Paylaş
Fransız Mia Hansen-Love, biraz da erkek kardeşinin öyküsü üzerinden elektronik müziğin 90’lardan günümüze uzanan serüvenini anlatırken son derece içten, samimi, hüznü ve neşeyi aynı anda aktaran bir film önümüze atıyor.
Öykünün kahramanı 1990’ların başında Paris’te DJ’lik yapan ve Guy-Manuel de Homem-Christo-Thomas Bangalter ikilisinden oluşan ünlü ‘Daft Punk’ grubunun da prodüktörlüğünü üstlenen Paul Vallée. Film, kronolojik biçimde Paul’ün hayatındaki virajlara uğrarken ortaya hem Coen Kardeşler’in ‘Sen Şarkılarını Söyle’ (‘Inside Llewyn Davis’) hem de Richard Linklater’ın ‘Booyhood’u tadında bir yapım çıkmış.
Doğrusu kişisel olarak bu müziğe yakınlığım yok ama öykü o kadar başarılı ve seyirciyi içine hemen alacak türden ki, bu filme karşı koymanız zor! Hele hele belli bir yaş kuşağı için kendi hayatına ve evrelerine bakma fırsatı da sunuyor. Bir tür ‘Cennet’e kabul ve kovulma hikâyesi de olan bu son derece güzel filmi kesinlikle kaçırmayın derim. Meraklısına: Son dönemin parlayan yıldızı Greta Gerwig de öyküye arada bir uğruyor...
Paylaş