23 bin kadına 35 milyon TL verdik, avuç açmak insana hiç yakışmıyor

Kitapçık, 10 bininci mikrokredinin kullandırılması sonrasında hazırlanmış, kapağına da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenden bir fotoğraf yerleştirilmişti.

"Citi Mikro Girişimci Yarışması" ödül töreninde Prof. Aziz Akgül’ü dinlerken, kitapçığın kapağına baktım. Prof. Akgül’ün her cümlesinden sonra Erdoğan’ın, "yoksul vatandaşlara" yardımların yöntemini eleştirenlere karşı kullandığı tezleri anımsadım. Ortaya şu diyalog çıktı:

Akgül: Avuç açmak insana yakışmaz.

Erdoğan: Sadaka kültürü diye birşey tutturdular. Bizim kültürümüzde sadaka vardır.

Akgül: Çalışamayacak kadar yaşlı, engelli, yaşı küçük olanlara hibe verilebilir. Ancak, çalışabilir durumda olanlara hibe şeklinde yardım yapmayı çok yanlış buluyoruz.

Erdoğan: Sayın valim, atlayacaksın kamyonun şoför mahalline gideceksin. Kömürü, sobayı sen vereceksin. Bunu yaptığın gün Türkiye uçar.

Akgül: Mikrokredi uygulamasına başladığımızdan buyana 23 bin kadına toplam 35 milyon TL kredi kullandırdık. Kredilerin yüzde 100’ü geri dönüyor.

Erdoğan: Biz kömür yardımlarını niye başlattık? Kapanan kömür ocakları harekete geçti. Binlerce işsize orada iş çıktı. Kamyonlarımıza iş çıktı.

Akgül: 23 bin dar gelirli, yoksul kadınımız 500 TL’yle 2 bin TL arasında değişen krediler kullanarak iş sahibi oldu. Kimi eşini, çocuklarını da iş sahibi yaptı. Aileleriyle birlikte 100 bini aşkın kişinin hayatı mikrokredi sayesinde değişti.

Erdoğan: Kömür yardımlarını durdurmayacağız. Örneğin sadece Manisa’da 34 bin ailemize 110 bin ton kömür yardımı yaptık.

Akgül: Sadece hibe şeklindeki yardımlarla insanlar yoksulluk ve açlık sınırının üstüne çıkarılamaz. Kendi hesabına çalışmayı özendiren ve daha onurlu bir iş yapmaya olanak veren mikrokredii yaygınlaştırmak gerekiyor.

Bu diyalogu daha da uzatmak mümkün... Ancak, yansıttığım bölüm konuyu anlatmaya yetiyor.

Prof. Akgül’ün hedefinde Türkiye’deki 16 milyon yoksulu mikrokrediyle buluşturup, onurlu şekilde açlık ve yoksulluk sınırının üstüne çıkmalarına omuz vermek var. Başta HSBC Bank Türkiye’nin 5 milyon dolarlık planı olmak üzere özel sektörden mikrokrediye destek verenler artıyor.

Prof. Akgül, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın açtığı yolda daha büyük adımlarla yürüyüp, mikrokrediyi yaygınlaşabilecek modele oturttu.

Halk arasında Fak-Fuk-Fon diye bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu’ndan da mikrokrediye kaynak ayırıp, "yoksulluktan onurlu çıkış" yöntemine geçmek daha doğru olmaz mı?

Diyarbakırlı kadınlar 'Aziz Abi’ diyor, AKP TBMM dışında tutuyor

CITIBANK Türkiye’nin "Citi Mikro Girişimci Yarışması"nın 27 finalistini diğer jüri üyeleriyle birlikte izlerken, özellikle Diyarbakır kökenli kadınların, "Allah Aziz Abi’den (Akgül) razı olsun" sözünü ağızlarından düşürmediklerini gördüm.

Bunun üzerine 22 Temmuz 2007 seçimleri sırasında kafama takılan soru, bir kez daha aklıma geldi:

AKP, Prof. Aziz Akgül’ü neden milletvekilliğine yeniden aday göstermedi?

Yanıtını o günlerde bulamamıştım. "Citi Mikro Girişimci Yarışması" ödül töreninde Prof. Akgül’ü dinlerken, yanıta yaklaştığımı düşündüm.

Başbakan Tayyip Erdoğan, "Bizim kültürümüzde sadaka var" diyor...

Prof. Akgül, "Avuç açmak insana yakışmaz" noktasından hareket ediyor...

İki bakış arasında büyük uçurum var değil mi?

İşsiz sayısında 238 bin kişilik yanılgım var, özür diliyorum

SON birkaç yıldır her yılın ilk günlerinde "İyimser Ahmet", "Kötümser Mehmet" tiplemesiyle ekonominin bir yılını değerlendirmeye çalışıyorum.

Bu yılki yazımın başlığı "Hamdolsun 600 bin kişi işsiz kaldı" şeklindeydi. O gün Milliyet Yazarı Güngör Uras aradı. Devlet Planlama Teşkilatı’nda (DPT) görev yapmış, daha sonra Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Genel Sekreteri olarak İstanbul’a demir atmış Güngör Uras, rakamlar konusunda çok titizdir:

2008’de işsiz kalacakların sayısının 600 bin olacağını nereden çıkardın? Sen genelde bu kadar kötümser bakmazdın. Ne oldu sana?

- Güngör Abi, şu anda elimizde Ekim 2008 itibariyle işsizlik verileri var. Buna göre 380 bin dolayında yeni işsiz söz konusu. Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) buluşmasında bazı işadamlarını da yokladım, genel görüş 2008’in tümü için toplam rakamın 600 bin dolayında olacağı yönündeydi. Ben de başlığa "600 bin işsiz"i koydum.

2008 yılı işsizlik verileri hafta başında açıklandı. Krizin etkisiyle 2008’de 838 bin kişinin işini kaybettiği ortaya çıktı.

Yani, işsiz sayısında 238 bin kişilik bir "yanılgı"ya düşmüş oldum...

Özür diliyorum...