Paylaş
Candaş’ın eserlerinde doğup büyüdüğü ve yaşamını sürdürdüğü Karadeniz’in etkilerini farklı şekilde hissetmek mümkün. Sanatçı doğanın sessiz çığlığını, kimi zaman sıcak kimi zaman soğuk renklerle, nesnelerin gölgelerini zamanın sonsuzluğunda anlık yansımalar olarak kurguluyor. Eskimiş Karadeniz takalarının üzerine kondurduğu kargalar, gerçekte çevrenin insanın acımasızlığı karşısındaki sessiz isyanını ortaya koyuyor. Bu kapsamda Mümin Candaş’ın soyuta yakın gerçeklikteki kurgularının yanı sıra fantastik kurgulamalarının da dikkat çekici olduğunu söylemeliyiz.
İnsan ve doğa arasındaki ilişkiyi, doğanın insan üzerindeki etkisini estetik yorumlarla yeniden şekillendirmeyi hedeflediğini belirten Candaş, özetle şöyle anlatıyor resim dünyasını:
“Genellikle kullandığım renk ve kompozisyonlarda, denge, ritm ve zaman arayışı içindeyim. Barınaklar, eskimiş kayıklar, kelebek, bulut, ağaç veya kuşlar...Resim benim her tuvalde ürettiğim, kendimle kaldığım yeni bir dünyadır, bana dair bir dünya. Resmin izlenmesi, paylaşılması bu gerçeği değiştirmez. Bu nedenle resimlerimde kendi dünyamın bayrakları yer alır. Her ülkenin, her sınırın bir işareti vardır. Benim resmimde de bana ait bir direkte, boşlukta veya çalı parçasında asılan bayraklarım bulunur. Resim benim için bir yaşam biçimi olduğu kadar bir iletişim aracı da aynı zamanda. Bir şeyler söylemek isteyen kimi zaman sayfalar dolusu kitap yazar, bazıları iki cümlede derdini anlatır, ben de resim yaparak mesajımı veriyorum.”
Trabzon-Akçaabat Güzel Sanatlar Lisesi’nde Görsel Sanatlar Eğitimcisi olarak görev yapan, çalışmalarına kendi özel atölyesinde devam eden sanatçının eserlerini Ankara’daki birçok galeri ve müzayedede bulabilirsiniz. Eleştirmen Ümit Yaşar Gözüm’ün değerlendirmesiyle bitirelim Mümin Candaş yazısını:
“Tutkulu bir ruhtur Candaş, ne sevdiğinden vazgeçer, ne de güzelin peşinde koşmaktan. Candaş’ın figürleri ve manzaralarında doğa ve insan arasındaki sükuneti ve huzuru görürüz. O sakinlik içerisinde her yerden ve her şeyden uzak olduğu hissini verir izleyiciye. Candaş’ın eserlerinde doğa, modern çağın kent kültürüyle yetişmiş insanın eleştirisine dönüşür. Doğa ile melankolik bağ kurabilen ve bunu anlık kavrayışlarıyla kurguya dönüştürebilen ressamlarımızdandır Candaş. Onun resmettiği manzaraların izinden yürüyen izleyici, figürün ufukta kayboluşunu izleyerek resmin içinde bulur kendini. Candaş, doğa-insan ilişkisini resimlerinde sahaya çıkmış aynı takımın oyuncuları gibi paslaşarak sonsuz bir yolculuğa çıkarmak ister. Doğanın özgür renk dengesi ile resme duygu, ritm ve derinlik kazandırır. Bu çocuklukla başlayıp zamanla zenginleşen-renklenen ‘duygunun oluşmasını sağlayan coğrafyanın’ insana kazandırdığı algılama yetisidir. Bu yanıyla Anadolu’nun eşsiz mevsimsel geçişlerinin ve bölgesel farklılıklarının da etkisi büyüktür. Candaş, resmini yaşamın bir gerçeği ve toplumsal iletişimin bir aracı olarak algılar. Resimlerini yarattığı dünyanın, çizilmiş sınırları ve dikilmiş bayrakları olarak görür. Resminde ışık ve rengin ahengini yakaladığımız Candaş’ın sanatı ve özgünlük anlayışı, zihninin ihtiyaçlarından çok daha fazla ruhunun arayışlarından beslenmekte. Duyguyu besleyen düşüncenin gölgesini onun her fırça darbesinde görebilmek mümkün.”
KENTTE NE VAR?
Siret Uyanık-7 Mart’a kadar (Galeri M/Armada AVM), Işıl Özışık-5 Mart’a kadar (Nurol Sanat/Kavaklıdere), Nurgül Ferahoğlu-3 Mart’a kadar (Grup Sanat/Hollanda Caddesi), Baran Kamiloğlu-Ali Herischi-Hazal Aksoy-10 Mart’a kadar (Galeri Soyut/Yıldız), Recep Peker Tanıtkan 50. yıl fotoğraf sergisi-3 Mart’a kadar (Fırça Sanat/Hilal Mahallesi), Alev Ermiş Mavitan-1 Mart’a kadar (Siyah-Beyaz Galeri/Şili Meydanı), Durmuş Ali Akça-28 Şubat’a kadar (Medya Sanat/Çevre Sokak), Metafor zamanlar-26 Şubat’a kadar (Platform A/Taurus AVM), Mehmet Ozan Ahi-23 Şubat’a kadar ÇSM/Çankaya), Deniz Koşar-26 Şubat’a kadar (Zülfü Livaneli Kültür Merkezi/Yıldız), Karma Sergi-15 Mart’a kadar (Armoni Sanat/Yıldız), Karma sergi-28 Şubat’a kadar (Valör Sanat/Yıldız), Karma sergi-28 Şubat’a kadar (Çankaya Sanat/Yıldız).
Paylaş