Fiyatları 1.2 milyon dolardan başlayan tek motorlu jetler, özel uçak pazarında yeni bir çığır açmaya hazırlanıyor.
Gelişmiş jet motor teknolojisi sayesinde yüksek emniyeti ekonomik uçuş maliyetleriyle birleştiren bu uçaklar, yıl sonundan itibaren arka arkaya hizmete girecek. Koltuk kapasiteleri iki pilotla birlikte 6 ila 7 kişi arasında değişen "kişisel jetler" amatör pilotlara da basit kullanım imkanı sunuyor.
Havacılıkta uzun yıllar "tek motorlu uçak" denildiğinde akla performansları sınırlı, gürültülü pervaneli uçaklar geldi. Pervaneli uçakların kullanım kolaylıklarına rağmen en büyük dezavantajı alçaktan ve yavaş uçmaları. Bu nedenle uçuşlar hava şartlarından etkileniyor. Buzlanma gibi tehlikeler, önleyici sistemlere rağmen düşük performanslı pervaneli uçakların hálá en büyük düşmanı.
Son yıllarda hızla artan petrol fiyatları nedeniyle pervaneli uçak imal eden Cirrus, Diamond, Piper gibi şirketler tek motorlu jet pazarına yöneldi. Uzun yıllardır bu pazarda olan şirketler, tecrübeleri yeni nesil teknolojilerle birleştirip geliştirdikleri jet modellerine aktardı. Uzmanlar, gelecek 10 yılda tek motorlu jetlerin pervaneli küçük uçak pazarında paylarının hızla artacağına dikkat çekiyor.
MENZİL UZUYOR
Bu projelerin hızla hayata geçmesindeki en büyük faktör yeni nesil teknolojilere sahip jet motorları oldu. Williams şirketi FJ33, Pratt&Whitney’in PW615/617 serisi motorlar yüksek performansı emniyet ve yakıt tasarrufuyla birleştiriyor. Tek kişinin rahatlıkla taşıyabildiği motorlar neredeyse havada durmamak üzere tasarlandı. Bakımları kolay. Tasarımda motoru üstte bulunan uçaklar, yabancı madde hasarı almadan toprak pistlere rahatlıkla inip kalkabiliyor.
Eclipse 400’te kullanılan PW615F motoru saatte 98 litre yakıt harcıyor. Bu sayede tek motorlu jetin bir saatlik uçuş maliyetinin ortalama 400 ila 550 dolar arasında olması öngörülüyor.
Tek motorlu jetlerin hızları saatte 667 kilometreye kadar çıkabiliyor. Menzil ise 1800 ila 2500 kilometre arasında. Yani İstanbul’dan kalkan tek motorlu jet batıda Viyana, doğuda da Van’a uçabilecek.
UÇURMASI KOLAY
Yeni nesil tek motorlu jetlerin en büyük özelliği amatör pilotlar için basit kullanımı. Tüm veriler uçağın kokpitindeki üç ana ekrandan takip edilebiliyor. Geniş kanat yüzeyi sayesinde uçaklar düşük hızlarda havada rahatlıkla tutunabiliyor. Böylece kısa pistlere inip kalkabiliyor. Bu modeller arasındaki Cirrus Jet’te ise paraşüt yer alıyor. Acil durumlarda pilotlar paraşüt sistemini devreye sokarak uçağın emniyetle yere inmesini sağlıyor. Küçük jetler, tek pilot tarafından uçuruluyor.
KONFORLU KABİN
Bu uçakların ağırlıklı olarak kendisi pilot olarak uçan, aileleriyle, iş ortaklarıyla birlikte seyahat eden iş adamları için geliştirildi. Kokpitteki iki pilotun yanı sıra arkada 4 veya 5 koltuk bulunuyor. İmalatçılar kabin tasarımlarında otomobil şirketleriyle birlikte çalışıyor. Ergonomik koltuklar ve iyi planlanmış kabin, yolculara 2-3 saatlik uçuşlarda konforlu bir ortam sağlamayı planlıyor.
AVRUPA’DA GECE UÇUŞ İZNİ 2010’DA
Tek motorlu uçakların en büyük sorunu gelişen teknolojilere rağmen birçok ülkede gece ve buzlanma şartlarında uçmalarına izin verilmemesi. Bu nedenle işadamları küçük jetlerde çift motorlu modellere yöneliyor. Halen tek motorlu uçaklara gece uçuş iznini sadece ABD, Kanada ve Avustralya, Avrupa’da ise Danimarka, Finlandiya ve Norveç veriyor.
Avrupa Havacılık Otoritesi EASA hazırladığı yeni yönetmelikle tek motorlu jetlere 2010’dan itibaren buzlanma ve gece şartlarında uçuş yapabilme izni vermeye hazırlanıyor. Uzmanlar yeni uçakların sahip olduğu teknolojiler sayesinde tek motorlu jetlerin yüksek emniyete sahip olacağına ve sorunsuzca her türlü şartta uçabileceğine dikkat çekiyor. EASA’nın bu düzenlemeyi hayata geçirmesiyle birlikte Avrupa’da tek motorlu jetlerin satışlarında büyük bir patlama yaşanması bekleniyor.
EASA’nın vurguladığı bir başka konu da eğitim. ABD’ye oranla Avrupa’daki amatör pilotların düşük uçuş saatlerine sahip olduğunu ifade eden EASA yetkilileri, yüksekten havayolu uçaklarıyla aynı irtifadan gidecek bu tür hafif jetlerde uçacak pilotların sürekli denetleneceğini ve eğitimden geçirileceğini belirtiyor.
1. CIRRUS JET
İmal ettiği tek motorlu pervaneli SR20 ve SR22 serileriyle ciddi bir satış başarısı yakalayan Cirrus Design şirketi, jet pazarına tasarladığı yeni modelle girdi. İnsansız hava aracı Global Hawk’ı andıran tasarımda, uçağın motoru gövde üzerinde bulunuyor. Cirrus Jet, iki pilot ve beş yolcu kapasiteli. Uçağın en büyük özelliği Cirrus’un diğer modellerinde kullandığı acil paraşüt sistemi. İlk uçuşunu 3 Temmuz’da gerçekleştiren uçak, şu ana kadar 500’e yakın sipariş aldı. Saatte 550 kilometre hıza çıkabilen uçağın menzili ise 1800 kilometre. Cirrus teslimatlara 2010’da başlamayı hedefliyor. Uçağın fiyatı 1.3 milyon dolar.
2. EPIC VICTORY
İlk uçuşunu 2005’te yapan Epic Victory’nin testleri halen sürüyor. Şirket teslimat için 2010’a gün veriyor. Koltuk kapasitesi 5 yolcuya kadar çıkan uçak, saatte 630 kilometre hıza sahip. Menzili ise 2 bin 200 kilometre. Standart donanımlı fiyatı 1.2 milyon dolar olan uçak, geniş kabini ile dikkat çekiyor.
3. DIAMOND D-JET
Diamond, rakibi Cirrus gibi pazara tek motorlu, pervaneli Katana serisi uçaklarla girdi. Başarılı kompozit kullanımı ile kendine eğitim uçakları kategorisinde önemli bir yer edinen şirket, dizel yakıt kullanan DA42 çift motorlu uçağından sonra D-Jet adını verdiği model üzerinde uçuş test çalışmalarını sürdürüyor. İlk teslimatı yıl sonuna planlanan D-Jet, saatte 583 kilometre hızla uçuyor. Menzili 2 bin 497 kilometre. Toplam 300’den fazla sipariş alan uçak, 1.38 milyon dolara satılıyor.
4. ECLIPSE 400
Çift motorlu 500 modeliyle 2 bin 500’den fazla satış yapan Eclipse şirketi, tek motorlu jeti 400 için sipariş almaya başladı. 400 modeli, dört koltuklu olarak tasarlandı. İlk uçuşunu geçen yıl yapan uçak, önümüzdeki yıl teslim edilmeye başlanacak. Saatte 639 kilometre hıza sahip Eclipse 400, 2 bin 315 kilometre menzilli. Satış fiyatı 1.35 milyon dolar.
5. PIPER JET
Pervaneli uçak pazarında önemli bir yere sahip Piper şirketi, geliştirdiği rakiplerine göre daha geniş kabinli jet modelin yer testlerine 27 Haziran’da başladı. İlk uçuşun önümüzdeki haftalar içinde gerçekleştirilmesi planlanıyor. Toplam 7 koltuklu uçak saatte 667 kilometre hıza ve 2 bin 400 kilometre menzile sahip. Teslimatların 2010’da başlaması planlanan uçağın fiyatı 2.2 milyon dolar.
Havacılıkta patent fakiriyiz
Teknoloji geliştirmede çok önemli bir yere sahip patent başvurularında havacılık sektöründe Türkiye patent fakiri çıktı. Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz’in verdiği bilgiye göre dünyadaki toplam 100 bin havacılık patent başvurusu arasında Türkiye’de yapılan 40 başvuru bulunuyor. Bunlardan sadece 8'i Türklere ait.
Havacılık sayesinde birçok teknoloji ilk önce uçaklar üzerinde deneniyor ve arkasından başka sektörlerde hayata geçiyor. Buluşunu tescil ettiren yani patentini alan kişi veya kuruluş 20 yıl boyunca o buluşun tüm haklarının aynı zamanda tek sahibi oluyor. Patentler mal veya hizmet gibi alınıp satılabiliyor, kiralanıyor. Hatta miras bile bırakılabiliyor. Bu konuyla ilgili tüm takip uluslararası patent kuruluşları tarafından takip ediliyor.
Yamankaradeniz’in verdiği bilgiye göre havacılıkla ilgili ilk başvuru 1903’te Wright Kardeşler’in ilk uçağı yapmasından 6 yıl önce yapıldı. Been Bernhard Reinhard ile Octave Chanute tarafından yapılan iki hava aracı tasarımı hayata geçirilmedi. Wright Kardeşler’in başvurusu, onaylanan ilk uçak buluşu oldu. O yıllarda uçaklarla ilgili patent sınıfı olmadığı için Flyer "havacılıkla ilgili makine" sınıfına alındı.
Bugüne kadar havacılıkla ilgili olarak 100 binin üzerinde patent başvurusu yapıldı. Uluslararası kayıtlara göre havacılık konusunda en fazla patent 15 bin başvuru ile Amerikan Boeing şirketine ait. Airbus’ın ise toplam 7 bin başvurusu bulunuyor. Ülkeler açısından havacılıkta ABD’nin yüzde 27, Fransa’nın yüzde 16, Almanya’nın yüzde 13, İngiltere’nin de yüzde 12’lik payı bulunuyor. Askeri havacılık konusundaki patent başvuruları ise gizli tutuluyor.
PATENT NASIL ALINIYOR
Buluş sahibi patent alabilmek için yaptığı buluşun ne olduğunu anlatan bir doküman oluşturularak Türk Patent Enstitüsü’ne başvuruyor. Türkiye’de geçerli bir patent belgesi almak için 25 YTL’lik başvuru harcı yatırmak gerekiyor. Araştırma ve inceleme için ortalama 1000 YTL harcanıyor. Başvuru yurtdışına taşınmak isteniyorsa ülke başına ortalama 2 bin 500 Euro’luk ücret ödeniyor. Uluslararası patent tescil süreci yaklaşık 2.5-3 yıl sürüyor. Patent belgesinin koruması başvuru tarihiyle başlıyor.
YERLİ HAVACILIK PATENT BAŞVURULARI
Başvuruyu yapanYıl Konu
İzzet İnançlı2008Tek veya iki kişilik uçan daire
Yakup Güner2007Yeni helikopter sistemi
Bülent Gültekin2007Hayat kurtaran uçak sistemleri
Mustafa Hikmet Komar2006Uçağın inişinde meydana gelen