Paylaş
Geçen perşembe günü on bir ayın sultanı Ramazan ayının dördüncü günüydü. Cami avlusu çok kalabalık. Bir teravih akşamıydı. Hayır lokmaları dökülmüş dağıtılmayı bekliyordu. Babalar, anneler ve çocukları ailece Hacı Bayram Camii’ndeydiler. Ellerini açmışlar, Hacı Bayram-ı Veli Türbesi’nde dua ediyorlar. Cami bahçesine adım atan önce türbeye uğruyor. Türbeden içeri adım atıyorum… 40 yıllık arkadaşlarmış, aynı mahallede oturan Birgül Aktan ve Satı Çırak isimli iki hanımefendi. İçeride Kuran okuyorlardı. Kendimi tanıttım. “Biz Çayyolu’nda oturuyoruz. Buraya her perşembe geliriz. Ramazan dolayısıyla dün de geldik. Dua ederiz, ölmüşlerimizi yad ederiz. Ramazan ayında dualarımızın kabul göreceğini biliriz. Hep Allah’tan isteriz. Hacı Bayram büyük bir evliyadır. Onun huzurunda dua etmek bizi mutlu ediyor” dediler. Bu sırada bahçede iki mobil lokma döküm aracı çalışıyor. Birisi bin 300 kişi için diğeri ise bin 200 kişi için hızlı bir şekilde lokmaları dökülüyor. Teravih bitiminde camiden çıkanlar için lokmalar kutulara konuyor lokma arabasının ön tarafındaki vitrine doğru diziliyor. Avluda bunun yanında hayır lokumları ve şeker dağıtanlar da var. Birinci lokma arabasında iki usta var Ali Dügeroglu ve Hatice Alger. Lokmaları dökmüşler. Hayırsever bir kişi sekiz ay önce kaybettiği annesi için lokma döktürmüş. Teravih çıkışında dağıtıldı. Aldığım bilgi bin 200 adet hayır lokması sahibini bulmuştu. İkinci lokma arabasında Ali Cengiz ve Aysel Cengiz isimli ustalar hızlıca bin 300 lokmayı hazırlayıp dökmüşler. Merhum İskender Eryuva’nın damadı lokmanın dağıtıldığı yerde seslenerek camiden çıkanları, avludaki herkesi lokmaya davet ediyor. “Hayır lokmamıza buyurun” diyor... Avluda belli günlerde bu manzara ile karşılaşmak mümkünmüş.
YUNUS EMRE VE MEVLANA İLAHİLERİ
Bu sırada türbeyi elektrikli süpürge ile temizleyen görevli, günlük bin ila bin 500 kişinin geldiğini bunun Ramazan ayında daha da arttığını söyledi. Lokmayı alan insanlar, “Allah kabul etsin” diyerek rahmet diliyor. Tabii cami avlusunda Yunus Emre ve Mevlana’nın en güzel ilahileri duyuluyor... Cami avlusunda Nilüfer Erdoğan’a kendimi tanıttım. Bugün için duygularını sordum: “Buraya her perşembe gelirim. Ramazan ayında daha sık geleceğim. Bu ayın çok değerli olduğunu bilirim. Daha önceleri bizim eve çok yakın Bilkent Camisi’ne gidiyordum. Sonraları buraya geldim. Ellerimi açıyorum, sağlık ve mutluluk diliyorum. Ölmüşlerimizi yad ediyorum.” Nilüfer Hanım, İngiltere’de siyaset bilimi okumuş. Devam ediyor; “Hacı Bayram Camii’nin inançsal değerini biliyorum. Buraya gelip dua etmek beni mutlu ediyor. Eşimle nöbetleşe geliyorum. Çocuklar var, bazı akşamlar o evde çocuklara bakar ben gelirim. Bazen ben bakarım o gelir. Bu durumdan memnunuz.” Bu sırada Hacı Bayram Camii’nde teravih öncesi Ramazan ayının önemi üzerine yapılan konuşmalar kulaklardaydı. “On bir aydan daha kıymetli ve hayırlı bir aydır. Sevaplar karşılık bulur. Hayırlar karşılık bulur. Günahlar af olur. Allah’a açılan eller boş dönmez” deniyordu.
‘ORUÇLA BİRLİKTE NEFİS TERBİYESİ’
Cami avlusunda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslam Tarihi Yüksek Lisans öğrencisi Esma Kazankaya ve arkadaşlarına rastladım. “Biz Hacı Bayram Veli’nin tarihsel ve inançsal kimliğini önemsiyoruz. İftarımızı da burada açtık. Bu büyük insanın kabrinde dua etmek, ibadet etmek önemlidir” dediler. Teravih çıkışı Mehmet Aslan ve Hüseyin Yılmaz isimli iki arkadaş Ramazan ayının önemini belirtip “Duaların kabul olduğu ay bu aydır” dediler. Ankara İl Müftü Yardımcısı Osman Şekerci ile konuştum. “‘Bu ay 11 aydan daha kıymetlidir, hayırlı’ denmiştir. Çünkü Kuran bu ay inmiştir. Bin aydan daha hayırlı bir aydır. Kuran’ın vahiyle indiği her yerin bir anlamı vardır. En son bir kalbe inmiştir o da sevgili Peygamberimizdir” dedi. Altındağ Müftüsü Orhan Örnek ise “Kuran bu ay inmiştir. Bu ay çok önemlidir ama oruçla birlikte bir nefis terbiyesi de vardır. Bu ay cennet kapıları açıktır. Sevap kapısı açıktır. İbadetlerimizin ve dualarımızın kabul göreceği bir aydır. İyilikte yarışalım” diye ekledi. Hayırlı Ramazanlar...
Paylaş