Paylaş
2021 yılının da turizm açısından gelen bilgilere, oluşan şartlara göre şekilleneceğini tahmin ediyoruz. Günlerdir, aylardır salgının yarattığı krizi ekonomik rakamlarla anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz ama belki de rakamsal kayıpların yanında virüs salgınının tüm sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de bazı değişimleri getireceğini öngörmemiz ve salgın sonrası dönem için hazırlıklı olmamız gerekiyor.
Bu haftaki konuklarımız konularında uzman ve tanınmış üç isim; profesyonel turist rehberi Şerif Yenen, TUADER Turizm Akademisyenleri Derneği Başkanı Prof.Dr. Muharrem Tuna ve GÜMTOB-Güney Marmara Otelciler Birliği Başkanı Ersin Yazıcı…
ŞERİF YENEN: Profesyonel turist rehberi
Çoğunlukla serbest çalışan olarak faaliyet gösteren rehberler, iş olduğunda çalışan bir meslek dalı olduğundan, bir yıla yakın süredir adım adım duran turizm hareketi nedeniyle işssiz kaldılar. Devlet desteklerinden de kısıtlı yararlanabilen meslektaşlarımız zor günler geçiriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamu bankalarından rehberlere yönelik sağlanan sembolik kredilerin geri ödeme zamanı geldi çattı bile! Halen işsiz olan rehberlerin bu kredileri ödeyecek durumu yok, çünkü kriz devam ediyor. Dileğimiz bir an önce yeni desteklerin gündeme gelmesi ve bu zor günlerin hızlıca sona ermesi.
PANDEMİNİN OLUMLU YANLARI OLDU MU?
Pandemi süreci tüm olumsuzluklarına rağmen hepimizin yeni şeyler öğrendiği bir dönem de oldu. 2020’yi belki kayıp bir yıl olarak geride bırakıyoruz ama 2021’e de yeni kazançlarla giriyoruz.
Turizmin pek çok aktörü pandemi sürecini, ertelediği işleri hayata geçirmek için değerlendirdi. Bazı oteller epeydir fırsat bulamadıkları inşaatlara girişip tesislerini yenileme veya iyileştirme işlerine soyunurken, bazı acenteler de belki web sitelerini yenilemek, teknoloji yatırımlarına ağırlık vermek veya yeni programlar geliştirmekle meşgul oldu. Bu süreçte tanıtım ve pazarlama ile ilgili yeni fikirler ortaya çıkarken, belki de daha önce gözden kaçan pek çok ayrıntı fark edilip yeni yöntemler hayata geçirildi.
REHBERLER NE YAPTI?
Bu durum rehberler açısından da bu şekilde seyretti. Rehberler pandemide evde kaldıkları dönemlerde bilgilerine bilgi katarken, yeni tur güzergahları oluşturma veya yeni tur başlıkları çıkarma konusunda daha yaratıcı oldular. Eli kalem tutan bir kısım rehber, bu dönemi çok verimli geçirdi.
COVID-19 salgını sürecinde; sadece turist akışı ve davranışı değil, aynı zamanda çalışma şekilleri de değişti. Sanal turlar, online seminerler ve sohbetler başladı, böylelikle gezginler için turizmde e-tur kavramı ortaya çıktı. Turizmin kültür kesimi bu sayede yeni bir boyutta ivme kazandı. Rehberler, bu alanda da ağırlıklarını ve önemlerini pekiştirdi.
BEYİN FIRTINALARI İLE YENİ FİKİRLER
Ben kendim de bu süreci sanal turlar ve canlı seminerlerle geçiren bir turizmciyim. Pandeminin başından beri uzmanı olduğum birçok alanda hem bireysel hem kurumsal sanal turlar gerçekleştirdim. Avrupa’nın değişik ülkelerinde rehberlik mesleğini icra edenlerle online toplantılar gerçekleştirip durum değerlendirmesi yapıp, deneyimlerimizi paylaştık. ‘Birlikte ne yapabiliriz, turizm hareketini nasıl yönlendirebiliriz?’ gibi konularda beyin fırtınaları yaptık. Örneğin Yunanistan veya İtalya’da çalışan bir rehber meslektaşımla artık birbirimize iş paslama olanağı yaratabileceğimizi, böylelikle ülkelerimiz için de tanıtım fırsatı olabileceği konularında hemfikir olduk; üstelik bu sadece pandemi sürecinde değil, sonrasında da devam edecek bir işbirliği olacak.
Yeni yılın ilkbahar aylarından itibaren turizm hareketinin başlayacağını öngörüyorum. Kitle turizmi hemen başlayamayabilir, ama özel ilgi turizmi ile bireysel seyahat edenler ilk başlayacak olanlar gibi görünüyor. Pandeminin getirdiği bazı endişeler hemen yok olmayacak, olmamalı da. Geziler daha küçük gruplarla, belirli önlemler çerçevesinde ve özel ilgi ekseninde yapılacak. Özel ilgi turizmi de ülkemizin en avantajlı olduğu turizm çeşitlerinden.
Öte yandan e-turlar hayatımızın içine o kadar çok girdi ki, pandemi sonrasında da turizmin bir parçası olarak devam edecektir. Örneğin bir gezgin; pandemi öncesi yılda iki seyahat planlarken, artık bunlara ek olarak online geziler planlamaya devam edecek. Online iş toplantıları sürecek. Uluslararası kongreler, toplantılar yine yüz yüze gerçekleştirilecek ama ek olarak online toplantılarla belki de artık daha fazla etkileşim sağlanacak.
Prof. Dr. Muharrem Tun: TUADER Turizm Akademisyenleri Derneği Başkanı
Dünyanın belki de son yüzyılda yaşadığı en kötü bir yılı geride bırakmak üzereyiz. Geçen yıl bu zamanlar şu an yaşadıklarımızı birileri bize “böyle böyle olacak” diye anlatsa muhtemelen “aklını kaçırmış olmalı” diye değerlendirirdik. Ancak gelişmeler öyle bir hal aldı ki televizyonlarda geçmiş yıllarda komplo teorisi olarak seyrettiğimiz virüs merkezli tehdit filmleri bir de baktık gerçek oluverdi.
2020 yılı içerisinde tüm dünyayı saran COVID-19 virüsü, insanoğlunun birçok alışkanlığı ve davranışını temelinden sarstı, ülke ekonomilerine zarar verdi ve birçok sektörü yerle bir etti. Bu sektörlerin başında da seyahatin durma noktasına gelmesi nedeniyle turizm yer alıyor. Dünyanın hemen hemen her bölgesinde oteller, acentalar, rehberler ve ulaştırma işletmeleri ile bunların tedarikçileri başta olmak üzere, turizm sektörünün tüm bileşenleri ciddi bir krizle karşı karşıya. Ülkemizde bu krizin etkilerinin azaltılmasına yönelik bazı çabalar var ancak yine de sektörün bileşenleri ekonomik açıdan oldukça zor durumda. Sektör bu zamana kadar elde ettiği başarının baş aktörü olan nitelikli işgücünü de farklı sektörlere kaptırma riski de taşıyor.
TURİZMDE BİZİ NE BEKLİYOR?
Turizmin geleceğine yönelik iki farklı görüş olduğunu söylemek mümkün. Bunlardan ilki Aralık ayı sonlarına doğru dünya genelinde başlaması beklenen aşılama çalışmaları ile ilaç geliştirilmesine dair haberlere dayanıyor. Bu görüş 2021 yılında hızlı bir toparlanmanın yaşanacağına işaret ediyor. İnsanların bir yıl boyunca kısıtlanmış olması ve üzerlerinde oluşan seyahat açlığı düşüncesi bu görüşü destekliyor. İşin doğrusu ben de bu görüşe katılıyorum ve sürece iyimser yaklaşıyorum.
Diğer görüş ise biraz karamsar. Buna göre COVID-19 virüsü etkilerini daha uzun yıllar sürdürecek ve insanların kısıtlı yaşam sürdürmelerine neden olmaya devam edecek. İnsanların bu dönemde gelir seviyelerinin düşmesi ve turizm ile seyahate ayıracakları bütçelerinin azalması bu görüşü destekliyor. Ben bu görüşü pek benimsemiyorum. İnsanlar virüsün gerilemesi sürecinde turizm hareketliliğine ayıracakları bütçelerini bir şekilde temin ederler diye düşünüyorum.
Benim kişisel olarak ilk temennim virüsün mutasyona uğrayarak ortadan yok olması. Bu olmazsa aşı ve ilaçların COVID-19 karşısındaki mücadelede başarı sağlaması. Bu sayede vaka ve ölüm sayılarının azalarak dünyanın yeni normalden yeniden eski normale dönüş yapmasıdır.
Ersin Yazıcı: GÜMTOB-Güney Marmara Otelciler Birliği Başkanı
Pandemiden en çok etkilenen sektör turizm sektörü oldu. Covid-19 salgınının sektör üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için ve yeni normal düzende faaliyetlerini yürütebilmesi amacıyla bakanlığımız tarafından “Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı uygulaması, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın kurulması, global tanıtım kanalı “goturkey.com” portalının yenilenmesi gibi birçok yeni düzenlemeler yapıldı.
Türkiye, pandemi döneminde en yoğun tanıtım yapan ülke oldu. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, (TGA) tarafından 2021 Şubat ayında da yoğun yurt dışı tanıtımları yapılması planlanıyor. Türkiye’de turizmin 12 aya yayılmasını sağlamak üzere 81 ilin “goturkey” içinde tanıtılması hedefleniyor. İllerin yurt dışı tanıtımları da bakanlığımız tarafından desteklenecek. Yapılan tanıtım faaliyetlerinin iç turizme ve gelire ciddi katkı sağlayacağına; 2021 Nisan sonrasında tüm dünya ülkelerinde görülen ve yaşanan finansal problemlerden ötürü Avrupa ülkelerine kıyasla kaliteli ve daha ucuz tatil sunan ülkemize olan ilginin de yüksek olacağına inanıyorum.
ÖZEL SEYAHATLER
İnsanlar çok fazla evde kaldı; bu sebeple pandemi sonrası seyahatlerinin daha özel olmasını istiyorlar. Misafirlerin beklentisinin her zamankinden daha fazla kalite, hijyen ve dijitalleşme yönünde olacağını ve bu kriterlere önem veren otelleri tercih edeceklerini düşünüyorum. 2021 yeni servis modellerinin ilk defa denendiği ve fiyatlandırıldığı deneyim yılı olacak. Bu sisteme ayak uyduramayan oteller de rekabet edemeyecek ve yarışın gerisinde kalacak.
2021 yılında iç turizmin daha hareketli olacağını öngörüyoruz. Aşı sürecinden sonra seyahat etmek isteyenler ve yurt dışı riskini alamayan kişilerin yurt içi seyahat planı yaparak görmek istedikleri şehirlere gitmek için plan yapacaklarını düşünüyorum. Açıkçası dövizdeki artış da bu ihtimali güçlendiriyor.
Diğer taraftan pandeminin sebep olduğu en önemli değişikliklerden biri de uzaktan çalışma sistemi oldu. Yeni çalışma modelinin iç turizme de ciddi katkı sağlayacağına inanıyorum. Şehirlerin sadece sömestr, bayram periyodlarındaki dönemsel yoğunluklarına ek olarak uzaktan çalışma sistemi ile çalışanlar tarafından yıl içine yayılacak seyahat planları yapılacağını düşünüyorum. İnternet olan her yerde termal, dağ ya da deniz tatili yaparken aynı zamanda uzaktan çalışma da sürecek.
TERCİHLER DE DEĞİŞECEK
Aşı uygulama süreci ve etkilerinin görülmesi uzun bir zaman alacaktır. Bu süreçte kitlesel turizm türlerine olan ilgi daha bireysel, aile ve yakın dost çevresi ile sınırlı kalacak; butik oteller tercih sebebi olacaktır.
Yat turizmi, kamp-karavan turizmi, eko turizm, kırsal yayla turizminin rağbet görmeye devam edecek; sağlık, şifa turizmi, kültürel turizm ve doğaya yönelik diğer turizm kolları daha da gelişecektir.
Konser, fuar, toplantı, inanç turizminin ise önümüzdeki uzun bir dönemde gerçekleşmesi pek mümkün görmüyorum.
2020 çok zor bir yıl oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın öngörülerine göre turist sayılarında ve gelirlerinde yaklaşık yüzde 70-75 oranında daralma ile 2020 yılını kapatacağız. 2021 yılının Nisan ayından sonraki dönem için sektör olarak umutluyuz.
Paylaş