Bölgesel uçak pazarında kısa sürede iyi bir yer edinen RJ uçaklarının şansı Bodrum Imsık havaalanı'nda açıldı. Son derece riskli kısa pisti ve kara yönüne kalkışta tepeler bulunan Imsık'da RJ uçakları iyi bir performans sergilediler.
Bir çok havayolu şirketi bu operasyonu izledi ve sonra sipariş verdi. Dört motorlu, koltuk kapasitesine göre çok dar olmayan kabini ile de ilgi odağı haline gelen RJ uçakları birbiri ardına ekonomik krizlere yakalandı. Son olaylar siparişleri düşürünce imalatın durmasına karar verildi.
Havacılık sektörüne zorlu günler yaşatan 11 Eylül Krizi'nin son kurbanı RJ bölgesel yolcu uçakları oldu. İngiliz Havacılık Sanayi BAE Systems'a ait Avro şirketi tarafından imal edilen RJ serisi uçakların üretim hattı yetersiz siparişler ve kriz nedeniyle kapatılıyor. Türk Hava Yolları filosunda da kullanılılan RJ imalatçısı şirket siparişleri tamamladıktan sonra bin 700 işçisi ile yollarını ayıracak. RJ'ler, 400 adet satışla İngiliz Havacılık Tarihi'nde Viscount'lardan sonra en çok üretilen İngiliz yolcu uçağı ünvanını elinde bulunduruyordu.
BÖLGESEL UÇAK
Pervaneli Viscount serisi uçaklarla bölgesel pazarda önemli bir yer elde eden İngiliz imalatçılar 1973'te bu sefer jet motorlu bir uçak üzerine çalışmalar başlattılar. Hawker Siddeley tarafından gerçekleştirilen bu çalışma İngiliz Hükümeti'nin desteğini de almıştı. HS.146 adı verilen proje ne yazık ki kısa ömürlü oldu.
Projenin başlamasından kısa süre ortaya çıkan Petrol Krizi, HS.146'yı 5 yıl erteletti. Çalışmalar 1978'de Hawker Siddeley'in portföyüne girdiği British Aerospace şirketinde tekrar başladı.
İmalatı uzun yıllar askeri ve bölgesel yolcu uçakları üreten Avro şirketi yapacaktı. Adı BAe146 olarak degiştirilen projede 70 koltuklu uçakta 4 adet Textron Lycoming imalatı ALF 502R-3 motoru bulunuyordu.
BAe146-100 ilk uçuşunu 3 Eylül 1981'de yaptı. 1983'deki sertifikasyonu aynı yıl içindeki teslimatlar izledi. 100 modelini, gövde boyu 2.39 metre uzatılan 85 koltuklu BAe146-200 takip etti. Satış başarısı yakalayan uçağın üçüncü modeli BAe146-300 oldu. Gövdesi 100 serisinden 4.79 metre daha uzun olan uçak 1 Mayıs 1987'de ilk uçuşunu yaptı. Avro şirketi 1990'ların başına kadar toplam 227 adet BAe146 üretti.
Seriyi modernize etmeyi planlayan Avro şirketi 1980'lerin sonunda yeni bir model tasarladı. Uçağın motorları Textron şirketini portföyüne katan Allied Signal'ın imalatı LF507'lerle değiştirildi. Kokpit modernize edildi. Yeni seride BAe146-100 serisi RJ70, 200 RJ85 ve 300 serisi de RJ100 adını aldı. Avro ayrıca 300 serisinin gövdesini daha da uzatarak 128 koltuklu RJ115'i geliştirdi. Ancak sipariş alınamayan bu model imal edilmedi.
MOTOR SORUNU
İlk uçakların 1992'de uçmasını 1993 yılındaki sertifikasyon ve teslimatların başlaması izledi. Bu seriden en çok RJ85 ve RJ100 tutuldu. Özellikle Avrupalı şirketler kısa, alçalma ve kalkış doğrultusunda dağların bulunduğu zorlu havalimanlarında kullanılmak üzere RJ uçaklarını tercih etti. Uçaklar dört motorun verdiği avantajla sıcak havalarda, yüksek irtifadaki kısa pistlerden rahatlıkla havalanabiliyordu.
Bodrum Imsık Havaalanı'ndan Türk Hava Yolları'nın düzenlediği RJ seferleri uçağın satış şansını ciddi biçimde arttırdı. Ancak motorlarda çıkan sorunlar RJ serisini ilk yıllarda epey zorladı. Helikopter motorundan geliştirilen LF507'lerin sorunları imalatçı Allied Signal'ın hazırladığı XRP modifikasyonu ile tamamen giderilebiliyor.
1990'ların sonuna gelinmesiyle RJ serisinin karşısına Brezilyalı Embraer, Kanadalı Bombardier ve Amerikan Fairchild-Dornier şirketinin geliştirdiği yeni nesil bölgesel uçaklar çıktı. Ve RJ'nin pazar payı giderek düşmeye başladı. Bunun üzerine İngiliz Avro şirketi uçağın yeni nesil serisi RJX üzerine çalışmalarına ağırlık verdi. Yeniden tasarlanan uçakta LF507 motorları yerini Honeywell imalatı yeni nesil AS977 motorlarına bıraktı.
Ekonomik ve sorunsuz motorlar uçağa daha fazla itiş gücü sağlayacaktı. RJX'in ilk uçuşunu yapmasından sonra daha sertfikasyon aşamasında başlayan 11 Eylül Krizi, Avro şirketini çok zor durumda bıraktı.
Yeterli sayıda sipariş alınamaması ve bazı satışların iptali sonrasında maliyet sınırlarını zorlayan projeyi ana şirket BAE Systems durdurma kararı aldı. Şu an uçak sertifikasyon aşamasında. Avro piyasaların durumunu gözönüne alarak ya aldığı 14 adetlik RJX siparişini teslim edecek ya da imalat yapmaktan vazgeçecek. Ancak hukuksal anlaşmalar doğrultusunda şirket daha önce imal ettiği, servisteki tüm uçaklara 2013 yılına kadar mühendislik, bakım ve yedek parça hizmeti verecek.
RJ UÇAKLARI THY'DE
İç hat trafiğini ekonomik olarak yapmayı hedefleyen Türk Hava Yolları (THY), 1980'lerin ikinci yarısında Türk Hava Taşımacılığı (THT) şirketini kurdu. Amaç pervaneli uçaklarla şehirleri birbirine bağlamaktı.
Alınan yine Avro imalatı ATP tipi iki motorlu pervaneli uçaklar verimli olmayınca bu uçakların RJ100'lerle değiştirilmesine karar verildi. İlk sipariş 1993 yılındaki Paris Havacılık Fuarı'nda açıklandı. Beş uçaklık anlaşmada teslimatlar Temmuz 1993'te başladı. İlk uçağın İstanbul teslimatına Prens Charles da katıldı.
SİMÜLATÖRÜ VAR
Uçaklar özellikle doğuya ve çevre ülkelere yapılan seferlerde kullanılmaya başladı. 1995'te THY 99 koltuklu 5 adet RJ100 ve 4 adet de 79 koltuklu RJ70 için Avro ile anlaşma yaptı. Toplam 14 uçağa ulaşan filoya bir de simulatör katıldı.
THY pilotlarının yanı sıra Crossair ve Özbekistan gibi bir çok havayolunun pilotları simulatör uçuşlarını Türkiye'de yapıyor.
THY ayrıca bu uçağı kullanan şirketlere mühendislik ve teknik yardım gibi konularda da hizmet vermek için çalışmalar yapıyor.
ZOR UÇUŞLAR
Bu uçaklar sayesinde THY uzun süre uçuş yapmakta zorlandığı Siirt, eski Samsun, Çanakkale, Bodrum'un eski havaalanı Imsık gibi inilmesi zor meydanlara rahatlıkla uçmaya başladı. RJ serisi uçakların hata kaldıran tasarımı ve performansı pilotlardan tam not aldı.
Bakım açısından başta motor ve diğer sistemlerde sorunlar yaşansa da teknisyenlerin uyum sağlamasıyla arıza oranları ciddi olarak düşürüldü.
Uçaktaki LF507 motorları, motor başına ortalama 60 bin Dolarlık harcama ile modifiye edilerek sorunlar giderildi. Halen RJ serisi uçaklar yüzde 99.8'le THY filosunda Boeing 737-800'lerden sonra en yüksek arızasız uçma oranına sahip. RJ serisi uçaklarda, THY'de 8 yılı aşkın sürede iki kırım yaşadı.
Birinci kaza eski Samsun Havalimanı'nda meydana geldi. Ocak 1998'de TC-THF tescil işaretli RJ100, pistin 640'ıncı metresinden dışarı çıktı. Ağır hasarlanan uçak gövdede yarılma nedeniyle hizmetten çıkarılarak 'kal' edildi.
Avro tarafından satın alınan gövde, kabin ekiplerinin eğitimlerinde kullanılmak üzere mock-up haline getirildi. CityFlyer Express tarafından satın alınan mock-up Eylül 2000'den bu yana kullanılıyor.
ikinci olay
İkinci kaza ise 22 Nisan 2000'de oldu. Siirt Havaalanı'ndaki yoğun yağış ve pistin kaygan olması nedeniyle TC-THL tescil işaretli RJ70 pistten çıktı. Ağır hasarlanan uçak kal edildi.
Halen THY filosunda 9 RJ100 ve 3 RJ70 görev yapıyor. Kiralık olan bu uçakların kontratları 1999 ve 2001'de yenilendi.
Kasım ayı sonuna kadar THY'nin RJ filosu 163 bin 892 iniş-kalkış ve 888 bin 357 saat uçuş yaptı.
Crossair kazası
Çok yüksek emniyet oranına sahip, pek fazla kaza yapmayan RJ serisinin son kazası İsviçre'de meydana geldi. Ekonomik kriz nedeniyle türbülanslı günler geçiren Crossair'a ait RJ100 tipi uçak Zürih Havalimanı'na iniş sırasında piste 3 kilometre kala düştü. Olayda 9 yolcu kurtulurken 24 kişi de hayatını kaybetti.
Almanya ve İsviçre arasında 19 Ekim'de yapılan anlaşmaya göre gece saat 22.00'den sonra Zürih'e inecek uçaklar gürültü kirliliği nedeniyle alçalmalarını İsviçre Hava Sahası'nda yapıyor. Daha sonra uçaklar Zürih'te Aletli İniş Sistemi'nin (ILS) bulunduğu 14 pisti yerine VOR-DME alçalmasının yapıldığı 28 pistine yönlendiriliyor. ILS'e göre çok daha az hassas olan VOR-DME yaklaşmasında pistin sağına ve soluna kaçış meydana gelebiliyor. Ayrıca sistem uçağa alçak mı, yoksa yüksek mi kaldığı bilgisini de veremiyor. Pilot 'karar irtifası' adı verilen belirli bir yüksekliğe alçaldıktan sonra pisti görürse iniyor.
Görüşün kısıtlı olduğu gece alçalmaya başlayan uçakta pilotun 788 metre yükseklikte pisti görmesi gerekiyordu. Pilotlar pisti görmek için biraz daha alçalarak 588 metreye indiler. Bunun üzerine kaptan pilot pas geçmeyi teklif etti. Bu sırada uçak gereğinden fazla alçaldığı için yere çarptı. İniş takımları açık olarak vuran uçakta kuyruk bölümündeki 9 yolcu kurtuldu. Pilotaj ve meydan şartlarının zorlanması kazanın nedeni olarak kayıtlara geçti.