TÜRK-Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Haluk Dinçer, 17-20 Ekim’de Washington’da gerçekleşecek “DEİK-TAİK-ATC-AFOT Ortak Yıllık Konferansı” toplantıyı anons ederken önce bir anımsatma yaptı:
- “2010: Ortak Hedeflere Ulaşmak” başlıklı toplantımızı geçen nisan ayında yapacaktık. Biliyorsunuz ABD ile Ermeni konusunda bir gerginlik yaşandı. Bu yüzden konferansı ekim ayına erteledik. Dinçer ve TAİK Yönetim Kurulu, hükümetten Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün katılması beklenen konferansın başarılı geçmesi için tümüyle bu işe odaklanmış durumda. Dinçer, konferansı anlatırken yanında TAİK Başkan Yardımcısı Şerif Egeli, yönetimden ve komitelerden Kürşat Özkan, Muharrem Dörtkaşlı, Koray Arıkan, Hayri Çulhacı, Cüneyd Zapsu, Feyhan Yaşar, Faruk Bil, Nuri Çolakoğlu ve Davut Ökütçü de var. Dinçer, Türk-Amerikan ilişkilerinin kamuoyundaki algıdan farklı olduğu kanısında: - Şu anda ilişkilerimiz daha olumlu noktada. Türkiye, ABD’nin bölgemizdeki en önemli stratejik ortaklarından biri. Nisan ayında ABD’yle Ermenistan konusunda gerginlik gündeme gelmişti, şimdi ortada Birleşmiş Milletler’de İran’a dönük ambargonun artırılması oylamasında Türkiye’nin gösterdiği “hayır” tavrı var. Üstelik Amerika, BM kararlarını aşan ambargo isteğine Türkiye’nin de uyması yönünde baskı yapıp duruyor. Haluk Dinçer, su konuda şu saptamayı yaptı: - Türkiye, İran konusunda BM’nin kararlarına uyuyor, uluslararası hukukun gereğini yapıyor. Ancak, ABD ile bazı Avrupa ülkeleri, daha katı kuralları empoze etmeye çalışıyor. Oysa Türkiye, için İran önemli bir komşu. Aramızdaki ticari ilişkilerin sürmesinden doğal birşey olamaz. - ABD, yine de ambargoda kendi çizgilerine uymamız için Türkiye’ye özel heyet göndermişti. - Yaratılan ortam, aslında ticaretimizi olumsuz etkiliyor. Ortada bir sıkıntı var. - Amerika bu kadar bastırırken, Türk bankaları, şirketleri İran’la iş yapabilir mi? Türk-Amerikan İş Konseyi’nde kuruluşundan beri bulunan Şerif Egeli söze girdi: - Rahmetli Turgut Özal’ın “ticaret seferi”ne çıktığı ilk ülke İran’dı. Zamanla İran bize “başka şeyler” ihraç etmeye kalkınca, ilişkilerimiz duraksama dönemine girdi. Ancak, son 5 yıldır aramızdaki ticarette, ekonomik ilişkile inanılmaz artış var. Şerif Egeli, TAİK Başkan Yardımcısı olmasına karşın, bu konudaki tavrını net ortaya koydu: - Amerika, bizim İran’la iş yapmamızı engelleyemez, durduramaz. Aramızdaki ticaretin artmasından doğal birşey olamaz. Amerika kendine göre yaşıyor. Oysa bizim bölgemizde başka realiteler var. Haluk Dinçer, Egeli’nin sözlerini şöyle tamamladı: - Amerika’nın tutumunu biraz şov niteliğinde görüyorum. Çünkü, kasımda seçimler var. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, New York’ta Columbia Üniversitesi’ndeki konuşmasında, “İran’dan 10 milyar dolarlık gaz-petrol alıp, hiçbirşey satmamak olur mu” mesajı verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD’nin ambargo baskısına net tavır koydu: - Biz BM kararlarına uyarız. ABD’nin kendi ambargosu bizi bağlamaz. TAİK çatısı altındaki Türk özel sektörü de aynı çizgiye uyuyor... Ancak, yine de Amerikan ortaklı bankalarla şirketlerin iki arada kaldığı dikkati çekiyor...
‘Big Brother’ı sorgulamazdık şimdi her dediğini yapmayız
TÜRK-Amerikan İş Konseyi’nin Siyasi İlişkiler Başkanı Cüneyd Zapsu (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da danışmanlık yapıyordu), İran’a ambargo tartışmalarına şu yorumu getirdi: - Eskiden “Big Brother” (ABD’yi kastediyor) ne derse sorgulamadan yerine getirilirdi. Şimdi Türkiye özgüvene kavuştu. Bakın aynı mantıkla Suriye de bizim “düşmanımız” gibiydi. İlişkilerimiz bambaşka noktaya geldi. İran’a ambargo konusunu da böyle değerlendirmek gerekir.
‘Model Ortaklık’ İş Konseyi’ne dönüşüyor, kafalar karışıyor
TAİK Başkanı Haluk Dinçer, konuşmasının sonuna doğru, ABD’yle atılan yeni adımlar doğrultusunda, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın önderliğini yaptığı çalışmalar çerçevesinde yeni bir Türk-Amerikan İş Konseyi kurulacağından söz etti. - Yapılan çalışmalar “Model Ortaklık” başlığı altında yürüyordu. Türk-Amerikan İş Konseyi kurulması var mıydı bunun içinde? - Var... Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) bünyesinde bulunan mevcut TAİK, Turgut Özal’ın isteği ve çıkarılan özel yasayla kurulmuştu. 1985’te kurulan TAİK, 1987’den beri de ABD’de düzenli olarak yıllık konferans düzenliyor. - Bir tarafta siz, diğer tarafta yeni bir Konsey mi olacak? - Öyle olacak... Araya Şerif Egeli girdi: - ABD’de bizim eş kuruluşumuz olan ATC-AFOT daha çok savunma sanayi kuruluşlarından oluşuyor. Sayın Obama’nın Türkiye ziyareti sonrası başlatılan süreçte ABD, kendi taraflarında bütün iş dünyasını kapsayacak bir “Konsey” kurulmasını benimsedi. Yani, bizim hükümetin gündeme getirdiği bir konu değil. - Bu durumda TAİK’in gücü azalır değil mi? Haluk Dinçer yanıtladı: - İki Konsey’in de birlikte önemli katkıları olabilir. Hükümetin oluşturacağı yapıyı kendimize rakip görmeyiz. Bir tarafta 1985 yılında kurulmuş Türk-Amerikan İş Konseyi var... Onun da Türkiye’deki üyeleri arasında, yıllardır büyük yatırımı olan ABD kökenli dev şirketler yer alıyor... Diğer tarafta yeni kurulacak Türk-Amerikan İş Konseyi ortaya çıkacak... Bu “iki başlı yapı” kafaları karıştıracak... TAİK’le bağlantılı ABD’li dev şirketler, kendi ülkelerine, “İkinci bir Konsey kurmak yerine, mevcudu daha da güçlendirelim” lobisi yapamaz mı?