Paylaş
- Şirketinizi ilk Onur Koca ile tanımıştım.
Şükrü Ergün, 1985 yılına döndü:
- Gemi yedek parçası işi yapıyorduk. Tam batmışken, tesadüfen bir tersaneye yüzde 5 indirimle Jotun Boya satışı için araya girdim. Hiç beklemediğim anda bize komisyon verdiler. Böylece Jotun Boya ile tanıştık.
1986 yılında Jotun Boya Türkiye Temsilciliği’ni açtıklarını belirtti:
- Ofiste ben, Onur Koca ve bir de part time çalışan sekreter arkadaşımız vardı. Daha sonra Polisan’la ortaklık gündeme geldi. O ortaklık çok uzun sürmedi.
- İlk yatırım ne zaman yapıldı?
- 1993’te yaptık. Şu anda bir yaş, diğeri toz boya üretimi gerçekleştiren iki fabrikamız var. Personel sayımız da 330’a ulaştı.
- Cironuz ne kadar?
- Geçen yılki ciromuz 140 milyon doları buldu.
- İhracat ne durumda?
- Geçen yıl 34 milyon dolarlık ihracat yaptık.
Jotun’un Türkiye’deki Norveç kökenli ilk şirket olduğunu kaydetip, ana şirketin 2011 yılı faaliyet raporunu gösterdi:
- Türkiye’deki pazarlama ve bayilik sistemimiz, Jotun’un faaliyet gösterdiği tüm ülkelere örnek oldu. Nitekim faaliyet raporuna, “Türkiye modeli” başlığıyla bu durumu da yansıttılar.
Fransız gazetesi Le Monde’dan bir örnek verdi:
- Bütün grup içinde Türkiye’yi öylesine öne çıkardık ki, Le Monde’da yayınlanan bir haberde Jotun, Türk şirketi olarak yer aldı.
Bu başarıyla gelen sonraki aşamaya vurgu yaptı:
- Jotun Grubu, dünyayı 7 bölgeye ayırdı. O bölgelerden birinin merkezi olarak da Türkiye’yi, İstanbul’u belirledi. 1 Ocak 2013’ten itibaren hem Türkiye’deki şirketin murahhas üyesiyim, hem de Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinden sorumlu Başkan Yardımcısıyım.
- Türkiye’nin bölge merkezi olması, daha fazla yatırım çekmesi anlamına da gelir mi?
- En son toz boya fabrikamıza 12-13 milyon Euro’luk, yaş boya tesislerimize de 12 milyon dolarlık yatırım yaptık. Ayrıca, Gebze’deki lojistik merkezimize 8 milyon dolar harcadık. 2015’e kadar yeni yatırım gündeme gelmeyebilir.
Bölge Başkan Yardımcısı olarak yönettiği bir başka yatırımı paylaştı:
- Şu anda St. Petersburg’da (Rusya) 60 milyon dolarlık bir yatırım yürüyor. Benim bölgemde olduğu için o yatırımla doğrudan ilgileniyorum.
- Bölgeniz nereleri kapsıyor?
- Çin sınırına kadar uzanan bölge bana bağlı.
İki ortak yönetici, bir part time sekreterle başlayan yolculuk, 27 yılda iki fabrika ve “Türkiye modeli”ne, oradan da Çin sınırına dayanan bir bölgeyi yönetmeye kadar uzandı.
Jotun örneği, Türk insan kaynağının başarısını bir kez daha ortaya koymuş oldu...
Boya artık fabrikadan yarı mamul gibi çıkıyor
JOTUN Boya Murahhas Azası Şükrü Ergün, Türkiye’de başlangıçta ağırlıklı olarak gemi ve endüstriyel boya pazarına yüklendiklerini, daha sonra konut, bina boyası pazarında da asılmaya başladıklarını kaydetti:
- Denizde bu dönemde bir küçülme söz konusu. Biz yine de Türkiye’de yüzde 20-30 büyüme hedefleriyle yürüyoruz.
Türkiye genelinde 200 bayiye ulaştıklarını vurguladı:
- Bu yıl sonuna kadar 300 bayiyi buluruz.
- Başka şirketlerden bayi transferi yapıyor musunuz?
- Daha çok inşaat malzemesi satıcılarını bayilik için tercih ediyoruz.
Boyada bayiliğin giderek farklılaştığını kaydetti:
- Biz bayilerimize 15 bin dolarlık renk makinesi veriyoruz. Boya, bayiye yarı mamumül gibi gidiyor. Renk işi tümüyle bayide çözülüyor.
- Kaç renk seçeneği olabiliyor?
- Bayilerde 950 dolayında renk seçeneği var.
Şükrü Ergün, renkte ulaşılan düzeye şu örneği verdi:
- Birkaç yıl önce uygulanan bir renk, ek boyama işlemleri için yeniden oluşturulabiliyor.
Alım garantisiyle ilaç ve tıbbi cihaz yatırımı arttırılacak
BAŞBAKANLIK Yatırım Ajansı organizasyonu yaptı, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu öncülük etti, Türk ilaç sektörü ABD’nin Chicago kentinde gerçekleşen Uluslararası Biyoteknoloji Forumu’nda bu yıl da yerini aldı.
Foruma son anda çıkan başka bir program nedeniyle gidemedim. Meslektaşlarımdan aldığım notlarda Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun şu sözleri dikkatimi çekti:
- Hedefimiz ilaç ve tıbbi cihazda dışa bağımlılığı azaltmak, bölgenin sağlık merkezi olmak. İlaç ve tıbbi cihazda 7 yıla varan alım garantileriyle stratejik alanlar oluşturacağız. Bununla hem dünyadaki birikimi ülkemize çekmek istiyoruz, hem de Türk ilaç sanayinin gelişmesini hedefliyoruz. Örneğin, 10 kalem ilacı teşvik edeceğiz. 5 yıl sonra onlara 5 kalem daha ekleyeceğiz. Ayrıca sağlık turizmine dönük serbest bölgeler oluşturacağız.
Alım garantisi özelleştirmelerde, enerji yatırımlarında “cazibe” yarattı. İlaçta da aynı etkiyi gösterir mi?
Paylaş