Ah şu erkeklik halleri!

Evliliği, ayrılma fikriyle ‘şiddet’li bir noktaya gelen Harper için her şey çok kötü gelişir.

Haberin Devamı

Kocası James bir üst kata çıkar ve aşağı düşerken de kendisiyle göz göze gelir. Bu bir intihar mıdır yoksa kaza mı; kaybın yanında böylesi bir muammayı da yanında taşıyan genç kadın, bir anlamda huzur bulmak için iki haftalığına Londra’daki hayatını bırakıp Hertfordshire’a bağlı Cotson adlı köydeki kır evini kiralar. Bahçedeki ağaçtan bir elmayı koparıp yemesiyle başlayan bu serüvende karşısına tuhaf erkek profilleri çıkar ve yaşadığı kâbus daha da büyür.
‘Ex Machina’ ve ‘Annihilation’ gibi yönettiği filmlerin yanı sıra ‘Kumsal’, ‘28 Gün Sonra’, ‘Günışığı’, ‘Beni Asla Bırakma’ gibi yapımlardan da yazar kimliğiyle tanıdığımız Alex Garland, genel olarak eserlerinde ‘cennet’ metaforunu öne çıkarıyor. Onun karakterleri ruhlarındaki acıları dindirmek için gittikleri yerde problemlerinden kurtulmuyor, aksine çok daha zor denklemlerin içinde boğuşuyorlar... Son filmi ‘Adamlar’da (Men) da Harper, bir anlamda ‘Yasak meyve’yi, yani elmayı yiyerek günaha adım atıyor. Gittiği köydeki manasızlıklarsa evi kiralayan Geoffrey’yle başlıyor, sonrasında önce metruk bir yapıda gördüğü ve bahçesinde sökün eden çıplak adam, pek de tekin görünmeyen rahip, Marilyn Monroe maskeli çocuk, pub’daki öfkeli müşteri, polis memuru derken parçalar birleşiyor ve ortaya büyük bir felaket çıkıyor.

Eşinin kaybı sonrası yaşadığı vicdani travmayı atlatmak için huzuru taşrada arayan ama burada daha büyük bir kâbusun içine dahil olan bir kadın... Alex Garland imzalı ‘Adamlar’, ‘toksik erkeklik halleri’ne ilişkin bir ‘korku filmi’.

Haberin Devamı

Ah şu erkeklik halleri


Tünel sahnesi muhteşem...

Garland, yazıp yönettiği son adımında çok etkileyici bir atmosfer kuruyor. Harper’ın yavaş yavaş ruhen boğulma sürecini izlerken müzikle de beslenen görsel yapı, zihnimize çok çarpıcı kadrajlar bırakıyor. Lakin film nedense son bölümünde efektler eşliğinde kendi eliyle kurduğu bütün tuğlaları adeta yıkıyor ve son derece ‘didaktik’ bir hal alıyor. Evet, bu film erkeklerin nasıl ‘yaratıklar’ olduğunu göstermek üzerine kurulu bir korku öyküsü anlatıyor ama Garland’a var olan ‘formlar’ yetmiyor; kolu bıçakla ikiye ayrılan karakterlerle adeta Cronenberg’in sularına dahil olmak istiyor. Doğum sahneleri de hem bir tür reenkarnasyona işaret ediyor (gibime geldi) hem de ‘Adamlar’ı görsel açıdan ilginç kılmaya çalışıyor. Ama bu denli abartılı şekilde sınırlara uzanma isteği bence filmin kendine özgü tadını, nefasetini bozuyor, lezzetli bir yemek gereksiz soslarla mideye zarar verici hale geliyor! Bu arada öyküde çeşitli kültürlerde yer alan ve ‘yeniden doğuş’u simgelediğine inanılan ‘yeşil adam’ figürüne de gönderme var.

Harper’la, en son ‘Karanlık Kız’da Olivia Colman’ın gençliğini oynayan Jessie Buckley’nin çok başarılı bir performans sergilediği filmde, ana erkek karakterlerdeki bütün yüzler birbirine benziyor; çünkü onları tek bir isim, Rory Kinnear canlandırıyor! Aronofsky’nin ‘Anne!’si ve Kubrick’in ‘The Shining’inden de esintiler sunan ‘Adamlar’ın en iyi unutulmaz yanıysa Harper’ın orman içinde yer alan eski tünellerdeki gezi sahnesi. Burada çarpıcı bir kurgu ve Geoff Barrow-Ben Salisbury ikilisinin, Harper’ın yankılanan sesiyle yarattıkları enfes bir müzikal tını var.

Özetle Garland’ın ‘toksik erkeklik halleri’ne vurgu yaparken modern bir korku filmi inşa etme çabası olarak da nitelendirilebilecek yapıtı, gerçeküstücü gayretlerle vermek istediği etkiden uzaklaşmış. Geriye de fikirlerden ziyade görüntü yönetmeni Rob Hardy’nin zihinlerde yer eden kadrajları kalmış. Ama ‘Adamlar’ın bu ‘erdemleri’ için de salonun yolu tutulabilir.

Haberin Devamı

Ve diğer seçenekler...…

Ah şu erkeklik halleri

Cafer Panahi’nin oğlu Panah Panahi’nin ilk uzun metrajı ‘Yola Devam’ (Jaddeh Khaki), bir ailenin otoyolda çıktığı serüven dahilinde bir anlamda yaşadığı iç yolculuğu anlatıyor. Oyuncular Pantea Panahiha, Hasan Majuni, Rayan Sarlak ve Amin Simiar. Yerli komedi ‘Şimdi Yandık’ı Onur Aldoğan yönetmiş, kadroda Ersin Korkut, Tarık Papuççuoğlu, Nazlı Tosunoğlu ve Murat Akkoyunlu gibi isimler yer alıyor. İman Tahsin imzalı ‘Karanlık Madde’de Ahmet Yıldırım, Nihan Aşçı ve Orkun Ogar başrollerde. Ünlü çizgi film serisi ‘Yakari’nin sinema uyarlaması ‘Yakari: Muhteşem Bir Macera’yı (Yakari: A Spectacular Journey) Xavier Giacometti ve Toby Genkel ikilisi yönetmiş. Haftanın yerli gerilimleriyse ‘Arınma Seansı:
Tarot’ (Yön: Metin Kuru) ve ‘Semur 3: Kıyamet-i Cin’ (Yön: Burak Çelik).

Haberin Devamı

İzmir’in salonlarında yine filmler açacak!

Ah şu erkeklik halleri

Geçen yıl ilki düzenlenen İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali, ikinci kez sanatseverlerin huzuruna çıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteği ve Kültürlerarası Sanat Derneği işbirliğiyle düzenlenen organizasyon, şehrin kurtuluşunun 100’üncü yıldönümü nedeniyle 100’ü aşkın uzun metrajlı film içeren zengin bir program sunuyor. Açılış 10 Haziran akşamı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde, Rengin Gökmen yönetimindeki Ahmed Adnan Saygun Senfoni Orkestrası’nın seslendireceği Zülfü Livaneli Film Müzikleri Konseri’yle yapılacak. Festivalin Onur Ödülleri bu yıl Zybigniew Preisner ve Zülfü Livaneli’ye veriliyor. ‘Ustalara Saygı’ bölümünde Alexander Desplat, Carlos Saura ve Tony Gatlif filmleri yer alıyor. ‘Anılarına’ bölümünde Metin Bükey, Mikis Teodorakis ve Nino Rota’nın müziklerini yaptığı filmler gösterilecek. Emek Ödülleri’nin sahipleri Atilla Dorsay ve Necip Sarıcı olacak.

Haberin Devamı

Ah şu erkeklik halleri

Festivalde yer alan bölümlerse şöyle: ‘Özel Gösterimler’, ‘100 Yıllık Efsane: Judy Garland’, ‘MUBI destekli filmler’, ‘Hayat Bir Şarkıdır’, ‘Müziğin Yıldızları’, ‘Müzikaller Ölümsüzdür’, ‘Öyleyse Dans!’, ‘Sesler ve Renkler’, ‘Müziğin İzinde’ ve ‘Kısaca Müzik’.
Bütün bu etkinlikler Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, EgePark-Cinema Pink, Fransız Kültür Merkezi, İzmir Sanat, Karaca Sinema, Konak Sineması-Nâzım Hikmet K.M, Kadifekale Gemisi Açıkhava Sineması, Göztepe ve Kültürpark Açıkhava gibi mekânlarda gerçekleştirilecek. Festival 19 Haziran’da sona erecek.

‘Ulusal Yarışma’ filmleri

‘9.75’ (Yön: Uluç Bayraktar)
‘Beni Sevenler Listesi’
(Yön: Emre Erdoğdu)
‘Ela ile Hilmi ve Ali’
(Yön: Ziya Demirel)
‘Gölgeler İçinde’
(Yön: Erdem Tepegöz)
‘KERR’ (Yön: Tayfun Pirselimoğlu)
‘Kumbara’ (Yön: Ferit Karol)
‘Sardunya’ (Yön: Çağıl Bocut)
‘Sen Ben Lenin’
(Yön: Tufan Taştan)
‘Zin ve Ali’nin Hikâyesi’
(Yön: Mehmet Ali Konar)
‘Zuhal’ (Yön: Nazlı Elif Durlu)
Bu bölüme ilişkin jüride şu isimler yer alıyor: Erden Kıral (başkan),
Biket İlhan, Ebru Şeremetli, Güldiyar Tanrıdağlı, İzzet Öz, Selen Uçer
ve Selva Erdener. Ayrıca ‘Televizyon Dizilerinde Müzik Kullanımı’ kategorisindeki yapıtlar da Serdar Kalafatoğlu,
Alican Sekmeç, Burak Göral, Elçin Yahşi, Nezih Ünen, Özlem Özdemir ve Tuğçe Madayanti’den oluşan jüri tarafından değerlendirilecek.

Yazarın Tüm Yazıları