Paylaş
Pazartesi sabahı Şişli Emniyet Müdürlüğü'nde evrak takibi yapan polis, Kanal D'ye ilginç bir belge bıraktı.
Evrak, 24 Mayıs'ta Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce düzenlenmiş. Daha sonra Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na, oradan da Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla,
Kanal D'ye gönderilmiş.
İLGİNÇ TEBLİGAT
Yaklaşık bir buçuk ayda adresine ulaşan belgeyi, şimdi birlikte okuyoruz:
‘‘2.2.1995 tarihinde ARENA isimli programda Engin Civan adlı şahsa ait olduğu ileri sürülerek yayınlanan not defterinin, Kanal D Haber Müdürü Uğur Dündar tarafından mahkememize -tetkik edilerek iade edilmek üzere- ibraz edileceğini bildirmesi üzerine, bugüne kadar ibraz edilmemiş olup, bahse konu defterin duruşmanın yapılacağı 30.9.1999 gününden evvel mahkememize ibrazı rica olunur.’’
‘‘Garip ama gerçek’’ olayların ülkesi Türkiye'de yaşadığımız için artık şaşkınlık yaratan durumlarda bile ‘‘Vay canına!..’’ dememeye alıştık.
Ama ‘‘Engin Civan'ın Not Defteri'nin Öyküsü’’nü bir kez de benden dinleyince, ‘‘Vay canına!..’’ diyeceğinize bahse girerim.
ARENA'NIN BAŞARISI
Engin Civan, Alaattin Çakıcı'nın tetikçisi tarafından vurulduktan kısa bir süre sonra, bir haber kaynağımız, dava konusu not defterini bize teslim etti. Defter dikkatlice incelendiğinde vaktiyle evine aldığı televizyonun 50 dolarlık taksitlerini bile ödemekte zorlanan Engin Civan'ın rüşvetle nasıl köşeleri döndüğü kolayca anlaşılıyordu. Buna rağmen defterdeki bazı şifreleri ve bağlantıları çözebilmek için, uzmanlarla uzun süre çalışmamız gerekti. Sonuçta hem Engin Civan'a dolar ve mark yağdırılan MEROL gizli banka hesabını, hem de Zeynep ve Efe Özal'a ait şifreli hesapları ortaya çıkardık. Hatta bununla yetinmeyip İsviçre'ye giderek, bankadaki işlem dökümlerini bile elde etmeyi başardık. ARENA ofisinde biriken tüm belge, kanıt ve bilgileri, sokaktaki insanın vergilerinden oluşan fonları hortumlayan Civan ve suç ortaklarının cezalandırılmasına yardımcı olmak için adalete teslim ettim.
Not defterinin dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Avni Bilgin'e teslim tarihi, Ocak 1995'tir. Üstelik bu teslim işlemi medya ordusunun önünde va alenen yapıldı. Konuyla ilgili haberler, tüm televizyonlarda ve yazılı basında geniş şekilde yer aldı. Sayın Bilgin, bilirkişi incelemesi sonucunda not defterinin Engin Cİvan'a ait olduğu kesinleşince, çeşitli kamu davaları açtırdı. Davaların bir bölümü sonuçlandı, sanırım bazıları halen sürüyor.
DEFTERİN HESABI
Engin Civan ise bildiğiniz gibi, Amerika ile Rusya arasında mekik dokuyor ve hortumladığı halkın parasıyla, krallar gibi yaşıyor. Bize de aradan geçen dört yıldan sonra yargıya bu defterin hesabını vermek düşüyor. Aslında bunca yıl sonra ARENA'ya ulaşan mahkeme belgesi, yargının içinde bulunduğu vahim durumu da gözler önüne seriyor. İnternet çağında bir mahkemenin, bulunduğu kentin basşavcısına teslim edilen çok önemli dosyalarla, bunlara dayanılarak açılan davalardan yıllar sonra bile haberdar olamadığı anlaşılıyor. Siyasi yönetimlerin onca ihmalkárlığına ve yargıyı eli kolu bağlı duruma getirme çabalarına hep karşı çıktık ve adalete olan inancın korunmasına çalıştık. Biliyoruz ki bu güven duygusunun kaybolduğu toplumlarda, kamu düzenini hiçbir güç ayakta tutamaz. Bu nedenle adaletin tecellisine yardımda bulunmak amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na teslim ettiğimiz not defteriyle ilgili bu mahkeme belgesini, bize özgü adalet anlayışının bir cilvesi olarak değerlendiriyorum. Dedim ya, ‘‘garip ama gerçek’’ olaylar ülkesinde yaşıyoruz.
Paylaş