başlayıp, Türkiye’yi de etkileyen dalgalanmayla yükseldi. Nitekim enflasyon da yükseldi. Merkez Bankası mecbur kaldı faizi yükseltmeye. Aslında Başbakan Tayyip Erdoğan da faizleri yüksek buluyor ama Merkez Bankası’nın bir bildiği olmalı.
İhracat 85.8 milyar dolara çıktı, ama cari açık ürküttü
İYİMSER AHMET: Türkiye, son birkaç yıldır ihracatta rekor kırıyor. 2006 ihracatı 85.8 milyar dolara ulaştı.
KÖTÜMSER MEHMET: Rakamlara bakıp seviniyorsun ama ihracatçılar kıvranıyor, beş kuruş para kazanamıyor. Doların yılı 1.41 YTL’den kapatması beni mutlu etti ama ihracatçıların içi gitti.
İYİMSER AHMET: İhracatçıların artık sadece kura bağlı plan yapma dönemi geride kaldı. Kendilerine başka rekabet şansları yaratmalı, verimliliklerini artırmalılar.
KÖTÜMSER MEHMET: Ya cari açık denen belaya ne demeli? 30 milyar doların üzerine çıkmış cari açık Türkiye için risk olarak gösteriliyor. Cari açıktan doğacak bir kriz çıkarsa ne olacak?
İYİMSER AHMET: 30 milyar doları aşan cari açık Türkiye için bir risk ama yine de o kadar korkulacak durum yok. Kriz falan çıkmaz.
’İşsizlik azalıyor’ diyorsun 1 milyon aç var görmüyorsun
İYİMSER AHMET: Ekonomideki olumlu gelişmeleri görmezden gelmek için elinden geleni yapıyorsun. Bak işsizlikte çok yavaş da olsa bir azalma başladı.
KÖTÜMSER MEHMET: Türkiye İstatistik Kurum’nun (TÜİK) araştırmasını görmedin galiba. Türkiye’de açlık sınırının altında 1 milyona yakın insan yaşıyor. Yoksulluk sınırının altında tam 14 milyon kişi var. Bunlar nasıl doyacak?
İYİMSER AHMET: Gelir uçurumları tümüyle ortadan kalkmaz. Ancak, iyi tarafından bakarsan, rahmetli Turgut Özal’ın "orta direk" diye tanımladığı, Başbakan Erdoğan’ın "orta sınıf" dediği kesim yeniden canlanıyor.
AB fren koydu, seçim geldi çattı, ekonomik istikrar bozulmaz mı
KÖTÜMSER MEHMET: Avrupa Birliği (AB) müzakereleri gördüğün gibi 8 maddenin askıya alınmasıyla darbe yedi. Üstüne üstlük Cumhurbaşkanlığı seçimi gerginliği yaşayacağız. Ardından genel seçimler var. Bu ortamda ekonomik istikrar kalmaz.
İYİMSER AHMET: AB’de bu tür fren yapmalar bekleniyordu. Ekonomi açısından Uluslararası Para Fonu’yla (IMF) yürüyen anlaşma bizim için önemli destek sayılır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerginlik yaşansa da piyasa çok fazla dalgalanmaz. Seçimler ekonomiyi artık eskisi gibi etkilemez. Türkiye yüzde 5 büyümeyi yakalar.
20 milyar dolar yabancı sermaye geldi, Türkiye’ye ne katkı yaptı
İYİMSER AHMET: Türkiye iki yıldır yabancı sermaye çekme rekoru kırıyor. 2005’te 9 milyar dolar olan yabancı sermaye girişi, 2006’da 20 milyar doları buldu sanıyorum.
KÖTÜMSER MEHMET: Senin "yabancı sermaye" dediğin, gelip Türkiye’de hazıra kondu. Özelleştirmeden şirketler aldı, bankalarımız birer-ikişer yabancıya geçti. Sıfırdan yatırımla bize yeni iş alanı açabilen yabancı sermaye görmedim.
İYİMSER AHMET: Yavaş yavaş o da olur. Ayrıca 20 milyar dolarlık yabancı sermayenin etkisini görmemek haksızlık. 2001 krizini hatırla. Bankacılardan epey işsiz kalanlar olmuştu. Onların çoğu işe girdi. Bunlar yabancıların da girişiyle bankacılıkta sermaye yapısının güçlenmesiyle sağlandı.
KÖTÜMSER MEHMET: Ben bilmem. Madem yabancı sermaye Türkiye’ye geliyor, o halde sıfırdan, sokaktaki işsize gerçekten iş kapısı açacak tesisler kursun, teknoloji getirsin.