Biz de tünelin ucunda ışık gördük ama henüz buluta ulaşmış değiliz

- Durmuş Bey, “Tünelin ucunda ışık göründü ama hava henüz bulutlu” mesajı verdi. Sigorta sektörü için de durum aynı mıdır?

- Henüz öyle değil.

- Nasıl peki?

- Bizim cepheden bakınca tünelin ucunda bir ışık görünüyor ama karşıdan gelen otomobilin ışığı mı henüz belli değil.

- Yani buluta bile ulaşamadınız...

- Evet... Ancak, yine de düzelmeler var.

Akın Kozanoğlu, Sabancı Holding’in sigorta şirketlerinin yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü dönemde dünyada sigorta sektörünün önde gelen örgütü Cenevre
Birliği’ne girmiş. 2007’de Aksigorta’yı temsilen girdiği Birlik’ten Ergo’ya geçince ayrılmış:

- Çünkü, Cenevre Birliği’nde şirketler üyedir, kişiler değil. Ergo da zaten üye.

Kozanoğlu’nun üyeliği resmi olarak bitmiş ama Cenevre Birliği, onunla bağını koparmamış, her türlü bilgi akışının içinde tutmuş:

- Kanada’da gerçekleşen G-20 Liderler Zirvesi’ne, Cenevre Birliği de bir mektup göndermişti. O mektupta, “Krizde başta bankalar ve sigorta şirketleri olmak üzere, finans sektörü töhmet altında bırakıldı. Oysa, krizde etkili olan unsur sistemik riskti” şeklinde özetlenebilecek görüşler aktarıldı.

- Böyle bir mektuba neden gerek duyulmuş?

- Krizin sorumluluğunun gerektiğinden fazla sigorta sektörünün üzerine yüklenmesini önlemek, bundan sonra alınacak kararlarda böyle bir etkiyi ortadan kaldırmaya çalışmak için.

Kozanoğlu, daha sonra Cenevre Birliği’nin sigorta devlerinin CEO’larıyla yaptığı anketten bazı notlar aktardı:

· En önemli risk makro ekonomi: % 79

· Gelişmiş ülkelerde gelecek 5 yılda resesyon, küçülme yaşanma beklentisi: % 43

· Gelişmekte olan ülkelerde yüksek büyüme beklentisi: % 67

Kozanoğlu, notların arasına bir Türkiye parantezi açtı:

- Yabancı sigorta şirketlerinin Türkiye’ye yönelmesinin nedeni işte bu yanıtta, yani gelişmekte olan ülkelere dönük yüksek büyüme beklentisinde yatıyor.

· Sigorta sektöründe hangi ürünler önde gidecek: Birikim ve emeklilik, hayat, sağlık.

Kozanoğlu, bir parantez de bu trendle ilgili açtı:

- İnsanlar artık sigortada malını değil, doğrudan kendisini ve ailesini ilgilendiren ürünlere yöneliyor.

Cenevre Birliği’nin G-20’ye mektubu, CEO’lar anketi derken sohbeti Kozanoğlu’nun baştaki sözüyle bağladık:

- Tünelin ucunda ışık görünüyor ama...

Akraba ilacı alan bile var sigortalının hepsi ‘üçkâğıtçı’ görülüyor

EUREKO Sigorta CEO’su Okan Utkueri, sigorta şirketleri ile sigortalılar arasında yaşanan tartışmaların nedenine dikkat çekti:

- Örneğin, sağlık sigortası kapsamında doktora gidip akrabaya bile ilaç yazdıran oluyor. Birçok üründe kötü niyetli örnekler artınca, sistem ister istemez sigortalının hepsini “üçkağıtçı” gibi görüyor. Dürüst insanlar da haklı olarak bu duruma tepki gösteriyor.
Utkueri, sektöre bardağın dolu tarafından bakmaktan yana:

- Sektörümüzde pastayı büyütmek kolay olmuyor. O yüzden sürekli pastadan pay kapma yarışı yaşanıyor. Bu da kârlılığa ulaşmayı zorlaştırıyor. Ancak, sektörümüzde yabancıylara satış sırasında şirketlerin yüksek değere ulaşmasını da yabana atmamak gerekiyor.

- Kişi başına prim büyüklüğü nedir Türkiye’de?

- 110 dolar dolayında. AB ortalaması ise 4-5 bin dolar düzeyinde.

- Sağlık sigortasının ulaştığı boyut nedir?

- 1.5 milyon kişi sağlık sigortası kapsamında. Bunların yüzde 60’ı kurum destekli. Henüz yüzde 2’lik kapsamaya ulaşmış durumdayız.

- Trafik sigortası ne durumda?

- 10 milyon aracın trafik sigortası var.

- Kaskolu araç sayısı ne kadar?

- Trafikte 12 milyon araç var. Bunların 4 milyonu kaskolu. Kasko, sektörün en çok zarar ettiği ürünlerin başında geliyor.

- DASK’ta, yani zorunlu deprem sigortasında nerelerdeyiz?

- Türkiye’deki konutların yüzde 25’i kapsama girebildi.

- Sektörde kârlılığın iyi gitmemesi, gelen yabancılara nasıl yansıyor?

- Bizim örnek çok başarılı gidiyor. Ayrıca gelen yabancı şirketlerin genelde memnun olduğunu izliyoruz.

Ergo Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Akın Kozanoğlu, “Tünelin ucunda ışık görünüyor ama” mesajı veriyor, Okan Utkueri, “Bardağın dolu tarafı” çağrısı yapıyor...

Bu durum sigorta sektöründe yukarı doğru bir hareket olduğunu gösteriyor...

Giyim tarzıyla 10 yaş genç, 10 kilo zayıf 2 beden küçük görün

CAPİTAL ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde oluşan, P&G Türkiye Başkanı Saffet Karpat, Eczacıbaşı Holding CEO’su Erdal Karamercan, Akbank Genel Müdür Başyardımcısı Hakan Binbaşgil gibi isimlerin sahne aldığı “CEO Band” gecesinde Orka Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu’nu farklı bir gözlükle takıldım:

- Bu tarz Elazığlı’ya uyar mı?

Yanındaki Orka Group Genel Koordinatörü Osman Arar yanıt verip, bana yüklendi:

- Neden uymasın? Giyimine, kuşamına tam uyuyor. Asıl siz Damat-Tween’in Nişantaşı’ndaki mağazasına bir uğrayın, nasıl değişeceğinizi görün.

- Ne anlamda?

- Ben sizi giydireceğim, 10 yaş genç, 10 kilo zayıf ve 2 beden küçük görüneceksiniz.

Osman Arar, örnek olarak da Yayın Koordinatörümüz Fikret Ercan’ı gösterdi. Arar’ın iddiasını Ercan’a ilettim:

- Haklı ama ben aynı zamanda kilo da verdim.