ÖNCE kardeş Cenk Kınay, One Hotels&Resorts’la piyasaya çıktı: ‘Türkiye’de 4, Mısır ve Tunus’ta da birer tesisle biz de varız. ‘Her şey dahil’in yerini ‘Her şey One’da alacak.’
Ardından Magic Life’ı Viyana’da kurup, büyüttükten sonra Alman turizm devi TUI’ye satan Cem Kınay-Oğuz Serim ikilisinin yüzde 70’ine sahip olduğu Vasco Turizm, Avusturya’da şirket kurdu.
Derken, Vasco Avusturya ile One Hotels & Resorts, Viyana’da birlikte ‘gövde gösterisi’ yaptı... Biraz geride durmakla birlikte gösteride Cem Kınay da yerini aldı. Cem Kınay, Magic Life’ı sattıktan sonra ABD’ye uçup, Miami’ye yerleşmişti.
One Hotels & Resorts’un kardeş Cenk Kınay’ın öncülüğünde kurulması, Avusturya pazarına Vasco Turizm’le dönülmesi ne anlama geliyordu? TUI’ye Magic Life’ı satarken, ‘Şu kadar süre aynı konseptle Türkiye’de turizm sektörüne girmeyeceğim’ sözü mü verilmişti.
Cem Kınay, ‘Bu soruya yanıt vermek istemiyorum’ demekle yetindi... Ancak, taşlar yanyana gelince, sözleşmede böyle bir madde olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyordu.
One Hotels & Resorts’a Cem Kınay ve Oğuz Serim adını koymamıştı... Bu zincirde, Cenk Kınay’la birlikte Magic Life’da görev yapmış Koray Atamyıldız ile Oğuz Serim’in kızkardeşi Şule Ayomak da hissedar olarak yerini almıştı. Magic Life’a rakip olabilecek işe, Cem Kınay-Oğuz Serim ikilisi girmemiş, kardeşlerini bu pazara sürmüşlerdi.
Niyetleri TUI’ye sattıkları Magic Life’ı sıkıştırmak mıydı? Üsteleyince Cem Kınay geçmişe uzandı: ‘Oğuz’la Magic Life’ın temellerini 25 bin dolarlık krediyle atmıştık. 25 bin dolarla başladık, nerelere geldik. TUI’ye Magic Life’ı güçlü marka olarak devrettik. Cenk Kınay ve Magic Life’da turizme emek vermiş ortakları boş duracak değillerdi.’
Cem Kınay’ın şahsi planları biraz farklıydı. Atlas Okyanusu’ndaki Turks & Caicos adacıklarından 3 milyon metrekarelik Dellis Cay’i 50 milyon dolara almış, 500 milyon dolarlık proje için kolları sıvamıştı.Onunla da yetinmemiş, Türk turizminin yeni yıldızı gördüğü İstanbul’a odaklanmıştı. Bir yandan Pera Palas’ı devralma konusunda Tasarruf Mevduatı sigorta Fonu’nun (TMSF) vizesini bekliyor, diğer taraftan da İstanbul’a dönük yeni projeler düşünüyordu.
Cem Kınay, 4 yıl önce soyundukları Kapadokya’daki ‘Kayakapı Mahallesi’ projesinin de peşini bırakmamıştı. 4 yılda 4 milyon dolar harcamış, henüz bölgede temizlik ve projeyi geliştirmeden öteye gidememişti. Kamulaştırmaların uzun sürmesi işi geciktirmişti.
İş ağır yürüse de, Cem Kınay’ın arada morali bozulsa da, Vasco Turizm’in Genel Müdürü Yusuf Örnek, Kayakapı projesinden memnundu. Proje UNESCO listesine girmiş, ODTÜ’de ders olmuştu...
Yusuf Örnek sık sık, ‘Türkiye turizmini ince bir sahil şeridine kapatmamalıyız’ sözünü tekrarlıyor, Cem Kınay da buna katılıyordu.
25 bin dolarla başlayan turizm macerası 20 yılda Magic Life gibi bir markaya dönüştü ve Türkiye’ye TUI gibi turizm devini çekti...
Cem Kınay ve ekibi ise turizmde yeni ‘meydan okumalar’a soyundu...
Sonuçta Türk turizmi kazanacaksa, iyi meydan okumalar...
Çatır çatır satıyoruz Rekabet Kurumu bekletiyor
TASARRUF Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yönetimi, 4 milyar 550 milyon dolara İngiliz telekomünikasyon devi Vodafone’un kazandığı Telsim ihalesini tamamlayıp keyiflenirken, yine çok iyi fiyata giden Uzanlar’a ait çimento fabrikaları satışının Rekabet Kurulu’nda beklemesine bozuluyor.
TMSF yönetimi, ‘9 çimento fabrikasını devredelim, bir an önce 1 milyar 70 milyon doları tahsil etmiş olalım’ diye dört gözle beklerken, Rekabet Kurulu kararını haftaya bıraktı. TMSF yönetimi, ‘Biz çatır çatır satıyoruz, Rekabet Kurulu tipik Ankara bürokrasisi mantığıyla, çimento fabrikalarıyla ilgili kararını açıklamayı geciktiriyor’ diyor.
TMSF yönetimi, Rekabet Kurulu’nun 9 fabrikayla ilgili kararı toplu değerlendirmesine de anlam veremiyor: ‘Bu fabrikalar ayrı ayrı satıldı. Her biri ayrı değerlendirmeye alınıp, kararı tek tek verilebilir. Eğer arada takıldıkları varsa, onları daha uzun süre incelesinler. 9’unu birden bekletmelerinin ne anlamı var?’
TMSF, bir an önce 1 milyar 70 milyon dolar kasasına girsin, vatandaşın sırtındaki yük biraz daha azalsın diye bekliyor...
Çimento fabrikalarını alan gruplar, 2006 planlarını yapmak için yeni fabrikaları gözlüyor...
Rekabet Kurulu, ‘9’una birden bakarım’ ısrarını sürdürüyor...
Satışları tek tek değerlendirmenin bir sakıncası mı var?