- Dövizle kira ödeyen perakendecilere binen kur farkı yükü, 54 bin kişiye iş yaratabilecek bir kaynağı alıp götürüyor.
Soruna istihdam penceresinden yaklaşılınca Sarıeroğlu, konuya dikkat kesildi:
- Sorunun istihdam yönü beni de yakından ilgilendiriyor.
Öncel, hesabı ortaya koydu:
- AVM’lerde 12 milyon metrekarelik toplam kiralanabilir alan var. Bunların yüzde 65’yle sektörümüzün TL bazında kira sözleşmesi var. Yüzde 35’inde ise günlük döviz kuru üzerinden kira ödeniyor. 3 yıl öncesine göre dövizli kira maliyetleri yüzde 70 arttı.
Kur farkının TL bazında kira faturasını nasıl kabarttığını verilerle açtı:
- 2015’te dövizli kiraların toplamı 4.1 milyar lira idi. Bu yıl dövizli kira ödeyenler kur farkından dolayı 3 milyar lira daha fazla ödeyecek.
Hesabı sepet kur üzerinden yaptığını belirtip, sürdürdü:
- Buradaki kadınların saçlarının fön faturası 75 bin lirayı bulur.
TEV’in burs fonları için her kuruşun önemli olduğunu vurgulamaya dönük şu espriyi yaptı:
- Föne giden 75 bin lira TEV için ciddi kayıp.
Ardından TEV’le yolunun kesiştiği günlere döndü:
- Zeki Müren’i filmimizde misafir etmek istedik. Böylece Zeki Müren’le ilgili tüm telif haklarının TEV’de olduğunu öğrendik.
TEV’in kendilerine “çok cömert” davrandığını vurguladı:
- Bunun üzerine TEV gönüllüsü olmaya karar verdim.
- Hanım, ben vagon fabrikasından ayrılmaya karar verdim. Arifiye’de süs bitkileri ve fidan yetiştirip, pazarlamayı düşünüyorum.
Eşinin kolundaki bilezikleri işaret etti:
- Yalnız, yeni işe girişmek için o bilezikleri bozdurmamız gerekiyor.
Eşi şaşırdı, itiraz etti:
- Bey, sen vagon fabrikasında çalışıyorsun, düzenli bir işin var diye sana vardım. Güzelim işini nasıl bırakırsın? Hem o otları yetiştirdin diyelim, kim para verip onları senden satın alacak?
Erol Kaya kararlıydı. Ertesi gün konuyu fabrika müdürüne açtı:
- Efendim ben fidancılık yapmak üzere işten ayrılıyorum.
Yatırım Ajansı Başkanı Arda Ermut ve Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Nobel İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ulusoy ile Başkan Vekili Selçuk Tanrıverdi’yi dinliyordu. Araya girip Özbekistan’daki yatırımlarının büyüklüğünü sordum, Ulusoy yanıtladı:
- Biz Özbekistan’a 2002’de yatırımla girdik. 16 yıldır yüzde 100 kendimize ait şirketimiz ve tesislerimizde ilaç üretimi yapıyoruz. Toplam yatırımlarımız 40 milyon doları buldu. En son 2017’nin ikinci yarısında 3 milyon dolarlık ek yatırım yaptık.
Nobel Pharmsanoat’ın cirosunu merak ettim, Tanrıverdi şu bilgileri paylaştı:
- Özbekistan’da 60 farklı ilaç üretimimiz 5.5 milyon kutuyu buluyor.
Ulusoy toplam ciroyu aktardı:
- Kazakistan’da da üretim yapıyoruz. Kazakistan’a da 65 milyon dolarlık yatırım yaptık. İki ülkenin toplam cirosu 100 milyon doları buluyor.
Nobel İlaç’ın 2018 toplam ciro hedefinin 250 milyon dolar olduğunu aktarıp, ekledi:
- Türkiye’den 50 ülkeye toplam 60 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. İhracat pazarımız olan 50 ülkenin 20’sinde kendi kadrolarımızla faaliyet gösteriyoruz.. Yurt dışında yarattığımız istihdam 1300’ü buluyor.
- Türkiye’de Kibar Holding’le ortak üretim yapan Koreli Hyundai, bir süredir SUV modelini de ülkemizde üretmek üzere plan yapıyor. Bu planın detayları Cumhurbaşkanı’nın seyahatinde netlik kazanabilir.
Nitekim Erdoğan’ın seyahatinin Seul durağında kabul ettiği Güney Koreli şirketler arasında Hyundai Group da yer aldı. Kabulde Hyundai Group’tan şu kadro hazır bulundu:
- Euisun Chung (Hyundai Motor Company Başkan Vekili), Seung-Tack Kim (Hyundai Rotem Başkan ve CEO’su), David (Dongwook) Park (Hyundai E&C Başkan ve CEO’su), Byung Kwon Rhim (Hyundai Motor Company Global Operasyonlar Başkanı).
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Yatırım Ajansı Başkanı Arda Ermut’un Cumhurbaşkanı’na eşlik ettiği görüşmede Türkiye-Kore İş Konseyi Başkanlığını da yürüten Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar da ortağı Hyundai yöneticilerinin yanında oldu. Hyundai yönetimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özet bilgi verdi:
- 1997’den bu yana ortağımız Kibar Holding’le İzmit’teki Hyundai-Assan fabrikamızda üretim yapıyoruz. Ürettiğimiz otomobilleri iç pazara sunmakla birlikte başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ihraç da ediyoruz.
Erdoğan, yatırımlar konusunda kendilerine Yatırım Ajansı’nın rehberlik yapabileceğini anımsatıp, sürdürdü:
- Ülkemizdeki üretim kapasitenizi artırmanızı bekliyoruz. Daha katma değerli modelleri de Türkiye’de üretin.
Hyundai yönetinin yanıtı şöyle oldu:
-Hyundai, LG, Daelim, SK ve Hanwha şirketlerinin üst düzey yetkililerini kabul ettim. Güney Koreli firmalar Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü’nde yer aldı.
SK ve Daelim’in 1915 Çanakkale Köprüsü konsorsiyumunda da yer aldığını anımsattı:
- Hepsi Kanal İstanbul projesiyle de ilgileniyor. Çok ciddi önem veriyorlar.
Koreli şirketlerin Türkiye’de yatırımlarının olduğuna değindi:
- Türk mallarının Kore’ye daha fazla girmesini istiyoruz. Ayrıca savunma sanayiinde ortak projeler hayata geçirdik, geçireceğiz, çoğaltacağız. Fırtına obüsleri, Altay, füzeler müşterek yaptığımız projeler.
Ardından Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı pakette yer alan imar barışını sorduk:
- Bir tarafta kentsel dönüşüm sürerken imar barışına neden ihtiyaç duyuldu?
- İmar barışı bana göre çok çok önemli. 14 milyon kadar dava düşecek. Onun bir de getirisi var. Devlete yaklaşık 40 milyarlık bir getirisi olacak. Ülke ekonomisine katkısı olacak. Daha da önemli olan boyut, vatandaşın “Benim akıbetim ne olacak , imar barışı ile birlikte ben evimi konutumu rahatlıkla yapabilecek miyim” sorunu çözülmüş olacak.
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, masaya uğradı, kendisine eşlik eden Ziraat Bank Özbekistan Genel Müdürü Ercan Bulut’u tanıştırıp söze girdi:
- Merkezi Taşkent’te olan Ziraat Bank Özbekistan’ın yüzde 100’ü bu yılın başlarında bize geçti. Bankamız ilk 4 ayda yüzde 50 büyüdü.
Daha önce bankanın yüzde 50’sinin kendilerine ait olduğunu vurguladı:
- O dönemde hedeflediğimiz büyümeyi sağlayamadık. Bir anlamda durgun bir dönem yaşadık.
Özbekistan’a ilk girdikleri günleri sordum, yanıtladı:
- 24 yıl önce yüzde 50 hisse ile girmişiz. O günlerde 14 milyon dolar yatırım yapmışız.
Bankanın yüzde 100’ünün kendilerine geçişiyle ilgili maliyeti merak ettim, Bulut’a döndü:
- Ödenmiş sermayemiz 30-35 milyon doları buldu değil mi?
- Japon Mitsubishi’nin greyder bölümünü satın alınca, önemli bir know-how’a da sahip olduk. İlk kez silindir üretimine girdik. Ayrıca mini ekskavatör üretimine başladık.
Hidromek West Genel Müdürü Stoian Markov, İhracat Müdürü Engin Barutçu ve Tasarım Stüdyo Müdürü Hakan Telışık’ın da yer aldığı ekiple birlikte sohbete oturduğumuzda Hasan Basri Bozkurt’a Ankara’da ASO 1. OSB’deki 1 milyon metrekareyi aşan alanda giriştikleri yatırımı sordum:
- Yeni yatırımımız 1 milyar lirayı aşacak. Belki 1.3-1.5 milyar liraya doğru gidecek.
Söz konusu alandaki yeni tesislerden biri üzerinde durdu:
- 22 bin 500 metrekarelik bölümde bir komponent fabrikası açtık. İş makinelerimizin aktarma organlarını üreteceğiz.
Aktarma organlarından neyi kastettiğini açmasını istedim, sürdürdü:
- Burada şanzıman yapıyoruz. Greyder, kazıcı yükleyici akslarını üretiyoruz. Bir de ekskavatörün kule döndürme dişli kutularını yapıyoruz.
Bu işin Hidromek için tümüyle yeni bir adım olduğunu vurguladı: