Paylaş
Konuya duyarlı olanlar detaylarını da okumuştur kuşkusuz. Kasırga, sıcak hava dalgaları, sel ve orman yangınları gibi aşırı hava olaylarının, dünya genelinde en yüksek seviyelere ulaştığı ifade ediyordu haberde.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, raporun açıklanmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, 2020’nin sanayi öncesi döneme göre, 1,2 santigrat derece daha sıcak olduğunu belirterek, “uçurumun eşiğindeyiz” uyarısı yaptı.
Paris İklim Anlaşması hedeflerinin karşılanması için “zamanın hızla tükendiğine” dikkati çeken Guterres, iklim değişikliğinin gıda güvenliğini de tehlikeye attığını söyledi. Guterres, iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil ekonomiye geçişin ise 25 milyon istihdam yaratacağını ifade etti.
Çok iç karartıcı. Sık sık bu konu üzerine fikirlerimi paylaşıyorum. Dünya için son 10 yıl vurgusu yapılıyor. Bugünlerde önlem almayı başaramazsak, 2030’lardan sonra insanlık büyük bir karmaşanın içine düşecek.
Bunu uzun süredir gören AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı hayata geçiriyor. Bu Mutabakat, sık sık karşınıza gelecek artık. Daha önce ISO, CE Belgesi, gümrük birliği, yalın üretim gibi kelimeler nasıl kulaklarımızdan eksik olmuyorsa, gelecek 10 yıl da Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı duymaya devam edeceğiz.
Ekonomik alanda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları, dijital dönüşümün ardından artık önemli ölçüde bu konuya eğilmeye başladı bile.
Ülkemizde gönüllü kuruluşlar bu tür tarihi dönemeç noktalarını çok hızlı yakalıyorlar. Gelecek yılların, küresel ısınmaya karşı mücadele yılları olduğunu görüyorlar. Yaşadığımız coğrafyada üretimin bu gerçeğe göre yapılması gerektiğinin farkında pek çok sanayici.
Örneğin kumaşlar inceldi bile. Yakında ülkemizin en güneyi değil belki de daha kuzeyi tatil açısından daha cazip hale gelecek. Ayrıca afetler artık inşaat ve sigortacılık gibi faaliyetlerimiz için belirleyici olacak. Ama ekonomik açıdan en el yakanı elbette Avrupa Yeşil Mutabakatı olacak. Uyum için hızla hazırlanan büyük firmalar var. STK’larda bilgilendirme çalışmaları tam hız devam ediyor. Ancak ulusal bir stratejimiz var mı? Meçhul.
Önlemler almazsak küresel ısınma bir yandan dünyamızı ısıtırken, diğer yandan karbon salımını düşüremeyen şirketlerimiz açısından ekonomimiz de çok ısınacak. Malum, AB en büyük ticari ortağımız. Oradan gelecek bir karbon darbesini kaldıracak gücümüz var mı? Şüpheliyim. Alınan bu kararı hem şirketlerimiz hem ülkemiz hem de dünyamız için bir fırsata çevirebiliriz umarım. Bu konuda mutabık mıyız? Umarım öyledir.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş