Otomobil farından büyüme morali

Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 3.8 büyürken, bunun bileşenleri şöyle oldu; iç talep yüzde 6.7 büyüme katkısı, dış talep ise yüzde 1.1’lik küçülme katkısı verirken, stoklardan azalıştan 1.9 puan geldi.

Haberin Devamı

İç talepteki bu yüksek artışın, 2 puanı ulaştırma ve iletişim harcamalarından, 2 puanı ise özel yatırımlardan geliyor.
Bütünü 100 olan bir pasta düşünün, bu pasta milli geliri temsil ediyor. Bunun 66’sı bizlerin yani hane halkının tüketiminden oluşuyor. Buna 4’lük bir dilim ise ülkemize gelen yerleşik olmayanların harcamalarından gelen bir ilave var. Yani, 70’lik bir dilimin tüketimi, ekonomide geliri yaratan en önemli payı oluşturuyor. Bir hanede nereye para harcanıyorsa bunlar ölçülüyor; gıda, barınma, ulaşım, eğitim, sağlık, eğlence. İşte dün açıklanan milli gelir ve büyüme verileri şunu söylüyor; milli gelir Nisan-Haziran arası dönemde yüzde 3.8 büyüdü.


100’lük pasta yüzde 3.8 büyürken, bu pastanın yüzde 70’ini temsil eden hane halkı harcamaları ne kadar büyümüş? Veriler, yüzde 4.5 büyüdüğünü söylüyor. Bu büyüme oranı 2013 son çeyreğinden bu yana en yüksek büyümeyi temsil ediyor. 100’lük pastanın 70’ini oluşturan hane halkı tüketiminin toplam büyümeye (yüzde 3.8) verdiği katkı da yüksek; 3.09 puan. Sadece yerleşiklerin katkısını hesaba katarsanız 3.6 puan. Yani neredeyse büyümenin tamamı yerleşik hane halkı harcamalarından gelmiş görünüyor.
Peki, hane halkı harcamalarındaki bu yüksek artış nerden gelmiş? Hangi harcamaları artırmışız ki milli gelirde yüksek oranda büyüme sağlamışız? İkinci çeyrekte, 100’lük hane halkı harcamalarının 27’si gıda, 19’luk bölümü de ulaştırma ve iletişim harcamalarından oluşuyor. Gıdadan gelen katkı 1 puan iken, ulaştırma ve iletişim harcamalarından gelen katkı 2 puan olmuş. Kestirme bir sonuçla; ikinci çeyrekte yüzde 3.8’lik ekonomik büyümenin 2 puanının hane halkı harcamalarından geldiğini görülüyor.
İyi de, ne var bu harcamalarda? Satın aldığımız otomobiller de bu kalemde, cep telefonları da bu kalemde, yaptığımız seyahatler de. Peki değer olarak hangisi ağır basıyor? Yine kabaca Türkiye’de yapılan otomobil alımlarının bu kalemde önemli bir ağırlığının olduğunu biliyoruz.

Haberin Devamı


İkincisi, Ocak-mart dönemindeki birinci çeyrek büyümesi de benzer bir tablo sunuyordu bize; ilk çeyrekte yüzde 2.5’lik bir milli gelir büyümesi çıkarken, hane halkı harcamalarındaki büyüme yüzde 3.9 idi. Yine ulaştırma ve iletişim harcamalarının katkısı 2.8 puan idi. Özetle, otomobil satışlarındaki patlama ekonomik büyümeye ‘tabela’ olmuştu. Buradan büyüme hikâyesi çıkmazken, yöneten siyasetçiler tabelaya bakmıştı.

Haberin Devamı


Geçen yılın ilk çeyreğinde 115 bin otomobil ve ticari araç satılırken, bu yılın ilk çeyreğinde 173 bin; geçen yılın ikinci çeyreğinde 171 bin araç satılırken, bu yılın ikinci çeyreğinde 258 bin araç satılmış. Her iki veri de yüzde 50’lik artış gösteriyor. Buradan en önemli sonuç; bu yüksek büyümenin, 2014’deki epey düşük bir baz üzerinden geldiğini özellikle not etmekte yarar var. Her iki çeyrekteki otomobil satışlarının da yine her iki dönemdeki döviz kuru artışı ile ilgisi var. Döviz kuru arttıkça ve buna dönük beklentiler iyileşmedikçe satışların önemli bir bölümü ithal olan otomobillere talep artıyor. Ama 2014 bazı çok düşmüştü.


Sorun şurada, bu büyüme yaygın bir hane halkı harcama artışını temsil ediyor mu? Hayır. Bu dönemde, otomobil ve cep telefonu satışlarının orta üstü gelir gruplarının harcamaları olduğu çok açık. Orta gelir grubu ve altında tam tersine giyim ve ayakkabı harcamalarında, eğlence ve kültür harcamalarında geriye gidiş var; küçülme var. Özellikle yılın ilk altı ayında, 2014’ün ilk altı ayına göre giyim ve ayakkabı harcamaları birikimli olarak yüzde 5.2 küçülmüş durumda. Eğlence ve kültür harcamaları ise yüzde 4.66 azalmış durumda. Özellikle gıda fiyatlarındaki artışın hane halkının satın alma gücünü düşürdüğü çok açık. Bu yüzden, haneye giren gelirin azalması, harcanmasında tahsisin değiştirilmesi anlamına da geliyor olabilir.
Son bir söz de, mevsimsellikten arındırılmış önceki çeyreğe göre büyümenin yüzde 1.3 olması, yavaşlığın iyi bir göstergesi.

Yazarın Tüm Yazıları